Cevat ÇAKIR |
|
Elbise masrafıyla uçak almak |
Başlıktaki ifade bir san'atçıya ait. Fakat günümüzde bu ifadelere benzer ifadeleri bir çok kimse söyleyebilir. Elbise alımında herkesi kapsayan bir israf vardır. Bunu gerek alış veriş merkezlerindeki durumdan, gerekse evlerimizdeki eşya yığınlarından anlamak mümkün. Alış veriş hastalığı öylesine bir hastalık ki, dolaplarımızda yer kalmadı. Her bayramda, her nişan veya nikâhta ayrı kıyafetler almak... Bu öylesine bir illet ki, zengin fakir fark etmiyor. Günümüz insanı elinde ve avucunda ne varsa giyime harcıyor. Belki diğer zarurî ihtiyaçlarını erteliyor, ama giyimi asla. Gösteriş ve gururun böylesine zirvede olduğu bir toplumun yansıması olsa gerek. Öyle kişiler vardır ki, günde iki defa elbise değiştirebiliyor. Bir arkadaşımla bu konuları konuşurken kendisinin on çift ayakkabısı olduğunu söylemişti. Oysa bizim büyüklerimiz çok farklı şartlarda büyümüştü. Elbiselerinin ipliklerini kendileri örüp giyerlermiş ve düğünlerde arkadaşlarından emanet elbise alırlarmış. Biz dahi ayakkabı dediğimiz ‘kara lastik’leri giyerdik. O da yırtılınca ‘yama’ yapılırdı. Hatta rahmetli babamın; Cuma günü giymek için ayırdığı yeni ve yamasız bir çift lastik ayakkabısı vardı. Bir gün izinsiz giymiş ve yırtılmasına sebep olmuştum. Bana kızarak “Cuma lastiğimi niçin yırttın?” demişti. Şimdi ise evlerimizde beşer onar ayakkabı bulunduruyoruz. Aşırı alış veriş yapmak uzmanlara göre bir hastalık ve tedavi edilmesi gerekiyor. Evet hem ömürler, hem de cepler böylesine boş şeylerde tüketiliyor. Evlerimizi ve ellerimizi boşaltmanın çaresi Kur’ân’ın “İsraf etmeyin” 1 emrine imtisal etmekle mümkündür. Yoksa insanlık kendi ürettiği çöplüğünde debelenip boğulacaktır. Amerikalı bir iktisatçı yıllar önce “Alış verişe ibadet hüviyeti kazandıracağız” demiş. Evet bir derece muvaffak olmuşlar. Geçtiğimiz günlerde Amerika’daki alış verişle ilgili yeni haberler vardı. “Kara Cuma” diye adlandırılan alış veriş gününde alış veriş çılgınlığı yaşanıyormuş. New York’ta bir mağazanın önünde 7 bin kişi sabahlamış. Türkiye'den de Amerika’ya alış veriş için on uçak gitmiş. Gazeteler, “Beyaz Türkler Kara Cuma’ya hücum etti” diye duyurmuş. Oysa ecdadımız “Sanki yedim” demişti. Biz de "sanki aldım” demeliyiz. Araştırmalara göre dünyadaki herkes Amerikalılar gibi tüketse dört dünya daha gerekecekmiş. İktisatla ilgili olarak Said Nursî Hazretlerinin bu konuda örnek uygulamasını aktarmak istiyorum: “Şu üstümdeki sakoyu, yedi sene evvel eski olarak almıştım. Beş senedir elbise, çamaşır, pabuç, çorap için dört buçuk lira ile idare ettim. Bereket, iktisat ve Rahmet-i İlâhiye bana kâfi geldi.”
Dipnotlar: 1- A’raf Sûresi: 31, 2- Mektubat, 65. 04.12.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları
|