Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 10 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Sabah namazı için çaba göstermek



İsimsiz okuyucumuz: “Sabah namaza kalkmakta sıkıntı yaşıyorum. Alarm çalıyor, kapatıyorum, tekrar yatıyorum. Bu rehaveti üstümden nasıl atabilirim?”

Sabah namazı süre itibariyle en az, şekil ve uygulama bakımından en kolay ve en rahat olan, aslında eğer mesele yalnız, bizi kötülüklere sürüklemesine rağmen nefsimizde bitse yine de hiçbir problem yaşanmaması gereken bir sabah ibadetidir. Bir abdest ve dört rek’âtlik bir namaz. Allah aşkına nazlanmaya değer mi? Zorlanmaya, darlanmaya, rehavete, tembelliğe değer mi? Hepsi, hepsi beş dakikalık bir ibadet! Yazık sana ey nefsim! Haşir uyanışına benzer her sabah uyanışında beş dakikalık bir ibadetle Rabb’ine dönmek sana neden zor geliyor? Neden tembelleşiyorsun? Neden rehavet basıyor? Kılmamakla ve rehavetle ne kazanıyorsun?

Ama yok; iş nefsimizde bitmiyor. Bu konuda nefsimiz de kukla; birisinden emir alıyor! Şeytanından... Yoksa sabahın o günahlardan uzak vaktinde, o temiz ve Allah’a yakın saatlerinde, o uyanış ve diriliş zamanında, kolayca da kılınabilecek bir uyanış ve diriliş namazı olan sabah namazı, her ne kadar kötülükleri emredici de olsa, nefse neden zor gelsin? Allah’ın kulu olduğunu idrak eden nefisler için bunun problem olmaktan çıkması lâzım!

Ama demek kazın ayağı öyle değil ki, bu iş şeytanın ağzına bakan nefse zor geliyor. Çünkü bu beş dakikalık ibadette Allah’ın öylesine rızası ve hoşnutluğu gizli ki, Allah’ın öylesine rahmeti ve mükâfatları gizli ki, şeytan bunu hissettikçe çıldırıyor, çıldırıyor, çıldırıyor! Nefsimizi de aldatıyor ve baştan çıkarıyor.

Nefis zaten his ve duygularıyla birlikte öyle yarını göremiyor, öyle geleceğe akıl erdiremiyor, öyle uzakları düşünemiyor; günübirlik yaşıyor. Günübirlik yaşadığı için de, şeytanın verdiği küçük bir rehavet işini bitiriyor.

Oysa bu küçük rehaveti yeniversek, saatimizin alarmı çaldığında fırlayıp kalkıversek ve Allah’ın huzurunda el pençe dîvân dursak, o sabah namazının az olan şekilleri, kolay olan hareketleri ve rahatça yapılabilen rükünleri içinde öyle bir rızâya, öyle bir hoşnutluğa, öyle bir mağfirete, öyle bir merhamete ereceğiz ki, derecesini, mertebesini, makâmını, ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne hayal yetişmiş!

İşte bu şeytanı baştan çıkartıyor, şeytanı çıldırtıyor, şeytanı kudurtuyor! Az bir ibadete, sonsuz bir sevap ve feyiz şeytanın aklını başından alıyor. Onun için nefsimize rehavet veriyor, yatağı daha sıcak, uykuyu daha cazip göstermeye ve bizi namazdan alıkoymaya çalışıyor.

Biz akl-ı selimle düşünerek, sabır ve sebatla hareket ederek bu rehavetin üstesinden gelebiliriz. Hiç ümitsiz olmayalım. Kendimizden emin olalım. Nefsin hiçbir tembelliğine kulak asmayarak ve haklılık da vermeyerek alarm çaldığında yorganı tepelim. Kalkalım ve Allah emrini yerine getirelim. Nefsin hiçbir bahanesini dinlemeyelim.

Israrcı olursak, işin peşini bırakmazsak, şeytanımızdan gelen ibadet karşıtı taleplere kulaklarımızı sıkı sıkıya kapatırsak, nefsimizin ve şeytanın şerrinden her vakit Allah’a sığınırsak, inşallah bu vartayı Allah’ın izniyle, yardımıyla, rahmetiyle, tevfîk ve hidayetiyle aşabilir ve Allah’a kul olabiliriz.

Allah, cümlemizi yalnız kendine kul olmayı başaran kullarından eylesin. Âmin.

DUÂ

Allah’ım! Bizi îmâna yönlendir, inkâra yönlendirme! Bizi hayra yönlendir, şerre yönlendirme! Bizi duâya yönlendir, fala pula yönlendirme! Bizi rızâna yönlendir, kahrına yönlendirme! Bizi kulluğuna yönlendir, enaniyete yönlendirme! Bizi teslime yönlendir, isyana yönlendirme! Bizi tevekküle yönlendir, dalâlete yönlendirme! Bizi kanaate yönlendir, tebzîre yönlendirme! Bizi ebedî saadete yönlendir, ebedî şekâvete yönlendirme! Bizi Cennete yönlendir, Cehenneme yönlendirme! Bizi Sana yaklaşmaya ve Seni görmeye yönlendir, Senden uzaklaşmaya ve Sana düşman olmaya yönlendirme!

Âmîn... Âmîn... Âmîn...

10.11.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.11.2006) - Bir annenin feryadı

  (08.11.2006) - Sünnet-i Seniyyenin kapsamı ve mükâfatı

  (07.11.2006) - Günahlarda gizliliğin önemi

  (06.11.2006) - Hayatımızın gayesi ve nitelikleri

  (05.11.2006) - Nikâh, nişanlılık, evlilik üzerine sorular

  (04.11.2006) - Nikâhın geçerlilik şartları

  (03.11.2006) - Peygamber yıldızları

  (02.11.2006) - Oruç ve namazla ilgili muhtelif sorular

  (01.11.2006) - Kadın ve erkek birbirinin örtüsüdür- 2

  (31.10.2006) - Kadın ve erkek birbirinin örtüsüdür- 1

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004