Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

Eğilen başlar



“O rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar” demişti Akif. Oysa bolca eğiliyor başlarımız. En kibirlimizden, en mütevazı olanımıza kadar…

Kimi zaman sabah mahmurluğunu atamamaktan, kimi zaman akşam eve yorgun argın dönmekten eğiliyor.

Kimi zaman beynimizi kemirip duran bir fikir eğdiriyor, kimi zaman “hangi kapıyı çalsam, karşımda buruk acı” duygusu…

Şöyle başımızı göğe kaldırıp bulutların aldığı şekillere, yıldızların parlaklığına, ayın dolunaylığına, hilalliğine, yağmur damlasının ıslaklığına, kar tanesinin geometrik şekline, rüzgârın saatteki hızına dair söyleyecek birkaç cümle aramak da olmasa, hep yerde veya karşıda olacak gözlerimiz; hep yerde ya da yere 90 derece açıyla duracak başımız.

Belki “başımızı kaldıracak vaktimiz” olmadığı için eğik geziyoruz, belki yer yarılsa içine girmeye kendimizi önceden hazırladığımız için.

Belki yükseklerde olsa da gözümüz, bir gün kendimizi orada bulacağımızı bildiğimiz için.

Belki binebildiğimiz pek çok araç orada kendine yol bulduğu, belki karnımızı doyurduğumuz şeylerin çoğu orada yetiştiği için.

Belki rükûya bir türlü gitmeyen başımız, bizden bir şekilde intikam alıyor.

Belki tüm yükü aklımıza verdiğimiz, kalbimizle paylaşmadığımız için, başımız bu ağırlığı kaldıramıyor.

Belki kurduğumuz tüm hayaller suya düştüğü için, belki bir fırsatını kollayıp diz çökmek, yalvarmak istediğimiz için…

Belki hiçbiri… Biraz yeryüzüne, yani dünyaya bu kadar eğilimli olduğumuzdan eğiliyor başımız.

Sadece eğiliyor ya da başka pek çok şeyi hiçbir amaç gütmeden yaptığımız gibi, amaçsızca. Bir film seyreder gibi, uzakta bir yere bakar gibi, hiçbir şeye hiçbir anlam yüklemeden, her anlamı hayattan çıkarıp, laylaylom yapar gibi…

Biraz öylesine, biraz böylesine, biraz çaresizlikten, biraz yorgunluktan, belki düşen şekerden, yükselen tansiyondan, artan kolesterolden, sıkıştıran kalpten, artan nefes darlığından, yoğunlaşan tempodan, boğucu stresten, yorucu iş yoğunluğundan… Eğiliyor başımız…

Kimi zaman saygıdan, kimi zaman korkudan, kimi zaman gizlenmeye çalışılan bir öfkeden…

Bazen kendini karşıdakinden aşağı görmekten, bazen karşıdakini kendinden üstün görmekten…

Eğiliyor, o rükû olmasa da eğiliyor başlarımız.. Belki de o rükû olmadığı için bu kadar çok eğiliyor…

02.11.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.10.2006) - Bir başka Burhan Altıntop hikâyesi

  (25.10.2006) - Bir bayram daha biterken

  (19.10.2006) - Rakamla 100

  (17.10.2006) - Bizim neslin emekliliği

  (12.10.2006) - Ünlü sanatçılar

  (10.10.2006) - Kum taneleri

  (09.10.2006) - Gelecek de bir gün geçecek

  (05.10.2006) - Kedi katili sorular

  (02.10.2006) - Kameraya bakmak

  (26.09.2006) - Okul yolu

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004