İnsanların kırılma noktaları vardır. Küskünlükler, kırgınlıklar, kinler ve düşmanlıklar ondan sonra başlar.
Bu çok dehşetli ve acı verici olaylar, iyi tahlil edilmeyip insaf ölçüleri bir tarafa atıldığı zaman birçok olumsuz gelişmeyi peşinden getirir.
Kırılma noktaları, iyi anlaşılmamaktan veya yanlış anlaşılmaktan kaynaklanır. Bunu kul Sadi’nin şu tekerlemesinde bulabiliriz:
“Kapıyız, dost olanlar ararlar bizi, düşmana diyecek sözümüz yok ama; ferasetsiz dostlar yaralar bizi” der. Ve buna “Yanlış anlaşılmak, hiç anlaşılmamaktan daha kötüdür” sözünü de katabiliriz. Ha, şunu da:
“Beni hiç kimse anlamadı, bir hanımım anladı, o da yanlış anladı.”
Kırmamak önemli.
Kırılan kadar kıranlar da çok önemlidir.
Düzeyli tutum ve davranışlar sergilemeli.
Varsayın, muhatabınız size hsoşlanmadığınız bir tutum sergiledi. Genel kurallar önemlidir. O kurallardaki isabetlilik, sizi şahıs endeksli davranışlardan uzaklaştıracaktır.
Bir de muhatap ile veya temel değerlerle başbaşa olmak faydalı. Şahıs veya kurumun temel değerleri ve prensipleri ile iletişimde bulunmadan, kendi iç dünyanızda bir yargıya varmak sizi yanıltabilir.
Birçok olumsuzluk ve kırgınlıklar iletişim kazalarından meydana gelir.
O zaman kırgınlıklar, iletişimsizlikler ve küskünlükler başlar.
Sonra telâfi edilmeyecek bir takım olaylar meydana gelir.
Bu açıdan üslup önemlidir.
Haklı olunan konularda dahi üslubunuz bozuk ise, o da bir iletişim kazası meydana getirir.
Bunda, samimiyet, ihlâs ve insaf ölçüleri elden bırakılmamalıdır.
02.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|