İzmir’den Emir Bey: “Cinlere kendi içlerinden peygamber gönderilmiş midir? Yoksa insanlara gönderilen peygamberler aynı zamanda cinlere de mi gönderilmiş oluyor?”
Kur’ân, insanların ve cinlerin Allah’a iman ve ibadet yapmaları için yaratıldıklarını bildirir.1 İman ve ibadet görevi teklifi gerekli kılar. Teklif olmadığında mükellefiyet ve yükümlülük başlamaz.
Keza Kur’ân, cinlerden bir topluluğun Kur’ân’ı dinlediklerini, Kur’ân’ın bir hidayet rehberi olarak teklifini algıladıklarını ve iman ettiklerini, aralarında Müslüman olanların da, Müslüman olmayanların da bulunduğunu itiraf ettiklerini, Peygamber Efendimiz (asm) namaz kıldığında onun namazını görmek için cinlerin birbirlerini ezercesine Peygamber Efendimiz’in (asm) etrafında toplandıklarını bildirir. İlgili âyetlerin bir kısmı şöyledir:
* “De ki: Cinlerden bir topluluğun Kur’ân’ı dinleyerek şöyle dedikleri bana vahy olundu: ‘Biz doğru yola ileten harikulâde bir Kur’ân dinledik. Ve Ona iman ettik. Biz Rabb’imize hiçbir kimseyi ortak koşmayacağız.’”2
* “Biz o hidayet rehberini işittiğimizde ona iman ettik. Kim Rabb’ine iman ederse, ne mükâfatında bir eksiklikten korkar, ne de bir haksızlığa uğramaktan. Aramızda Müslümanlar da vardır, haktan sapmış olanlar da. Kim Müslüman olursa, doğru yolu arayıp bulanlar işte onlardır.”3
* “Allah’ın kulu ve peygamberi namaz kılmak için kalktığında, cinler onun ibadetini görmek için birbirine girercesine etrafında toplanıverdiler.”4
Öte yandan, mükâfat için bir sınır şartı koymayan Kur’ân, azap için bir sınır şartı bulunduğunu, azabın gerçekleşmesi için teklifin şart olduğunu bildirmiştir. İlgili âyetler şöyledir:
* “Biz peygamber göndermedikçe azap edici değiliz.”5
* “Size böylece peygamberler gönderilmiştir. Çünkü kendilerine peygamber gelmediği için ahalisi gaflette bulunan bir beldeyi Rabb’in helâk etmez.”6
Ve nihayet Kur’ân insanların ve cinlerin kendilerine hakkı tebliğ edecek kendi içlerinden peygamberler gönderildiğini haber vermiştir.
* “O gün Allah sorar: ‘Ey cinler ve insanlar topluluğu! Size âyetlerimi anlatan ve bu güne erişeceğinizi bildirip sakındıran içinizden peygamberler gelmedi mi?’ Onlar da: ‘Biz kendi aleyhimize (başımıza ne gelmişse kendimizden olduğuna) şahitlik ederiz’ derler. Onları dünya hayatı aldatmıştır. Onlar kendi aleyhlerinde şahitlik edip, kâfir olduklarını itiraf ederler.”7
Keza yine Kur’ân, Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm’ın emrinde cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil, intizamla sevk ve idare olunan ve Hazret-i Süleyman’ın (as) her emrine itaatkâr bir ordusu bulunduğunu8, şeytanların dahi Hazret-i Süleyman’ın (as) emrinde bulunduklarını9, cinlerin Allah’ın emriyle Hazret-i Süleyman’ın emrine girerek ona saraylar, suretler ve benzersiz havuzlar yaptıklarını10, bu sırada Hüdhüd kuşunun Sebelilerin güneşe secde ettiklerini Hazret-i Süleyman’a (as) bildirdiğini11 haber verir.
Keza, Kur’ân, şeytanın, insanların çoğunu saptıracağına dair iddiasını gerçekleştirdiğini ve mü’minlerden bir topluluk hariç insanların şeytana uyduklarını, şeytanın aslında hiçbir gücü ve kudreti olmadığını, fakat âhirete iman edenleri şüphe edenlerden ayırt etmek için şeytana fırsat verildiğini haber vermiştir.12 Hazret-i Âdem’den (as) beri şeytanın, insanları hep yanlış yola sürüklemek için uğraşıp durduğu bilindiğine göre; şeytan taifesinin ve cinlerin, insan cinsinden gelen hidayet rehberlerine ve insana yapılan teklife ilgisiz kalmadıkları, onlardan bîhaber olmadıkları ve peygamberlerin teklifleri ve tebliğleri ile doğuştan muhatap oldukları anlaşılmaktadır.
Diğer yandan, “Ey cinler ve insanlar topluluğu! Size içinizden peygamberler gelmedi mi?”13 ayeti de, cinlerin içinden cinlere de peygamber geldiği şeklinde bir mânâ ihtiva ediyor. Bununla beraber, cinlere cin taifesinden bir peygamberin gelip gelmediği konusunda her hangi bir haber mevcut değildir. Üstad Bedîüzzaman Hazretleri Hâtemü’l-Enbiyâ olan Peygamber Efendimiz’den (asm) sonra cinlerden peygamber gelmediğini bildirmiş, fakat son peygamberden öncesini yorumsuz bırakmıştır.14 Çünkü zaten Kur’ân-ı Kerim, tüm peygamberlerden haber vermiş değildir. “Sana bildirmediğimiz peygamberler de gönderdik”15 âyeti ise nihayet her peygamberin bize bildirilmediğini haber vermektedir.
Dipnotlar: 1- Zâriyât Sûresi: 56; 2- Cin Sûresi: 1-2; 3- Cin Sûresi: 13, 14; 4- Cin Sûresi: 19; 5- İsrâ Sûresi: 15; 6- En’âm Sûresi: 131; 7- En’âm Sûresi: 130; 8- Neml Sûresi: 17, 9- Enbiyâ Sûresi: 82; 10- Sebe’ Sûresi: 12, 13; 11- Neml Sûresi: 24; 12- Sebe’ Sûresi: 20, 21; 13- En’âm Sûresi: 130; 14- Şuâlar, s. 297, 298; 15- Mü’min Sûresi: 78.
02.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|