Bediüzzaman Hazretleri der ki: “Ramazan-ı Şerif bu fani dünyada, fani ömür içinde ve kısa bir hayatta bakî bir ömür ve uzun bir hayat-ı bakiyeyi tazammun eder, kazandırır. Evet, bir tek Ramazan, seksen sene bir ömür semerâtını kazandırabilir. Leyle-i Kadir ise, nass-ı Kur’ân ile, bin aydan daha hayırlı olduğu, bu sırra bir hüccet-i kâtıadır [kesin bir delildir].”1
Yeryüzünün, değer ve hürmetinden dolayı iğne atsan yere düşmez tarzda meleklerle dolup taştığı, Cebrail’in indiği; meleklerin ibadet, zikir, duâ, hayır ve mânevî kaynaşmaları sebebiyle inananları gıbta ve hayranlıkla seyrettikleri; selâmet, saadet ve rahmetin dört bir yanı kuşattığı; bağış, bağışlanma, afv ve lütfun bolca dağıtıldığı, Resûl-i Ekrem’in (asm) inanarak ve sevabını Allah’tan umarak bu geceyi ihyâ edenin geçmiş günahlarının bağışlanacağını müjdelediği2 bir gece Kadir Gecesi.
Kur’ân özellikleri sebebiyle bu gecenin şanını över: “Biz Kur’ân’ı Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesinin ne olduğunu bilir misin? Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede herbir iş için Rablerinin izniyle yeryüzüne inerler. Tan yeri ağarıncaya kadar o gecede selâmet vardır”3 buyurur.
Bir gecenin bin ayı içerisine alacak kadar ehemmiyette olması bu ümmete Allah’ın sırf bir ihsanıdır. Metrelerce boy ve tonlarca ağırlığındaki koca bir ağacı buğday tanesi kadar küçük çekirdekte özetleyen, romanlaşabilecek bir hayatı birkaç dakikalık rüyaya sığdıran, yıllar süren bir hayat şeridini mercimek büyüklüğündeki hafızada kaydeden Allah, Kadir Gecesine de bin ayı meyve verebilecek manevî bir özelliği yerleştirmiştir. Hikmeti gerektirmiş ve öyle yapmıştır. Yoksa kısa bir ömürde Cennet gibi ebedî bir ikramiyeye nasıl ulaşılabilecekti?
Bir defasında Resûl-i Ekreme (a.s.m.) İsrailoğullarından Şem’ûne’l-Gazî isimli bir yiğidin Allah yolunda yaptığı bin aylık cihadı gösterilmişti. Efendimiz (a.s.m.) bu durumu Sahabîlerine anlattığında, onlar, “Bizim yaptıklarımız onun yaptıkları yanında nedir ki?” kàbilinden kendi ibadetlerini azımsayınca, Cenâb-ı Hak, Kadir Sûresini indirdi. Bu gecenin bin aydan hayırlı olduğunu bildirmekle, bir gecede İsrailoğullu mücahidin kazandığı sevabın kazanılabileceği müjdesini verdi.4
Demek oluyor ki, âhirzamanda gelen ümmet-i Muhammed (asm) ömrü kısa olmasına rağmen eski ümmetlerin bin ayda ancak kazanabildikleri sevabı bir gecede kazanabiliyor. Yalnız bunun şartı, ihlas, sadakat ve samimiyetle Allah’a yönelmek, gerçek mânâda bir tövbe etmek, Allah yolunda olmaya azmetmek, geceyi Kur’ân, zikir, fikir ve ibadetle geçirmektir. Bu gecede okunan her Kur’ân harfine otuz bin sevap verilir. Kur’ân tefsirlerini okuyup mânâsını anlamaya çalışma ve ibadet etmenin kat kat sevabı vardır.
Kandilinizi tebrik eder, saadet-i dareyne nailiyetler dilerim.
Dipnotlar:
1. Mektûbât, s. 390.
2. Buharî, Sıyam: 71.
3. Kadir Sûresi: 1-5.
4. Hak Dini Kur’ân Dili, 9:4592.
19.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|