Kezban Tosun: “Ben nişanlıyım fakat nişanlımla aramızda dinî nikâhımız yok. Düğün tarihimizin yakın olmaması sebebiyle başvurduğumuz hocalar bizim nikâhımızı kıymayı uygun görmediler, bu durum hakkında ne söyleyebilirsiniz. Böyle bir durumda haram olan şeyler nelerdir?”
Metin Çağrı: “Ben şu anda nişanlıyım. Herhangi bir resmî veya dinî nikâh kıyılmadı. Ama ben nişanlımın elini tutuyorum. Ancak sürekli aklıma takılıyor, huzursuz oluyorum. Bu nişanlılığın ölçüsü nedir. Veya bu nişanlılık, dinî nikâh sayılır mı?”
Düğün tarihinizin uzak olması sebebiyle nişanlılık döneminde nikâh için acele etmemeniz isabetli bir davranıştır. Yoksa nikâh kıyılırsa her hangi bir anlaşmazlık halinde ayrılık da, barışmak da daha problemli hale gelecek, bu durum hem sizi, hem erkek tarafını daha çok yıpratacaktır.
Nişanlılık nikâh değildir ve erkeği kıza, kızı erkeğe helâl etmez. Erkek kıza, kız erkeğe nâmahremdir. Görüşmek ancak üçüncü şahısların bulunmasıyla mümkündür. Bu hassasiyeti delmemek gerekiyor. Birbirini tanımak adına daha ileri adımlar bu dönemde caiz olmaz. Bu dönem sabır dönemidir. Meşrû aşkın ve sevginin gıyâben yaşandığı dönemdir. Esasen dünyada mutlu bir geçim birliği, ahirette de ebedî bir arkadaşlığın temellerinin atıldığı bu dönemde yaşanılan yoğun gıyabî sevgi, sağlam evlilik temelinin önemli bir uzvu hükmünde değerlendirilmelidir.
***
Tuğba Hanım: “Nişanlıyken dinî nikâh kıyıldı. Sonra anlaşmazlık oldu ve ayrıldık. Şimdi inatla beni boşamıyor. Bunun hiç bir hükmü yok mu?.. Allah rızası için cevabınızı bekliyorum. Allah’a emanet olun.”
Nişanlılık döneminde nikâh kıydırmak sakıncalıdır dememizin sebebi işte budur. Taraflar evlilik sorumluluğunu taşımadan nikâh altına giriyorlar. Binek yükü taşımıyor. Evli olmayanlar nikâh yükünü ve sorumluluğunu taşıyamıyorlar. Haramlığın kalkması, nikâh için yeterli bir gerekçe değildir. Unutmayalım ki, haramlık kaygısı taşımak, değeri bilinmeyen nikâh taşımaktan daha efdaldır.
Yapacağınız şey, nişanlınızı boşamaya ikna etmektir. Fakat icbar etmeniz doğru değildir. Eğer nikâhlısı olduğunuz nişanlınız deli, akılsız, kayıp, zalim, aşırı geçimsiz biri ise mahkeme yolu ile boşanma hakkınız vardır. Fakat bu gerekçeler yoksa adam iradesiyle boşamadığı sürece siz adamın eşi hükmündesiniz. Çünkü siz onun “icabına”, yani sizi eş olarak alma talebine hür iradenizle “evet” demişsiniz ve onu eşliğe kabul etmişsiniz; o da sizin icabınıza evet demiştir. Şahitleriniz de vardır. Nikâhtır bu; bunun şakası yoktur.
O halde, bizce, bu nikâhı bozmaya değil, sürdürmeye gayret edin. Ama olmuyorsa, eşinizi buna ikna edin. O da mü’min insandır, medenî insandır; sizin mağdur ve mutsuz olmanızı her halde istemeyecektir.
***
Nuray Çelik: “Yeni doğan bebeğe dinimizce neler yapılır? Kulağına ne zaman ezan okunur? Doğunca hurma verilir mi? Kısacası yeni doğan bebeğin hükmü nedir?”
Yeni doğan çocuğun adı doğumun usûlen yedinci gününde sağ kulağına ezan okunarak verilir. Saçı kesilir. Kesilen saç ağırlığınca altın veya gümüşten sadaka verilir. Kezâ yeni doğan çocuk için varsa hurma ile ağzını tatlandırmak ve yedinci günde akika kurbanı kesmek sünnettir.
Akika kurbanı yedinci günden ergenlik çağına kadar kesilebilir. Bu kurbanın etinden, sahibi de yiyebilir. Akika kurbanı kesen sevap kazanır, kesmeyen ise günaha girmiş olmaz.
05.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|