‘Bilişim’ olmadan asla!
Çin’den gelen ithal ürünler, zaten ayakta durmakta zorlanan birçok sektörün düşüşünü hızlandırdı. Ayakkabıcılar, tekstilciler, elektrik-elektronik sanayicileri ve demir çelik işletmecileri, Çinli üreticinin ülkemize sokuşturduğu kalitesiz ve ucuz ürünlerin piyasa fiyatlarını aşağı çekmesinden dolayı oldukça zor günler geçiriyor. Özellikle tekstilciler ve ayakkabıcılar bu durumdan çok rahatsız. Çin’in ucuz yollardan ürettiği ürünlerin kalitesini ya da ülkemizin ithalat politikasını tartışmaktan öte, kalkınma yolunda bilişim sektöründe neden önemli işler yapamadığımızı düşünmemiz daha önemli.
Neden bilişim?
IMF’den gelen baskılar sonucu sağ olsunlar çiftçimizin beli bükülmüş durumda. Öyle ki dışarıdan buğday bile alır duruma geldik. Tekstil ve ayakkabı sektörü de Çinlilere teslim olmak üzere. Türkiye’de yeraltı kaynaklarımızı kullanmamıza da uzun bir süre izin vermeyeceklerine göre devlet memuru olmak isteyen yüz binlerce okuyan üniversite öğrencisini ve mezun olan yüz binlercesini hoş karşılamak gerekiyor. Çünkü ÜRETİM YOK! Bunca sebepten sonra, aslında soru “neden bilişim değil” olmalıydı. Uluslar arası telekomünikasyon kurumunun kurucu üyelerinden olan Osmanlı Devleti, telgrafı ve telefonu ilk kullanan devletlerden biriydi. Sanırım teknolojiyi üretmekten çok kullanmak ve izlemek atalarımızdan kalan bir miras…
Bediüzzaman Münâzarât’ta, geçim kaynağı olarak üç sektörü (tabiî, meşrû ve zîhayat-geleceği olan anlamında) göstermiş: San’at-Ziraat-Ticaret. Memurluğu ise geçim kaynağı için tabiî olmayan yol olarak göstermiş. Şimdi gençlerimizin ve orta yaşın üzerindeki “Büyüklerimizin” sözlerine kulak verelim: Sırtını devlete ver gerisi boş! Memur olmayana ev de yok, kız da! Bunca yıl okudun bari memur ol! Abi okul bittikten sonra önce KPSS, sonra LES, sonra ÜDS, sonra da bir şey çıkmazsa askere giderim herhalde!.. gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Kültür erozyonu denen şey bu olsa gerek. Toplumun üretime tamamen yabancılaştırılması gibi ufak(!) bir sorunumuz var. Bediüzzaman 1911’de üç türlü geçim kaynağını belirtmiş. Ancak 95 yıl sonra anlıyoruz ki hâlâ geçim kaynaklarımızın yolunu İslâmiyet’e ve fıtrata göre belirleyememişiz. Öyle ki şu anda en önemli üç geçim kaynağı: İthal parçaları bir araya getirip satmakla üretim yaptığını düşünenler (Yani her nevî bakkalcılık yapanlar), bankadaki parasının faiziyle hayatını garantiye alanlar (paradan para kazananlar), kolay para kazanmanın her türlü yolunu mübah sayanlar (her türlü hırsızlar ve diğerleri). Şu andaki geçim kaynakları para kazanmanın kolay olduğu yollar. Para kazanmanın zor hâle geldiği dönemde faizcilik, her türlü bakkalcılık ve meşrû olmayan yolların önü tıkandığında bu sefer bilgiden ve üretimden para kazanma dönemi başlayacak.
Çok verimli arazilerinde “Yabanî Ot” yetiştiren ahmak çiftçiler nasıl ki yanlış yaptığının farkına bir gün varacaksa, ülkemizin genç beyinlerini sınavdan sınava koşturmakla yükümlü olan yetkililerin de bir gün durumun farkına varacağına eminim. Bilişim sektörü her türlü teknolojik yeniliği kullanan ve üreten dinamik/canlı bir sektör olması sebebiyle çalışanlarının da aynı özellikte olmasını gerektiriyor ki, ülkemizde genç nüfusun hem bilgisayara hem de teknolojik cihazlara yatkınlığı ülke genelinde bilişim kültürünün oturmaya başladığını gösteriyor. Yalnız üniversitede verilen eğitimler sonucu mühendislerimiz ve teknik öğretmenlerimiz sektörden bîhaber yetişiyorlar. Yıllardır süregelen üniversite-sanayi işbirliği sağlanamadığından öğrenilen bilgiler “sanal”izasyona gidiyor. Tabiî ki ülkemizdeki kaliteli birkaç üniversitemizin mühendisleri gerek yurt dışı gerekse yurt içi stajlarını öğrendiklerini uygulamaya dökebilecekleri firmalar bulabildiklerinden kaliteli bir eğitim almış oluyorlar. Ülkemiz yazılım üretip satma yarışında Romanya ve Macaristan tarafından geçilmiş durumda. Bilişim sektöründe çalışanları genelde bilgisayar, elektrik-elektronik, yazılım bölümlerinden mezun olanlar oluşturduğundan mezun sayısı göz önüne alındığında bu yarışta geçilmemiz de çok üzücü. Bilişim, kalkınmamızda en önemli yollardan birisi.
Bilişimi bir araba olarak düşünürsek; motoru beyin gücü, yakıtı teknoloji, lastikleri ekonomi, sürücüsü özel sektör ve devlet, yolcuları ise halktır. Bu durumda bu arabayı yola çıkarması gereken özel sektör ve devlet el ele vermeli, üniversitelerde beyin göçünü değil beyin gücünü ön plana çıkarmalı, teknolojiyi izlemek yerine üretmeli, ekonomisini Arge’ye ayırmalı ve halkına hizmet etmeli. Bol teknolojili günler…
|
Serdal DELEBE
22.10.2006
|
|
Web siteniz bu kutunun içinde
Kurumsal ve bireysel kullanıcıların bu ihtiyacına çözüm olabilecek Türkiye’nin ilk “Paket Web Sitesi” sistemi Wikado Webbox, kullanıcılarını hızlı bir şekilde Web sitesi sahibi yapıyor. Wikado Webbox, şirketlerin ve bireysel kullanıcıların kendi Web sitelerini kendilerinin yapabilmesine ve istediklerinde güncelleyebilmelerine imkân sağlıyor.
İnternet’in hızına yetişmek, etkin ve verimli bir biçimde kullanmak isteyen firmalar, artık herhangi bir kişi veya kuruluşa bağlı kalmak, yüksek ücretler ödemek ve bir değişiklik için günlerce beklemek yerine; kendi kontrollerinde olan ve üzerinde istedikleri an değişiklik yapabilecekleri, güncellenebilir Web sitelerini tercih ediyor.
Bireysel kullanıcılar ise amatör müzik çalışmalarını insanlarla paylaşmak, portfolyolarını yayınlamak, öğrencileri için ders notlarını online ortama aktarmak, bebekleri için bir Web günlüğü oluşturmak, seyahatlerini fotoğrafları ile birlikte arkadaşlarına anlatmak, bir e-dergi oluşturarak faaliyetlerini geniş alanlara taşımak veya yalnızca kendilerini ifade ederek iletişimi kolaylaştırmak için bir Web sitesi kurmak istiyor; fakat teknik bilgi yetersizliği ve kullanım zorluğundan dolayı bu fikirlerini askıya alıyor ya da hazır blog sitelerinde ulaşılması zor bir sayfa sahibi oluyorlar.
Wikado, herkesin kullanabileceği kadar kolay kullanımıyla dikkat çekiyor. Kutu içinden çıkan aktivasyon kodu sayesinde sistem aktive edildikten yaklaşık beş dakika sonra site yayına çıkıyor. Üstelik bu tür sistemlerin en büyük çıkmazı olan belirli tasarımları kullanma zorunluluğunu ortadan kaldıran DDS (Dynamic Design Management) teknolojisi sayesinde şirketler kendi kurumsal kimliklerini Web sitelerine tam bir serbestlikle yansıtabiliyorlar. 10 dile kadar yabancı dil desteği, dinamik formlar, e-bülten, akan haberler kutusu, site içi arama, çok katmanlı menü yapısı ve benzeri birçok gelişmiş özelliğe sahip olan sistem ayrıca çok detaylı ziyaret raporları verebiliyor.
Wikado tarafından geliştirilmiş olan DSES (Dynamic Search Engine Submission) ve DSEO (Dynamic Search Engine Optimization) teknolojileri sayesinde site muhtevası oluşturulduğu anda herhangi bir kullanıcı müdahalesi gerektirmeksizin arama motorlarına otomatik olarak kaydediliyor. Sistem, sürekli izleme yaparak muhtevada bir değişiklik meydana geldiğinde arama motorlarındaki kayıtları güncellediği gibi, site haritası, RSS, XML, destekleri ve arama motorlarının indeksleri için özel olarak optimize edilmiş sayfaları sayesinde, Web sitesinin arama motorlarının ön sayfalarında yer almasına imkân sağlıyor. Bu özelliği sayesinde Wikado Webbox platformunda çalışan web siteleri arama motorlarında normal web sitelerine kıyasla çok daha başarılı bir performans sergiliyor.
Wikado Webbox’ı yıllık ve aylık olmak üzere iki farklı paket halinde satışa sunuluyor. Yıllık KDV dahil 269 YTL olarak satılan paket haricinde, 29,90 YTL’lik aylık başlangıç paketi satın alınarak devam eden her ay 19,90 YTL ödemeyle kullanım özgürlüğü tanıyan bir versiyon da mevcut. Kutudan Wikado CD’si, Kullanma Kılavuzu, sözleşme ve aktivasyon kodu çıkıyor. Domain, 250 MB Web alanı, 5 adet e-posta hesabı, haftalık yedekleme ve “firewall” güvenlik hizmetleri de paketle birlikte ücretsiz geliyor. Wikado hakkında daha ayrıntılı bilgi için http://www.wikado.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.
|
Neslihan ÖZGÜL
22.10.2006
|
|
Yerli YouTube: www.izlesene.com
Google’ın satın aldığı ünlü video paylaşım sitesi YouTube’e Türkiye’den rakip çıktı. Kısa sürede internet kullanıcılarının vazgeçilmezi olan YouTube’nin 1.6 milyar dolara Google’a satılması gözleri video paylaşım sitelerine çevirdi. YouTube’ün Türkiye’deki yerli versiyonunu ise 25 yaşlarında iki Açıköğretim Fakültesi öğrencisi tarafından kuruldu: izlesene.com.
Site, günlük 300 bine yakın ziyaretçi ile kısa sürede Türkiye’nin en çok izlenen siteleri listesine girmeyi başardı. Üç ay önce kurulan sitenin kurucuları Açıköğretim Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencileri Şener Şahin ve Erhan Ünal. Sitenin arşivinde şu ana kadar gönderilmiş 10 binden fazla video var. Amatör, reklâmlar, hayvanlar, müzik, sinema, sıcak, ünlüler gibi kategorilerin bulunduğu site, birçok videoyu kullanıcılarına yayınlama ve izleme imkânı sunuyor. Sitenin en önemli özelliği ise ‘aile filtresi’ adı verilen bir sistemi bünyesinde barındırması. Erotik görüntüler başta olmak üzere, şiddet ihtiva eden politik mutevalı videolar bir filtreyle engelleniyor.
Youtube’ün başarısının etkisiyle Türkiye’de bir video izleme ve paylaşım platformu oluşturma kararı aldıklarını söyleyen Şahin ve Ünal’ın hedefi günde 1 milyon ziyaretçi.
|
22.10.2006
|
|
Apple, Cep telefonu çıkarıyor
Apple, Ocak’ta ‘iPhone’ adlı iki ayrı cep telefonu modeli piyasaya sunacak. Telefonlardan biri akıllı telefon, diğeri de müzikçalarlı ve kablosuz ağ bağlantılı olacak.
Pazar araştırma kuruluşu Prudential Equity Group tarafından yayımlanan bir rapora göre, Apple 15 Ekim’de ‘iPhone’ markasının patentini aldı. Apple, Ocak 2007’de düzenlenecek MacWorld teknoloji konferansında iki cep telefonu modelini de basına tanıtacak. Apple’ın telefonların satışı için ABD’li servis sağlayıcı Cingular ile çalışacağı yolunda spekülasyonlar yapılırken, Alman telekom şirketi T-Mobile’ın da ortak olacağı belirtiliyor.
|
22.10.2006
|
|
Mekke’den internette canlı yayın
AKRA FM, internet sitesi http://www.akradyo.net adresinde Harem-i Şerif’ten canlı yayın yapıyor. Türkiye’de ilk kez kesintisiz ve sorunsuz olarak yapılan yayın büyük ilgi görüyor. TSİ ile yayın saatleri şöyle:
Sabah Namazı 04:45-06:00
Öğle Ezanı 12:05-12:15
İkindi Ezanı 15:25-15:35
Akşam Namazı 17:30-18:30
Yatsı/Teravih Namazı 19:30-23:00
Teheccüd Namazı 02:20-03:30
|
22.10.2006
|
|
Wikipedi’ye rakip çıktı
Google ve Wikipedi gibi bilgi siteleri ile sanal kütüphaneye dönüşen internete, yeni bir sanal ansiklopedi geliyor: Citizendium.
İnternetin en büyük sanal ansiklopedisi Wikipedia’ya rakip geliyor. 2001’de Wikipedia’nın kurucuları arasında yer alan Larry Sanger, ‘citizendium.com’ adlı yeni bir internet ansiklopedisini yayına hazırlıyor.
Citizendium’un Wikipedi’ye göre daha kaliteli muhteva sunacağını vurguluyan Sanger, yeni ansiklopedide internet kullanıcılarının metinlerini gönderebileceklerini, ancak uzmanlardan oluşan bir komisyonun bunları okuyarak değerlendireceğini belirtiyor. Sanger’ın, Citizendium’u ‘ansiklopedi’ olarak adlandırmak istemediği belirtiyor.
|
22.10.2006
|