Cumhuriyetimizin kuruluşunun 83. yılını idrak ettik. Tabiî bildik demeçler, değişmedik uyarılar, şablonlu terimler ve tekerlemeler aynı minval üzere devam ediyor. Fikr-i sabit ancak bu kadar olur hani. Korku, tasa, vehim, şüphe dolu yaklaşımlar. Her seferinde cumhurun, Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla incitilmesi, zan altında bırakılması artık bayramları kutlamanın zevkini, coşkusunu da yiyip bitirdi. Böyle giderse bir zamanların 27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramının halk katılımı olmadan kutlanması gibi resmî bayramların en büyüğü ve en anlamlısı olan Cumhuriyet Bayramı da halksız, katılımsız, kuru bir tören ve müsamereden ibaret bir şekilde kutlanacağa benziyor.
Özellikle Baykal, CHP ve bize has sosyal demokrat yaklaşımın penceresinden bakılacak olursa cumhuriyet, daraltılmış, sınırlandırılmış anlamıyla belli bir zümrenin belki de aristokrat bir kesimin, oraya, buraya, şu veya bu çevreye anlamlı laf atmalarının yıldönümü ve onların tatmin aracı olacak gibi. Böylesi bir cumhuriyet anlayışının Afrika’daki, Asya’daki cumhuriyet anlayışından farkını ayırt etmek gitgide imkânsız hale geliyor.
Sayın Baykal gibi her bayramda “askerî darbe” vurgusunun yapanlara kalırsa cumhuriyetimiz 100. yılında nasıl olacak acaba dersek, fantezi birkaç ihtimali yazmadan edemedik.
Bakınız bu anlayışa göre ilerde cumhuriyetimiz neleri başaracak?
* Cumhurbaşkanları hükümetlerin gönderdiği her yasayı veto ettiğinden, cumhurbaşkanına kısaca “vetomatik” ismi verilebilecek.
* Bilimsel ilerlemeler sonunda her şey makine sistemine geçtiğinden, insansız uçaklar gibi, insansız sistemler kullanılacak. Cumhuriyetin, halka ihtiyacı kalmayacak, halksız-insansız cumhuriyet uygulanacak.
* Yabancı ve dinî görüşlere karşı resmî ideolojileri gençlere aşılamak için eğitim ve ikna metodu yerine, hap ve ilaçlar geliştirilecek. Örneğin bir gence CHP’nin anladığı ve zamanında tatbik ettiği mânâda laiklik kazandırmak için “Laizpirin” hapı yutturulunca hemen sıkı ve fanatik bir laikçi genç haline gelecek.
Uzaydaki uydu sistemimiz gelişecek. Öyle ki vatandaşlar bile uydu haline getirilecek. Ne buyurulursa tereddütsüz, hiç itirazsız söylenenleri yapacak.
Hastanelerde hasta izleme modu uygulanacak. Hastanın hangi kuyrukta can verdiği anında otomatik olarak takip edilecek ve “Alo imam/Alo cenaze” hattıyla vatandaşa gecikmeksizin defin hizmeti verilecek. Muhtemel depremlerde de her vatandaş için önceden valiliklere ceset torbası gönderilmiş olacak. Böylece depremde ölen vatandaşların kefensiz gömülmesinin önüne geçilecek.
* Hücre ve gen teknolojisiyle yeni tür inek ve koyunlar üretilirken, yabancı fikirlerle dejenere olmuş genç kuşaklar—hani şu Yalçın Doğan’ın bahsettiği yüzde 65’i Cuma namazına giden gençler gibi—gen teknolojisiyle çağdaş gençler olarak ıslah edilecekler. İstenen fikir ve görüşlere inanan gençler olarak evrim geçirmeleri sağlanacak
* Yüksek vasıflı geliştirilmiş robot sistemiyle devleti yönetmek daha kolay olacak.Vatandaşların beyinlerine daha doğduğu anda yerleştirilecek çiplerle belli programlar yüklenerek sakin, huzurlu,itiraz etmeyen, sorgulamayan birer saygılı cumhuriyet vatandaşları olmaları sağlanacak. Devlete zararlı davranışlardan uzak olmaları temin edilecek.
* İnsanların düşünce ve kanaatlerini okuyabilen ve önceden tespit edebilen röntgen şuaları gibi millî güvenlik sistemi oluşturulacak. Böylece takiyye yapmak imkânsız hale gelecek. Kötü niyetli ve takiyye yapan sahtekâr vatan hainleri daha teşebbüse geçmeden karanlık yuvalarında ve sızdığı devlet kademelerinde biyo uyumlu radar sistemiyle yakalanıp cezalandırılacak.
* Kur’ân kurslarına gitme yaşı 55-60 yaş arası olacak. Daha sonra 66’ya bağlanacak. Türk milleti zeki ve ileri yaşlarda bile zihnen ve bedenen dinç olduğu için Kur’ân kursuna gitmelerinde fazla acele edilmeyecek. Onun yerine “Muhtarın görevleri, muhtar ihtiyar heyetinin sorumlulukları, Genelkurmay başkanın konuşma alanları veya DSİ il müdürünün ne gibi yetkilere sahip olduğu” gibi ivedi ve çok önemli bilgiler daha çocuk yaşta iken cumhuriyet vatandaşlarına ezberletilecek.
* Güneydoğu bölgesine doktorlar gitmediği için, robot doktorlar ya da yeterince millîleştirilmiş yabancı doktorlar gönderilecek.
* Uzay çalışmaları çok ilerleyecek. Aykırı vatandaşlar ve istenmeyen yazarlar, gazeteciler 301. maddeye benzer madde mucibince uzaya fırlatılacak ve orada yaşamaları sağlanacak.
Akıllı araçlar üretilecek. Kötü ve berbat karayollarımızda aklını oynatan araçlar için “Motorlu Araçlar Akıl ve Sinir Rehabilitasyon Merkezi” kurulacak. Eski ve hurda araçlara bu merkezlerde tedavi için yeşil kart dağıtılacak
Ve daha neler neler gelişecek bir bilseler vatandaşlar sevinçten çıldıracak. Bizimki de fantezi yani.
02.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|