“Denizleri şenlendiren”1 ve insan hayatıyla sıkı bir irtibatı olan balıkları, bir çok kişi av yasağı kalktığında veyahut da sofrasında gördüğünde hatırlar.
İnsan hayatının balıkların hayatlarıyla nasıl bir irtibatının olduğunu Said Nursî Hazretleri bakın nasıl izah ediyor: “Zira ne vakit balık milyon yumurtayı birden doğurmazsa, o vakit insan yaşayamaz, hayat sukut eder.”2
Evet insanın hayatını sürdürmesiyle böylesine bağlı bir canlı türünü “beşerin bulaşık eli”3 yok etmek için adeta yarışmaktadır. Bir taraftan balıkları zamanından önce avlamakta, diğer taraftan balıkların yaşama ortamları olan gölleri kurutup deniz ve nehirleri de kirletmektedir. Konya bölgesinde içerisinde yirmiye yakın balık çeşiti olan ve balıkçılık yapılan bazı göller tamamen kurumuş durumdadır. 21 Ekim 2006 tarihli bazı gazetelerde bu konu ile ilgili yeni haberler vardı. Sakarya nehri ve Erzurum Karasu nehrinde görülen toplu balık ölümlerinin ardından Bafa gölünde de binlerce balığın oksijensizlik yüzünden ölmesi yeni örneklerdendir.
Bu “bulaşık el” çok uzun olduğu için okyanuslara kadar uzanmış, oradaki canlıları da tehdit etmeye başlamış. Diğer taraftan da, “Bu dünyamızın menba-i acaip buhar kazanları hükmünde olan denizleri”4 de kurutmakla meşguldurler. Nitekim Aral Gölü buna iyi bir örnektir.
İşte bu konu ile ilgili basında çıkan yeni bir haber: “Bilim adamlarının, okyanuslarda, deniz canlılarıyla denizden sağlanan geçimi tehdit eden 200 civarında ‘ölü bölge’ tesbit ettikleri belirtildi. BM çevre programı (UNEP), kirlilikten kaynaklanan ve zehirli yosunların oksijeni tüketmesiyle oluşan bu ‘ölü bölgelerin’ son 2 yılda yüzde 34’lük artış gösterdiği belirtildi. ABD’nin kuzey bölgelerinde ilk kez belirlenen ‘ölü bölgeler,’ Missisippi ırmağının kirlettiği Meksika körfeziyle biliniyor”5
“Beşerin medarı maişeti”6 olan balıklara düşmanca davranılması anlaşılır gibi değil. Ancak bir âyette geçen “Zelumen cehula” yani ‘Zalim ve cahildir’ hükmü ile açıklanabilir. İnsanların balıklara verdikleri zararlar sadece maddî yönüyle değil, manevî yönden de onları rahatsız ettiklerini şu ifadelerden anlıyoruz: “Hatta deniz dibindeki balıklar dahi günahkâr ve zalimlerden şekva ediyorlar ki, onların yüzünden yağmur kesilir. Hatta bizim nafakamız azalır.”7
Dipnotlar:
1- Mesnevî-i Nuriye, 162; 2- Lem’alar, 95; 3- Lem’alar, 304; 4- Asa-yı Musa,191; 5- Milliyet, 21 Ekim 2006; 6- Muhakemat, 53; 7- Emirdağ, 32.
28.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|