Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dizi Yazı

Faruk ÇAKIR

Fakirlik sokaklara taşmış

Ramazan ayının ilk haftasında, İHH İnsanî Yardım Vakfı’nın dâveti üzerine Afganistan’a gittik. Vakfın yaptığı çalışmaları gördük. Afganistan’ın kuzey illerinde seçilen yaklaşık 900 aileye ‘erzak’ paketleri dağıtan İHH, ayrıca aynı bölgedeki bazı okulların tamir ve bakımını da yaptırarak eğitime ciddî destek sağlamış.

VE ALEYKÜM SELÂM

Afganistan, bir İslâm ülkesi. Onca badireye rağmen, yöneticiler—gördüğümüz kadarıyla—halkın diniyle, diyanetiyle ‘kavga’ etmiyorlar. Afgan Hava Yolları Ariana uçağında hostes ve kaptanlar bizi ‘Selâmün aleyküm’ diyerek karşıladılar. Uçuş öncesi ve uçuş esnasında yapılan anonslar da selâmla başlıyordu. Bunu duymak da bizi haliyle memnun etti. Yola çıkarken de sünnet olması sebebiyle, uçuş öncesi “Subhanellezi sahhara lena haza vema künna lehu mukrinin” âyeti okunuyor.

SİVİLDEN ÇOK ASKERî

İstanbul-Kâbil yolculuğumuz, Tahran’da yapılan akaryakıt ikmalinin ardından tamamlandı. Bir saati aşkın süre ile Tahran “Humeyni Havalimanı”nda bekledikten sonra, Afganistan’ın başşehri Kâbil’e ulaştık. Kâbil havaalanı, her ne kadar ‘sivil’ havaalanı olarak adı geçse de gerçekte daha çok ‘askerî’ fotoğraf sunuyor. Bir sivil uçağa karşılık, 5-10 askerî uçak havalanıyor. Çevresi de baştan sona tel örgülerle çevrilmiş durumda. Kâbil havaalanı, 20 yıl önceki Anadolu havalimanlarımızla ancak kıyaslanabilir durumda.

AHMET ŞAH MESUD

Kâbil Havaalanında ilk dikkatimizi çeken nokta, havalimanı binasındaki Ahmet Şah Mesud’un büyük boy posteriydi. Devlet Başkanı Karzai’nin de fotoğrafı vardı, ama Şah Mesud’un fotoğrafını görmek bizi şaşırttı. Hatırlamak lâzım; Ahmet Şah Mesud, 11 Eylül ‘İkiz Kule’ saldırısından tam 2 gün önce şehit edilmiş ve ardından gelişen hadiseler, Afganistan’ın işgaliyle neticelenmişti.

CUMHURBAŞKANI KİM?

Kâbil Havaalanında gördüğümüz Şah Mesud posterini daha sonra bütün gezimiz boyunca cadde ve sokaklarda görünce, Şah Mesud’un Afganistan’da çok sevildiğine hükmettik.

Gerçekten de Cumhurbaşkanı Karzai’nin fotoğrafından daha fazla Şah Mesud fotoğrafı görmek, insana “Cumhurbaşkanı kim?” sorusunu bile sorduruyor. Pek çok arabada da aynı şekilde Mesud’un fotoğrafını görmek mümkün.

FAKİRLİK, SOKAKLARA TAŞMIŞ

Havalimanındaki kontrollerden sonra, bizi karşılamaya gelen ‘mihmandarlarımız’la yola koyulduk. Şehrin içine girince, fakirliğin sokaklara taşmış halini görmek mümkün. Kâbil’den kuzeydeki Talokan’a yaklaşık 7 saatte gidebildik. 7 saat gidilen yolun 500 km olduğunu düşünebilirsiniz. Ama hayır, yolumuz 300 km bile değildi, ama hızlı gitmek ne mümkün?

Afganistan’da son yıllarda yeni yollar yapılıyor, ama yollarda yapılan keyfî ‘tümsek’ler hızlı gitmeye engel oluyor. Tank paletleriyle yapılan engeller o kadar fazla ki, neredeyse adım başı demek mümkün.

HEM SAĞDAN, HEM SOLDAN

Trafiğin sağdan aktığı Afganistan’da, hem sağ, hem de solda direksiyon olan arabalar var. Pakistan’dan gelen arabaların direksiyonları ‘sağ’dayken, diğer ülkelerden gelen arabaların direksiyonları Türkiye’de olduğu gibi ‘sol’da. Hükümet, aldığı bir kararla ‘sağ’da direksiyonu olan araçlara artık ruhsat/izin vermiyormuş.

KARGAŞADA DÜZEN VAR

Trafikte görülen kargaşa ve düzensizliğe rağmen, fazla trafik kazası olmadığını söylemek lâzım. Şoförlerin yaptığı ilk iş, fazlaca kornaya basmak oluyor. Bunun haricinde en karmaşık trafikte bile birbirine bağıran/çağıran şoförlere pek rastlamadık.

BENZİN UCUZ

50 Afganinin 1 dolar olduğu Afganistan’da, benzin 32 ile 35 afgani arasında değişiyor. Bunca fukaralığa rağmen, benzin Türkiye’den daha ucuz. Yollardaki arabaların yüzde 90’ı Toyota marka arabalar. Şehirler arası yollar, son yıllarda düzeltilmiş ve asfaltlanmış. Ancak il merkezleri ile ilçe merkezleri arasındaki yollar çoğu yerde toprak yol. Hele köy yollarına ‘yol’ demek için şahit lâzım. Adeta tarlalardan, derelerden, tepelerden gidilerek ulaşım sağlanıyor. Yollarda tamir/bakım diye bir düşünce yok, bunun için imkân da yok. Bazı yollarda neredeyse 10 cm yüksekliğinde ‘toz’ birikmiş ki, arabalar gittikçe toz bulutları göklere yükseliyor. Bundan olsa gerek, güneşli havalarda bile uzakları görmek neredeyse imkânsız.

KÂBİL’DE KUM FIRTINASI

Meğer, Kâbil’in ‘kum fırtınası’ da meşhurmuş. Yolda giderken bu fırtınaya yakalandık ve adeta şok olduk. Öyle bir rüzgâr ve toz bulutu etrafı kapladı ki, oto yolda bütün arabalar tamamen durdu. 5-10 dakika sonra ancak hareket edebildik. Tasavvur edebilmek için, yollara çok yoğun ‘sis’ düştüğünü kabul edin. Öyle ki, 1 metre ilerisini görmek mümkün olmuyor. Böyle olunca da, bilhassa açıkta satılan yiyecekler toz/duman altında kalıyor. Mihmandarımızın verdiği bilgiye göre, bulaşıcı hastalıkların çoğalmasında bu fırtınalar etkili oluyormuş...

—DEVAM EDECEK—

Faruk ÇAKIR

23.10.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Dizi Yazı

  (11.10.2006) - Müsbet hareket modeli (2)

  (10.10.2006) - Müsbet hareket modeli (1)

  (01.10.2006) - Batı medeniyeti ve İslâm medeniyetlerinin san'ata yansımaları (2)

  (30.09.2006) - Batı medeniyeti ve İslâm medeniyetlerinin san'ata yansımaları (1)

  (24.09.2006) - Tarikat-cemaat bağlamında demokrasiye geçiş sancıları (2)

  (23.09.2006) - Tarikat-cemaat bağlamında demokrasiye geçiş sancıları

  (21.09.2006) - Demokrasi kahramanı Menderes (2)

  (20.09.2006) - Demokrasi kahramanı Menderes (1)

  (24.08.2006) - Van seyahat notları (3)

  (23.08.2006) - Van seyahat notları (2)

 

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004