Demet Aydın: “Kaza orucu neye denir?”
Ramazan ayında ister özürlü, ister özürsüz oruç tutmayanların, Ramazandan sonra tutmadıkları gün sayısı kadar bire bir oruçlarını kaza etmeleri farzdır. Ramazan orucunun kazasının peş peşe yapılması gerekmiyor. Ara vererek yapılması mümkündür. Esas olan, Ramazan orucunu tutulmayan gün sayısınca kaza etmektir.
Ramazan orucunun kazası bayram günleri dışında her gün yapılabilir.
Ramazan dışındaki adak oruçları, başlanıp bozulmuş olan nafile oruçları ve kefaret oruçlarının da kazası yapılır.
Tutulmayan Ramazan orucu, önceden fidyesi verilmiş olsa bile, iyileştikten sonra tekrar gününe gün kaza edilmelidir.
Hastalığı nedeniyle oruç borcu olduğu halde; orucunu kaza etmeye güç yetiremeden, fidyesini de vermeden ölen kişilerin fidyelerini vârisleri verebilirler ve vermelidirler.
***
Ptekstil rumuzlu okuyucumuz: “Kazaya kalmış vakit namazları, vakit namazlarının arkasından mı kılınır, açıklar mısınız veya nasıl kılmalıyız?”
Kazaya kalmış vakit namazlarını, ister vakit namazlarının ardından, ister önünden, isterse başka bir vakit içinde olsun; hiç vakit arayışına girmeden, her vakit, her fırsat buldukça, hatta her saati bir altın fırsat bilerek kaza namazı niyetiyle kılmak mümkündür.
***
İsim belirtmeyen okuyucumuz: “Oruçlu iken sabah kalktığımızda cenabetli olduğumuzu gördüğümüzde ve orucumuzu bozduğumuzda ne yapmamız gerekir?”
Oruçlu iken sabah kalktığında ihtilâm olduğunu anlayan birisi gusül abdesti alır ve orucuna devam eder. Bu nedenle orucu bozulmaz. Gusül alırken ağzından ve burnundan su kaçırmamaya özen gösterir. Ağzına ve burnuna su verirken dikkatli davranır.
Eğer sabah kalktığında cenabet olduğu düşüncesiyle orucunu bozmuşsa, yine ve derhal gusül abdestini alır. Fakat orucunu bozduğu için, Ramazandan sonra orucunu kaza eder. Orucunu yanlışlıkla bozduğu için kefarete girmez.
***
Yalçın Gücük: “Kaza orucuna niyet ederken Şevval orucuna da geçer mi?”
Bir taşla iki kuş vurmak güzeldir. Fakat mü’min oruç tutmakla zaten bir taşla on kuş vurmaktadır. İster Ramazan orucu olsun, ister Şevval orucu olsun, ister başka nafile oruç veya ibadet olsun. Fark etmiyor. Her ibadette en az bir taşla on kuş vuruluyor. Bunu şu âyet ilân ediyor: “Her kim bir hasene ile gelirse ona on katı sevap vardır.”
Fakat bizim de ibadette dürüstlük, ibadette özveri, ibadette ihlâs, ibadette dergâh-ı izzetin eşiğine baş koymak ve Allah’tan rahmet ummak davranışlarını sergilememiz gerekiyor. Kaza orucu zaten tutmadığımız Ramazan orucunun yerine tutmamız gereken farz oruçtur. Bu bizim borcumuzdur. Şevval ayı orucu ise ilave altı günlük nafile oruçtur. Bunları birbiri ile telafi etme yoluna gitmeyelim. Önceliği kaza orucuna vermek kaydıyla, Şevval ayı orucunu da tutmak istersek buna ayrıca niyetlenmeliyiz. Yani Şevval ayı orucunu tutmak şart değildir. Fakat kaza orucunu geciktirmemek lâzımdır. Kaza orucunu tuttuktan sonra, dilersek dilediğimiz kadar Şevval ayından da oruç tutabiliriz. Fakat şurası muhakkaktır ki kaza orucunu Şevval ayında tutmanın feyiz ve bereketi inşallah daha fazladır.
***
Onur Gezginci: “1. Ben askerlik vazifemi yapıyorum. Burada namazımı kılıyorum. Yalnız ast olduğumuz için buradaki kurallara uymak zorundayız. Öğle, ikindi, bazen de akşam namazlarım kazaya kalıyor elimde olmayan sebeplerden dolayı. Yatsı namazından sonra kılıyorum namazımı. Bu konu hakkında bilgi verir misiniz? Doğrusu bu mu, değil mi? 2. Ramazan ayındayım 11 gün orucumu tuttum. Ama sonra sağlık problemleri baş gösterdi, vücudum zayıf, iradem kuvvetli ama. Oruçlarım da kazaya kaldı. Askerde olduğum için bunun cevabını bilmiyorum. Bir de botlarla namaz kılınır mı? Cevap verirseniz sevineceğim.”
1- Kılamadığınız namazları yatsıdan sonra kaza edebilirsiniz.
2- Tutamadığınız oruçları Ramazandan sonra fırsat buldukça gününe gün tutabilir, böylece kaza edebilirsiniz.
3- Temiz olmak şartıyla botlarla namaz kılabilirsiniz. Allah kabul etsin. Hayırlı askerlikler ve hayırlı tezkereler dilerim.
***
Nazmi Öztürkcu: “Şafiî mezhebine göre burundan gelen kan orucu bozar mı?”
Burundan gelen kan yutulmadıkça orucu bozmaz. Fakat yutulursa bozar ve kaza gerekir.
02.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|