1 Aralık, “Dünya AIDS Günü”ydü. Bu vesileyle ‘çağın vebası’ olarak tarif edilen AIDS’le nasıl mücadele edilmesi gerektiği hususunda kampanyalar açıldı, görüşler beyan edildi. Bazı san'atçılar da ‘poz’ vererek bu kampanyaya destek olmaya çalıştılar. (Müstehcen sayılabilecek ‘poz’lar vermenin, AIDS’le mücadele mi, yoksa teşvik mi olduğu ayrı bir mesele...)
‘Çağın vebası’ AIDS ile; yılda 1 gün mücadele etmek sûretiyle başa çıkmanın mümkün olmadığını her halde bu günü ilân edenler de biliyor. Gün için seçilen isimde de bir eksiklik var gibi. Amaç, AIDS ile mücadele ise, “Dünya AIDS Günü” yerine, “Dünya, AIDS ile Mücadele Günü” denilmesi daha makul olmaz mıydı? Yok, maksat AIDS’in reklâmını yapmak ise o başka mesele...
AIDS’in pek çok yayılma yolları var. Ancak en belirgin olanı ‘evlilik dışı ilişki/zina’ yoludur. Peki, bir yandan AIDS’e karşı kampanya açıp, öte yandan ‘zina’ya çıkan yollara ‘asfalt’ dökmek neyin nesi? Geçmişte, ‘bir kısım medya’nın ‘zina’yı ve ‘zanileri’ hararetle savunduğunu hatırlamak lâzım...
Evlilik dışı ilişkilere giren erkeklerin, eşlerine AIDS bulaştırdığı ve bu konuda ‘patlama’ yaşandığı da haberlere konu oldu. Sağlık Bakanlığı evli erkekleri bu konuda uyarmış. (Sabah, 1 Aralık 2006)
Habere göre, 1 Aralık Dünya AIDS Günü sebebiyle açıklanan veriler, ‘çağın vebası’ olarak nitelendirilen hastalığın hızını kesmediğini ortaya koymuş. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2006 verilerine göre, dünyada yaklaşık 39.5 milyon insan HIV ile yaşıyor. Geçen bir yıl içinde AIDS sebebiyle ölenlerin sayısı ise 3 milyonu bulmuş durumda. Aynı habere gere, 1985’te hastalıkla tanışan Türkiye’de de AIDS her geçen yıl daha da arttı. Sağlık Bakanlığı’nın Haziran 2006 verilerine göre, Türkiye’de kayıt altına alınan toplam AIDS’li hasta sayısı, 1985’te 2 iken, geçen 20 yılda 2412’ye çıktı. Bu hastaların 612’si AIDS vak'ası, 1800’ü ise taşıyıcı olarak kayıtlara geçti. Türkiye’deki AIDS’lilerin büyük kısmını dünyada olduğu gibi erkekler oluşturuyor. 1662 erkek AIDS hastası iken, kadın AIDS’li sayısı 750. Ancak Sağlık Bakanlığı AIDS’li kadın sayısının son yıllarda arttığına dikkat çekiyor.
İnsanlığı tehdit eden bu salgına karşı, ne ile ve nasıl mücadele edilecek? Sadece kampanyalar açıp, “Aman tehlike var!” demek yeterli mi? Dünyanın bildiği gibi bu hastalığın yayılma yollarının en başında ‘evlilik dışı ilişki’ geliyor. En büyük tehlike bu noktadan geliyor ve aslında önlenmesi de kolaydır. Kalplere birer ‘yasakçı’ koymak en kalıcı çaredir. Bunun yolu da ‘doğru dürüst din eğitimi’dir.
Bu tesbitten rahatsızlık duyup, “Her şeyi dine, diyanete, Kur’ân’a bağlıyorsunuz” diyenler olabilir. Onlara söyleyecek tek bir sözümüz var: “Bu tesbitlerden rahatsızlık duyanlar, varsa kendi ‘çare’lerini dünyaya ilân etsinler!” Kan nakli ve benzeri ‘ârızî’ durumlar hariç, AIDS’in evlilik dışı cinsel ilişki ile yayıldığı malûm. Hastalık belli ise, çaresi de bellidir. Kişiler, evlilik dışı cinsel ilişkinin ‘haram’ ve bu yola tevessül etmenin ‘büyük günah’ olduğuna ikna edilebilirse AIDS’in yayılması önlenebilir.
“Yok, biz hem müstehcenliği ve fuhşu/zinayı teşvik edeceğiz; hem de AIDS’i önleyeceğiz” derseniz kimse size inanmaz. Zaten bu metodla ‘çağın vebası’ önlenebilseydi, AIDS bu hızla yayılır mıydı?
“Hem ahlâklı, hem sağlıklı” cinsel hayat, ancak İslâmın emrettiği şekliyle yaşanabilir. “Zina” ve ona giden bütün yollar kapatılarak bu mümkün!
02.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|