Size, iki insan zihniyeti ve medeniyet tipi portresi sunacağız. Medenî kim, denî kim, kararı siz veriniz:
* Medenî insan nazik, nazenin, başkalarının başta inanç, düşünce ve fikirlerine saygı gösteren, âdil, hakperest kişidir.
* Medenî, dine, dindara, dinsize saygı gösterendir.
* Medenî insan, din kardeşleriyle ulvî bağları olduğunu bilir. Aynı dinde olmayıp, aynı vatanda yaşıyorlarsa, vatanî bağları var, yardım eder. Aynı vatanda değil, meslekdaş ise, bu noktada bile birlik yönlerine bakarak ilgilenir.
* Medenî insan, kendi hürriyetini istediği gibi, başkalarının da hürriyetini isteyendir. Böyle bir medeniyeti istemek, insaniyeti istemektir.
* Avrupa’dan fen ve sanayi gibi terakkîmize yardım edecek şeyleri memnuniyetle almamız, medenîliğin gereğidir.
* Dinsizlik medeniyetin tahripçisidir.
* Gerçek medeniyet, insanlığın terakkî ve tekâmülüne hizmet eder.
* Güzel ahlâk medeniyetin hayatıdır.
* Medenîlere galebe çalmak iknâ iledir. Söz anlamayan vahşîler gibi icbar ile/zorlamayla değildir.
* Sefahet ve israf, medeniyeti yıkar.
* Sefih medeniyet, gaflet perdesini kalınlaştırmıştır.
* Medeniyet, sevgidir.
* Medenîlik ilmi, teknik ve teknolojiyi, insanlığın faydasına kullanmaktır.
Yukarıdaki medenî insan ve medeniyet umdelerine bir itirazınız yoksa ve ‘El-hak, doğru’ diyorsanız; şimdi sıkı durunuz, size bir zihniyetin medenî anlayışını sunuyoruz:
“Ancak imam hatip mezunlarının hepsi de yobaz değil. Medenî olanlar da var” diyerek eski Muğla Üniversitesi rektörünü örnek verdi Kenan Evren:
“İlahiyatçıydı, içkisini de içer, eğlenmeye de giderdi. Din kültürü almış, medenî bir insandı.” (Can Dündar, Milliyet, 23 Kasım 2006)
Karar verdiniz mi? Medenî kim, denî kim?
Yalnız bir meseleyi ilave etmeme müsaade ediniz. Sayın Evren, kaç kişi bulabilir: İçkisini içen, eğlenmeye giden, din kültürü almış kaç medenî insan bulabilir? Kendi zihniyetinin uydurduğu bu kıstasa göre, kaç medenî insan vardır? Veya şöyle soralım: Sayın Evren, içkisini içiyor ve eğlenceye gidiyor. Ne yazık ki, din kültürü almamış. Bu durumda, kendisi nim/yarım medenî mi?
Her şeye rağmen ülkeme de medeniyet güneşi doğacak ve sabah olacaktır. Bir bilge adam, çölde öğrencileriyle otururken demiş ki:
“Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?”
Öğrencilerden biri; “Uzaktaki sürüye bakarım,” demiş, “koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir.”
Başka bir öğrenci söz almış:
“Hocam, incir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman, anlarım ki sabah başlamıştır.”
Bilge adam uzun süre susmuş.
Öğrenciler meraklanmışlar ve “Siz ne düşünüyorsunuz hocam?” diye sormuşlar. Bilge şöyle demiş:
“Yürürken karşıma bir kadın çıktığında, güzel mi çirkin mi, siyah mı beyaz mı diye ayırmadan ona ‘kız kardeşim’ diyebildiğimde ve yine yürürken önüme çıkan erkeği, zengin mi yoksul mu diye bakmadan, milletine, ırkına, dinine aldırmadan, erkek kardeşim sayabildiğimde anlarım ki sabah olmuştur, aydınlık başlamıştır...”
29.11.2006
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|