Bizim anormal ve itici bulduğumuz bazı moda türlerinden, meğerse ne kadar çok kişi rahatsızlık duyuyormuş.
Geçenlerde yazdığımız "uzun burunlu ayakkabılar"a dair o kısacık yazıdan sonra, söz konusu rahatsızlığın boyutunu biraz daha yakından müşahade ettik.
Tanıdık gençler—latife yollu da olsa—o uçuk sayılan modaya takılan arkadaşlarını adeta bize ihbar ediyor.
Bu arada, bazı arkadaşlar ayakkabıların "sivri burunlu" ile "uzun burunlu" olanlarını birbirine karıştırmış. Oysa bu ikisi farklı şeyler, birbirine karıştırmamalı. Ayak yapısı taraklı olanlarla ince olanların giyeceği ayakkabının kalıbı elbette ki farklı olacaktır.
Bizim asıl itici, hantal ve müsrif türden bulduğumuz model, gereğinden fazla ince ve uzun burunlu olan ayakkabılardır.
Ne tuhaftır ki, bu tarz ayakkabı giyinenlerin bir kısmı aynı zamanda kasıntılıdır. Ayağına basılmasından şiddetli rahatsızlık duyuyor. Basanlarla bozuşmaya da meyyal görünüyor.
Zaten, biz de şahit olduğumuz birkaç bozuşma hadisesinden sonra o konuya temas etmiştik. Fakat şimdi anlıyoruz ki, fikrimizi yazmada geç bile kalmışız.
Piercing ve diğerleri
Görüşümüzü açıkça beyan etmekten geri kalmamak için, sırasıyla birkaç noktaya daha değinmek ihtiyacını duymaktayız.
İşte, gitgide yakın çevremizi de etkisi altına almaya başlayan ve bizim çok itici, anormal veya uçuk bulduğumuz diğer bazı moda çeşitleri:
* Hem kızlar, hem de erkeklerin giymiş olduğu düşük bel pantolonlar.
* Piercing: Vücudunun çeşitli yerlerine yüzük benzeri metal parçalarının takılması.
* Erkeklerin "Amerikan traşı" dedikleri, berberlerin ise kendi aralarında "enayi tıraşı" diye isimlendirdikleri saç traşı.
* Aşırı jöle veya oksijen destekli uçuk saç tiplemeleri.
Bunlar gibi, bilhassa gençler arasında yaşanan daha başka anormallikler de var. Sırası geldikçe onlara da değinmeyi arzu etmekle beraber, bugün için "piercing" ile ilgili elimize yeni ulaşan bir haberi sizlerle paylaşmak istiyoruz.
AP ajansının bildirdiğine göre, Stephanie Edington isimli bir bayan, 18. yaşgünü vesilesiyle göğsüne taktırdığı piercing yüzünden sağlığı ciddî şekilde tehlikeye girmiş durumda.
Piercing'in takıldığı yerde başlayan ve vücuda yayılan iltihap, göğüs bölgesinde zamanla şiddetli ağrılara yol açmış. Sonunda göğüste adına "gaz kangreni" denilen bir hastalık meydana gelmiş.
Aynı haber kaynağına göre, bu bayan şimdiye kadar göğüs bölgesinde 'gaz kangreni'ne yakalanan üçüncü kişi olmuş.
Doktorlar, üst üste tam üç ameliyat geçiren bu bayanın hastalıklı göğsünü de sonunda almak zorunda kalmışlar. Aksi halde, kangrenin bütün vücuda yayılması tehlikesi varmış.
Yukarıda sıraladığımız diğer konulara da ileriki günlerde değinmek ümidiyle...
Günün Tarihi
Komitacı İttihatçıların son kongresi
1 Kasım 1918: İttihat ve Terakki Fırkası, son kongresini yapmak üzere toplandı.
Jön Türkler'in asker ağırlıklı kanadı olan İttihat–Terakki, 18 Ekim 1908'de yaptığı kongrenin ardından "cemiyet" olmaktan çıkarak partileştiğini ilân etmişti.
Bu tarihten itibaren tam 10 yıl müddetle devleti idare etmeye koyulan ve ülkenin mukadderatında en tesirli role sahip olan İttihat ve Terakki'nin son kongresi ise, 1 Kasım 1918 günü başladı. Kongre 3–4 gün kadar devam etti.
Gariptir ki, kongrenin başladığı hemen ertesi günü, bu partinin tepe noktasını teşkil eden "üç paşalar", bir Alman denizaltı ile ülkeyi terk ettiler.
Kongrenin ardından, parti kendi kendini feshetme kararı aldı. Bu kararı etkileyen en önemli sebep, Osmanlı'nın Birinci Dünya Savaşından mağlubiyete uğramasıydı. Bir diğer sebep ise, İttihatçı hükümetin on yıl müddetle ülkeyi tam bir dikta ile yönetmesiydi.
Kongre sonrası parti kapandı, yöneticileri dağıldı; ancak, yine de bir bakiyesi vardı. Geriye kalanlar, 9 Kasım günü Teceddüt Fırkası isimli bir parti kurdu. Ne var ki, bu parti herhangi bir varlık gösteremedi.
Seçimler ve İttihatçılık
1908 Temmuz'unda II. Meşrutiyetin ilânından sonra, aynı yılın güz aylarında ilk genel seçimler yapıldı.
1912 ve 1914'te yapılan ikinci ve üçüncü devre seçimlerinden sonra dünya savaşı başladı. (İlk üç seçimi de komitacılık dolaplarıyla İttihatçılar kazandı.)
Meşrûtiyet döneminin dördüncü ve son genel seçimi ise, 7 Kasım 1919'da yapıldı.
Bu tarihte yapılan seçimlerle mebus olan şahıslar, hem Osmanlı'daki son Meclis'in, hem de Ankara'da kurulan yeni hükümete bağlı ilk meclisin aslî üyeleri oldular.
İttihat ve Terakki, parti olarak kapanmasına rağmen, İttihatçılık geleneği günümüze kadar süregeldi.
CHP'nin aktif üyelerinin çoğu eski İttihatçı olduğu gibi, tek parti diktatoryasının ve iki–üç kez yapılan askerî darbenin arkasında da, yine bu İttihatçı geleneğini vardı.
Gücü gittikçe zayıflayan bu anlayışın sahipleri, fırsat bulduklarında yine kanlı ihtilâllere teşebbüs edeceğinden şüphe edilmesin.
01.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|