İsim belirtmeyen okuyucumuz: “Ramazan dışındaki normal ayın hangi günlerinde oruç tutmak sünnettir?”
Her ayın üç gününde oruç tutmanın hükmü sünnettir. Bu günler için;
1- Pazartesi ve Perşembe günleri tercih edilebilir. Bu tercih sünnette vardır.1
2- Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm oruç tutmanın efdal olduğu üç günü “eyyâmi’l-biyz” olarak işaret buyurmuştur ki, bu günler ayın dolunay halinde olduğu en parlak gecelerin gündüzleridir. Yani ay takvimine göre (hicrî takvime göre) on üç, on dört ve on beşinci günlerdir.
Peygamber Efendimiz’e (asm) bir tavşan getirilmişti. Resûlullah Efendimiz (asm) yanında bulunanlara ikram etti ve:
“Siz yiyin. Eğer tavşan yeme arzum olsaydı ben de yerdim” buyurdu. Kenarda oturan bir adama da: “Gel; ötekilerle beraber sen de ye” buyurdu.
Adam:
“Ya Resûlallah, ben oruçluyum” dedi.
Peygamber Efendimiz (asm):
“Beyaz günlerde (ay ışığının en parlak—dolunay—olduğu gecelerin gündüzlerinde) oruç tutmadın mı?” buyurdu.
Adam:
“O günler hangileridir?” diye sordu.
Peygamber Efendimiz (asm):
“Ayın on üç, on dört ve on beşinci günleridir” buyurdu.2
***
Ankara’dan okuyucumuz: “Abdestsiz olarak risâle okurken geçen âyetleri okuyabilir miyiz?”
Efdal olan, Risâle-i Nur’u abdestli okumaktır. Bu durumda içinde geçen âyetleri abdestsiz okuma problemi otomatikman ortadan kalkmış ve problem aşılmış olur.
Abdest almak gibi bir ruh, moral ve gönül sağlığını ve bizi hades halinden arındıran bir hükmî temizliği yerine getirmek zor olmamalı. Şüphesiz su yoksa veya zorluk varsa sözümüz yok. Ancak su varsa, zorluk da yoksa yani imkân varsa abdest almak şüphesiz faziletli olandır. Çünkü Kur’ân’a ve âyetlerine abdestli dokunmak farz olduğu gibi; Kur’ân’ı ve Kur’ân ilimlerini abdestli okumak, âdâb ve usûl bakımından, feyiz ve fazilet bakımından, incelik ve nezahet bakımından efdaldir ve önemlidir.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh anlatmıştır: Resûlullah Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bir kabristana girdi ve:
“Esselâmü Aleyküm ey Mü’minler topluluğunun âlemi! İnşallah biz de size kavuşacağız. Kardeşlerimizi gördüm de sevindim” buyurdu.
Oradakiler:
“Ya Resulallah! Biz senin kardeşlerin değil miyiz?” dediler.
Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm:
“Siz benim ashabımsınız. Kardeşlerim ise henüz gelmediler. Ben onları Kevser Havuzunda bekleyeceğim” buyurdu.
Oradakiler:
“Ya Resûlallah! Ümmetinden senden sonra gelecekleri nasıl tanıyorsun?” dediler.
Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm:
“Düşünün; bir adamın siyah atlar arasında alnı beyaz, ayaklarında seki olan bir atı olsa, o atını tanımaz mı?” diye sordu.
Oradakiler:
“Elbette ya Resûlallah; tanır” dediler.
O zaman Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm:
“İşte benim o kardeşlerim kıyamet günü aldıkları abdest sebebiyle alınları ve abdestte yıkadıkları uzuvları parlayarak gelecekler. Ben ise onları Havuz başında bekleyeceğim” buyurdu.3
Namaz kılmak ve Kur’ân’a dokunmak dışında abdestsiz bulunabiliriz şüphesiz. Fakat Kur’ân ilimlerini tahsil ederken mümkünse abdestli bulunmak tercihimiz olmalı.
Eğer abdest alacak kadar suyumuz varsa, zorluk ve sıkıntımız da yoksa kıyamet gününde alnımızı, yüzümüzü, uzuvlarımızı ve ruhumuzu parlatacak ve bizi Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm’a yakın kılacak alâmet-i farikamız olan bir davranış bize bu gün neden zor gelsin ki?
Risâle-i Nur okurken abdestli bulunmak faziletli olmakla beraber; eğer abdestimiz yoksa satır aralarında geçen âyetlere el teması olmadan risâle okumamızda bir sakınca yoktur.
Dipnotlar:
1- Nesaî, Oruç, 83; 2- Nesaî, Oruç, 84; 3- Nesaî, Taharet, 110
17.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|