Bir aylık nefis mücadelesinden sonra bayrama ulaşıyoruz.
Sevgidir, saygıdır, samimiyettir. Bayram bayramdır. Fazla söze hiçbir hacet yoktur. Her yaşın bayramı vardır. Buluşmadır, konuşmadır, kaynaşmadır.
Bayramı bayram yapan muhabbettir. O, dünyanın adeta bağlantısıdır.
Muhabbet olmaz ise saygı da olmaz. Asıl bayram, en önce kalpte ve vicdandadır. İç dünyası mubabbetten yoksun insanlar, bayramın atmosferinden rahatsız olurlar.
O zaman bayram sadece üç-dört gün ile sınırlı kalmaz. Yıllarını ve aylarını, hatta günlerini bayram havasında geçirip, kendi karakterini “muhabbet fedaisi” olarak şekillendirenler için bayram, muhabbeti ile hayatını devam ettirir. Bunun hammaddesi Allah’a inanmak, inancının gereğini iç ve dış dünyasına yansıtmak ile olabilir.
Bayram öyle bir sevgi ve muhabbet dağıtır ki, bayramı hak etmeyenler bile ondan istifade ederler.
Ve mü’minler, asıl bayramı öldüklerinde yaşarlar. Dünyanın o kadar zorlukları, olumsuzlukları ve hastalıkları bir anda bayram havasına dönüşür. O andan sonra artık her an bayram havası ile ilelebed bir hayatın hazzını ve lezzetini bütün dostlarımız ile yaşarız.
Bayramı, Ramazan bayramından çıkarıp kasıtlı olarak “şeker bayramı” haline getirmek isteyenlerin soğuk gayretleri nafiledir.
Bayram bayramdır.
Onun pişmiş havasına kimse su katamaz. Bayramınız mübarek olsun.
23.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|