Hiç kimse ve hiçbir kuruluş, halkın acısıyla dalga geçme hürriyetini kendinde görmemeli. Böyle bir şeyi hak, hukuk, vicdan kabul etmez.
Dün, iki büyük gazetenin sel felâketiyle ilgili veRdiği haberin başlığı tıpatıp aynıydı:
Batman da battı: 11 ölü"
Başlıktaki ifade vezinli gibi görünmesine rağmen, yine de tırmalayıcıydı.
Zira, ortada yerde yaşanmış büyük bir felâketin acısı vardı ve âdeta bu acının bilânçosu alaya alınıyordu.
Ama, o gazetelerden birinde esas tırmalayıcı, yaralayıcı, hatta vicdanları karalayıcı bir başka durum vardı. O da şudur:
Sürmanşetten sunulan o ölümlü acı haberin hemen yanı başında, hayli neşeli ve etrafa gülücükler dağıtan son günlerin en popüler âşıkı dul bir sanatçı hanımın yarıdan fazla üryan büyükçe bir fotoğrafı yer alıyor.
Fotoğrafla bağlantılı "Yeni aşk itirafı" başlıklı haber ise, ancak dörtte bir kadar küçük bir alanı kaplıyor.
Yani, o pür neşeli kadının dekolteli pozu, vitrinin en gözde malzemesi olarak kullanılmış.
Böylelikle, Batman'da afet sonucu yaşanan belki de son elli yılın en büyük acısıyla adeta dalga geçilmiş oluyor.
Mizah başka, alay başka şeydir.
Bu yapılan ise, düpedüz alay etmektir ve yöre halkına karşı büyük bir "saygısızlık" örneğidir.
Acı haberin, alaycı bir kompozeyle sunulmasına bir Batman'lı olarak buradan tepkimi ifade ediyor ve bütün hemşehrilerim adına yapılan bu saygısızlığı protesto ediyorum.
Hiçbir medya organı, halkın acısıyla, elemiyle dalgasını geçer gibi haber sunma Hürriyet'ine sahip değildir.
Bunu yapanların, afete maruz kalmış bölge halkından özür dilemesini bekliyoruz.
Mevsimlik
Kar yağışı ve OGS
Kar yağışı hızlandıkça, trafiğin seyri yavaşlıyor.
Hele hele İstanbul'da...
Neyse ki OGS (Otomatik Geçiş Servisi), özellikle Boğaz trafiğini önemli ölçüde rahatlattı.
Buna da şükür.
* * *
Dünkü gün, "Kar yağışı Trakya'dan yurda giriş yaptı. Edirne beyazlara büründü. İstanbul'da kar soğuğu hissedilmeye başladı."
* * *
Öyle anlaşılıyor ki, kar yağışı dün Kapıkule gümrük kapılarından hızla geçerek, TEM üzerinden tâ İstanbul sınırına kadar gelmiş durumda. (E–5'i de tercih edebilir.)
Muhtemelen, bugün de İkitelli'deki turnikelerden aynı hızla geçip gidecek. (Gişeler, gazete binamızın terasından görünüyor. Dün son ana kadar da baktım, henüz ciddî bir anaforik durum yoktu. Ama, bugün olabilir.)
Boğaz Köprüsü'yle Kartal'daki turnikelerde ise, şükür ki OGS var.
Kar dalgası zaten rahat geçer; dileriz otomobiller de öyle...
Günün Tarihi
Son Sadrâzamın vedâsı
4 Kasım 1922: Son Osmanlı Sadrazamı Ahmet Tevfik Paşa, bulunduğu makamdan dördüncü ve sonuncu kez istifa etti.
Tevfik Paşanın istifasıyla, Osmanlı'daki Sadrâzamlık sistemi de ömrünü tamamladı ve tarihe geçmiş oldu.
Saltanatın kaldırılması ise, Ankara hükümeti tarafından bundan üç gün evvel (1 Kasım 1922) zaten ilân edilmişti.
Bu durumda, Tevfik Paşanın da istifadan başka yapacak bir işi kalmamıştı.
Son Sadrazam olarak hem bulunduğu makama, hem de yaşadığı kendi ülkesine vedâ etmek zorunda kaldı.
***
Ahmet Tevfik Paşa, Sultan II. Abdülhamid ile Sultan V. Mehmet Reşad devrinde (13 Nisan 1909–5 Mayıs 1909 tarihleri arasında), VI. Mehmet Vahdeddin saltanatında ve İstanbul'un işgal altında olduğu dönemde (11 Kasım 1918–3 Mart 1919 ve 21 Ekim 1920–4 Kasım 1922 tarihleri arasında), toplam iki yıl dört ay yirmi dokuz gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.
04.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|