Âdemoğluyla birlikte şeytan da var olagelmiştir. Olmalıydı da.
Çünkü elmas ruhlu Ebû Bekir’lerle kömür ruhlu Ebû Cehil’ler birbirlerinden nasıl ayrılacak, hayvanlardan daha aşağıya düşebilen, şeytanlaşan insanlarla melekleri dahi geçen, Arş’a kadar yükselebilecek ruhlar nasıl ortaya çıkacaktı?
Bir kilo elmas bir ton kömürden daha değerli olduğu gibi bütün gönlüyle Rabbine inanmış samîmî bir mü’min de Allah katında binlerce inançsızdan daha değerlidir.
Aslına bakılırsa şeytan insanların aşağılara yuvarlanması için değil, yukarılara çıkması, melekleri dahi geçebilecek seviyeye yükselmesi için yaratılmıştır. Bu da şeytanı düşman bilip ona uymamak, onun kötü arzularına muhalefet etmekle olur.
Melekler topraktan yaratılan Hz. Âdem’e saygı secdesinde bulunurlarken şeytan secde etmemekte direnince lanetlenmiş, rahmetten kovulmuş, şeytan da: “Madem ki onların yüzünden beni lânetledin. Ben de o kullarından bir kısmını elde edip onları peşime takarım. Onları doğru yoldan saptırırım. Onları boş heveslerde, fani dünya ile avutup ahiretten yüzlerini çeviririm. Ben onlara emrederim, onlar da hayvanlarının kulaklarını keserler ve bunu ibadet sanırlar. Ben onlara emrederim, onlar da Allah’ın yarattığını bozup değiştirirler, helâli haram sayıp dini tersine çevirirler” demişti.
Cenâb-ı Hak ise kullarını uyarmış: “Artık kim Allah’ın yerine şeytanı kendisine dost edinirse, ap açık bir hüsran ile ziyana düşmüştür” buyurmuştu.
Şeytanın bir kısım vaadlerde bulunup insanları boş hayallerle avutacağına da dikkat çeken Rabbimiz şöyle ferman etmişti: “Gerçekte ise şeytanın onlara vaad ettiği, aldatmadan başka birşey değildir.”1
İkazlar çeşitli vesilelerle tekrarlanmış: “Ey imân edenler! Hepiniz, tam bir teslimiyetle, İslâmiyetin sulh ve selâmetine girin. Şeytanın izinden gitmeyin. Şüphesiz o sizin ap açık düşmanınızdır”2 buyurulmuştur.
Demek şeytanın hile ve tuzaklarından kurtuluş tam bir teslimiyetle, İslâmiyetin sulh ve selâmetine girmekle mümkündür. Bu da niyetleri temiz ve sağlam tutmak, yapılan her işi sırf Allah için, ihlâsla yapmakla olur.
Şeytan böylelerini kandıramaz. “Benim ihlâslı kullarım üzerinde senin hiçbir gücün yoktur. Onlara vekil olarak Rabbin yeter”3 meâlindeki âyet de bunu gösterir.
Demek şeytan ihlâslı kimselere birşey yapamaz, bütün hile ve tuzakları örümcek ağı gibi zayıf kalır.
Dipnotlar: 1. Nisa Sûresi: 118-120.
2. Bakara Sûresi: 208. 3. İsra Sûresi: 65.
15.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|