Kış geldi sonbahar ayında. Ellerine yağmurları, karları alarak çaldı kapımızı. Hoş geldin kış. Zorsun, ıslaksın, çamursun, soğuksun, mücadelesin, ama en çok da sabırsın. Bütün bu yaşattıklarına dayanmak için sabrı öğretirsin bizlere.
Alınma lütfen, kırılma ve darılma, ama erken geldin. Hani bekleniyordun, fakat bu kadar güç ve çetin bir başlangıçla hayatımıza girivermen biraz şaşırttı bizleri. Sarstı.
Sellerle, canlar alarak girdin hayatımıza. Bizlere bir şeyler okutmak ister gibisin. Bu kadar ânî ve hışımla gelişinin bir hikmeti olmalı. Yüzündeki öfke ifadesinden neyi okumalıyız acaba?
İnsanlığımızdan kaybettiğimiz irtifaların öcünü mü alıyorsun? Yoksa bir yerlere gizlenmiş yasaklı günahların bedelleri mi var avuçlarında?
Bir çocuk, barut kokuları, kurşun izlerinin arasında yaşanmamış çocukluğuna acı gözyaşlarıyla isyan ediyor. Kirli avuçlarının arasından bir misket düşüyor yere. Üzerinde yoksulluğun bütün izleri. Bir baba ağlıyor feryat figan. Bir anne oğlunun fotoğrafını tutuyor elinde. Soruyor, “Yaşıyor mu hâlâ? Hiç haber alamadım nicedir gözlerim yollarda, kalbim duâda.” Yabancıların barut kokan elleriyle talan edilmiş topraklarda kan olmuş umudun adı. Kalbine sükût mu değdi ki, sessizsin böyle? Kış senin yüreğinin içine işlemiş.
Ey kış, bunların hesabını mı sormaktasın bize? En yakınımıza sokularak, uzaktakini duymayan kalbimizin bir köşesine acıları yerleştirmek mi istersin? Uzakta bir yüreğin acılarıyla, bizim yüreğimizin acılarının ortak renkte olduğunu göstermek…
Yüzündeki öfkeye başka anlamlar da verilebilir tabiî ki. Haddini aşmış ve yolunu kaybetmiş nice şımarık nefislere bir tokat, bir sarsma olabileceği gibi, bir yoklama da olabilir. Musibetlere karşı gönüllerdeki direnci ve sabrı ölçmek için de görevlendirilmiş olabilirsin. Taşkınlık ve isyan yerine, hikmete yönelen gönüllerin dillerine dökülecek bir iki şükür cümlesi…
Her şeyin bir kışı olduğunu mu anlatmak istersin yoksa? Hiç beklenmedik anda bastırıveren kalbin kışları gibi meselâ. Her şeyin aslında bizler için olduğunu ve kara, öfkeli görünen nice sağanakların arkasında batmayan güneşlerin varlığını anlatmak mıdır niyetin?
04.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|