İslâm âleminden seçilmiş isimlere verilen Nobel ödülleri çoğalırken, bunların Müslüman toplumlarda kuşkulu değerlendirme ve tartışmalara yol açtığı da biliniyor.
Nobel alan ilk Müslüman, Pakistanlı fizikçi Abdüsselâm’dı. Bazıları, onun Kadıyanî olduğu için ödüllendirildiğini iddia ettiler.
Ancak o, ödül töreninde dahi Kur’ân’dan âyetler okuyarak, dünyanın her köşesinde gittiği bilim merkezlerinde Kur’ân’ın ilme verdiği önemi anlatarak ve Müslümanları da bilime teşvik ederek büyük hizmet yaptı.
(Bu konuda geniş bilgi için, merhum Abdüsselâm’ın “İdealler ve Gerçekler” adıyla Türkçeye çevirip Yeni Asya Yayınları arasında neşrettiğimiz kitabına bakılabilir.)
Ondan sonra Nobel alan ikinci Müslüman, Mısırlı romancı Necip Mahfuz oldu.
Ona da, “İslâma uymayan fikirleri var” eleştirisi yöneltildi. Ama yakınlardaki vefatından önce, bu yanlışlarının çoğunu düzelttiği yolunda haberler çıktı.
Bu yıl ise İslâm âleminden iki ayrı isme Nobel ödülü verildi. Biri Türkiye’den Orhan Pamuk, diğeri Bangladeşli Muhammed Yunus. Pamuk’unki edebiyat, Yunus’unki ekonomi dalında.
Pamuk’un ödülüne, Fransız Meclisinin Ermeni soykırımını reddetmeyi cezalandıran tasarıyı aynı gün kabul edilmesinin de katkısıyla, soykırım tartışmasının gölgesi düştü.
Yazarın daha önce bu konuda söylediği ve mahkemelik olan sözlerin bıraktığı izler de işin içine karışınca tam bir kamplaşma görüntüsü ortaya çıktı. Bir tarafta “İlk defa bir Türk yazar Nobel kazandı, gurur duymalıyız” diyenler, diğer tarafta ise “Bu ödül ihanetin ödülüdür” diye tepki gösterenler...
Arada kalan Pamuk ise şimdiye kadar bu havayı yatıştırmaya yönelik bir tavır ortaya koymuş değil. Bakalım, ileride ne yapacak?
Gelelim Yunus’un aldığı ödüle. Ödülün ona verilmesinin sebebi, “fakirliği önleme” amaçlı mikrokredi projesinin mimarı olması.
AKP’li Aziz Akgül’ün kurduğu İsrafı Önleme Vakfı kanalıyla ve hükümet desteğiyle bazı Güneydoğu illerinde de uygulamaya konulan bu projeye Soros da destek veriyor.
Bu uygulamada, 500-2 bin YTL mikro kredi dağıtılan fakir kadınların kendi işlerini kurmaları öngörülüyor. Yunus’a göre, proje 19 milyon yoksul Türkün hayatını kurtarabilir ve kadınların durumunu düzelterek, “radikal İslâmcı akımlar”ın önünü kesebilir.
Projeye, yapısal bozuklukları düzeltecek temel politikalar uygulanmadığı sürece fakirlik sorununu çözmesinin mümkün olmadığı yönünde ciddî eleştiriler de yöneltiliyor.
Yoksulluğun diz boyu olduğu, adam başı 10-20 YTL dağıtılan kuyrukların kilometrelerce uzadığı bir yerde, 500-2 bin YTL gibi bir rakam elbette önemli. Krediyi amacına uygun şekilde kullanıp geçimini sağlayacak ufak bir iş kuran, hattâ birkaç kez kredi alıp geri ödeyerek işini büyüten kadınlar da var.
Ama kadınları iş hayatına çekip kredi ve faize alıştırma, “radikal İslâmı önleme,” arkadaki Soros silüeti gibi noktalar projeyi de, Nobel’le ödüllendirilmesini de sorgulatıyor.
04.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|