Şanlıurfa’dan okuyucumuz: “Peygamber Efendimiz (asm) hastalara ne gibi duâlar yapmıştır?”
İnsan hastalandığında şifâ için sebeplere müracaat etmesi, bu çerçevede doktora gitmesi, doktorun tavsiyelerine uyması, verdiği ilâçları kullanması, hastalığın hikmetlerini kavrayarak sabretmesi ve şifâyı yalnız Allah’tan beklemesi; sağlıklı günlerinde ise sıhhat ve âfiyetini gözetmesi ve sıhhatini bozmamaya dikkat göstermesi hiç şüphesiz şifâ için önemli birer fiilî duâ niteliği taşır. Şifâ için olsun, devâ için olsun, derde derman için olsun, Bedîüzzaman Hazretlerinin ifâdesiyle, duâyı mümkünse fiilî olarak yapmak, bununla berâber kavlî duâyı da ihmal etmemek gerekir.1
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bir insana teveccüh buyurdu mu, o insanın maddî-mânevî ne hastalığı varsa şifâ bulur, ne derdi varsa kaybolur giderdi. Onun yönelişi şifâ demekti, nazarı şifâ demekti, sözleri şifâ demekti, ilgisi şifâ demekti, gülümseyişi şifâ demekti, mübârek tükürüğü, teri ve elinin artığı şifâ demekti. Onun getirdiği Kur’ân da şifâ hükmündedir.
* Bir gün bir kadın hasta çocuğunu Resûl-i Ekrem Efendimiz’in (asm) yanına getirdi. Çocukta zekâ geriliği vardı, konuşmuyordu. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bir su ile mübârek ağzını çalkaladı, elini yıkadı; ve o suyu kadına vererek, “Çocuğa içir!” buyurdu. Kadın o suyu çocuğa içirdikten sonra çocuk derhal şifâ buldu, hastalığından ve belâsından kurtuldu. Hattâ yüksek bir akıl ve olgunluk sahibi oldu.2
* Muhammed bin Hâtip isminde bir çocuğun koluna kaynayan tencere dökülmüş, bütün kolunu yakmıştı. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm meshedip mübârek tükürüğünü sürdü. O dakikada çocuk şifâ buldu.3
* Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Ebû Katâde’nin genç kalması için şöyle duâ lütfetti: “Efleha’llahü vecheke Allahümme bârik lehû fî şa’rihî ve beşerihî” (Allah yüzünün güzelliğini artısın. Allah’ım, saçını ve vücudunu kendisi için mübârek kıl.) Ebû Katâde (ra) bu duânın bereketiyle yetmiş yaşında vefât ettiği zaman on beş yaşında bir genç gibi gösteriyordu.4
* Yine bir gazvede Ebû Katâde’nin (ra) yüzüne ok isâbet etmiş ve yırtılmıştı. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm mübârek eliyle meshetti. Ebû Katâde (ra) der ki: “Kat’iyyen ve asla ne acısını ve ne de cerahatini görmedim.”5
* Bir gün İmam Ebû Kâsım Kuşeyrî Hazretlerinin çocuğu hastalanmıştı. Çok üzüntü çektiği günlerde Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ı rüyasında gördü. Ve Efendimiz’den (asm) şifâ talep etti. Peygamber Efendimiz (as): “Oğluna şifâ âyetlerini oku” buyurdu.
Hazret-i İmam da oğluna şifâ âyetlerini okudu ve Allah’ın izniyle oğlu şifâ buldu.
Şifâ âyetleri şunlardır:
1- “Ve yeşfî sudûra kavmi’m-mü’minîne ve yüzhib ğayza kulûbihim.” (Allah mü’minler topluluğunun gönüllerini ferahlandırsın, şifâ versin ve kalplerindeki ıztırabı gidersin.)6
2- “Yâ eyyühe’n-nâsü kad câet küm mev’ızatun min Rabbikum ve şifâü’l-limâ fi’s-sudûri ve hüden ve rahmetün li’l-mü’minîn.” (Ey İnsanlar! Size Rabb’inizden bir öğüt, gönüllerin derdine şifâ, mü’minlere bir hidâyet ve rahmet gelmiştir.)7
3- “Yahrucu mim-butûnihâ şarâbüm-muhtelifün elvânühû fîhi şifâü’l-linnâsi inne fî zâlike le’âyete’l-likavmi’y-yetefekkerûn.” (Onların karınlarından çeşitli renklerde bir şerbet çıkar ki, onda insanlar için şifâ bulunur. Düşünen bir topluluk için şüphesiz bunda bir delil vardır.”)8
4- “Ve nünezzilü mine’l-Kur’âni mâ hüve şifâü’v-ve rahmetü’l-li’l-mü’minîn.” (Biz Kur’ân’da mü’minler için şifâ ve rahmet olan âyetleri indiriyoruz.”9
5- “Ve izâ meridtü fehüve yeşfîn.” (Hastalandığımda bana şifâ veren Allah’tır.”10
6- “Kul hüve li’llezîne âmenû hüden ve şifâün.” (De ki: Kur’ân, inananlar için hidâyet ve şifâdır.)11
Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hastalara şöyle duâ etmiştir:
1- “Allahümme rabbi’n-nâsi ezhibi’l-be’se işfi. Ente’ş-şâfî. Lâ şifâe illâ şifâüke. Şifâen lâ yüğâdiru sekamen. Allahümme işfi abdeke yenke’ leke adüvven ev yemşî leke ilâ salatin.” (Allah’ım! Ey insanların Rabbi! Şifâ ver! Şifâ veren ancak Sen’sin! Sen’den başka şifâ verecek kimse yoktur! Allah’ım! Şu kuluna şifâ ver ki, Senin bir düşmanına acı versin veya Senin rızânı kazanmak için namaz kılmak üzere yürüsün.)12
2- “Bismillâhi erkîke min külli şey’in yü’zîke min şerri külli nefsin ev aynü hâsidin. Allahümme yeşfîke bismillâhi erkîke.”
(Sana ıztırap veren her şeyden, her kıskanç nefisten, her hasetçi gözden Allah’ın adıyla sana şifâ dilerim. Allah sana şifâ versin. Allah’ın adıyla sana şifâ dilerim.)13
Dipnot: 1- Sözler, 287, 288; 2- Mektûbât, s. 141; 3- a.g.e., s. 142; 4- a.g.e., s. 145; 5- a.g.e., 139; 6- Tevbe Sûresi: 14-15; 7- Yûnus Sûresi: 57; 8- Nahl Sûresi: 69; 9- İsrâ Sûresi: 82; 10- Şuarâ Sûresi: 80; 11- Fussilet Sûresi: 44; 12- Ebû Dâvud, Tıb, 3883; Ebû Dâvud, Cenâiz, 3107; 13- Tirmizî, Cenâiz, 972
23.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|