04 Aralık 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Yasemin YAŞAR

Çocuklara, zamanında zaman ayırmak


A+ | A-

Yaşadığımız hayat boyunca verilen nimetlerin hiçbiri ihmâle gelmez niteliktedir. Zaman, sağlık, ömür, gençlik, beden, hisler, duygular vs. gibi sayısız nimetleri saymak mümkündür. Bu nimetlerdeki ihmâller bazen kendi maddî ve mânevî hayatımızı bozarken, bazen de cemiyet hayatının bozulmasına sebep olabilir.

İhmâle gelmeyen sayısız nimetlerden birisi de çocuklarımızdır. Başlı başına kişinin dünya hayatını da, ahiretini de, cemiyet hayatını da mahveden bir ihmaldir. Tegabün Sûresi 15. âyette, Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: ‘Doğrusu mallarınız ve evlâtlarınız sizin için imtihandır.’ İşte anne, babalar bu imtihanın farkına varmaz, sorumlu oldukları ve emanet verilen evlâtlarıyla ilgilenmez, ihmâl ederlerse, hem kendilerini, hem cemiyeti, hem de ahiretlerini aslında imhâ etmiş olacak ve cemiyet hayatına da muzır haşereler salacaktır.

Bugün dünya üzerindeki problemlerin hangi taşı kaldırılırsa, altından insan unsuru ortaya çıkmaktadır. İnsanlık, insaniyete ihtiyaç duymaktadır. Ne gariptir ki, dünyanın bu gidişatından şikâyetçi olan da insandır, bu kötü gidişe sebep olan da insandır. Elbette düzeltecek olan da yine insandır. Bugünün anne babalarının elinde yetişen insanlık, geleceği imar edecektir. Bu yüzden insanın yetiştiği ortam olan aile hayatı, üzerinde çok durulması, düşünülmesi, korunması ve eğitilmesi gereken bir unsurdur. Çünkü tertemiz fıtratla doğan çocuklar, anne babalarının ellerinde şekillenmektedir.

Anne babalık san'atının inceliklerinin öğrenilmesi ve bunun için ciddî bir bilgi donanımı ile evliliklere adım atılması; anne baba olmanın çocuk büyütmek değil, çocuk yetiştirmek olduğu bilincinin kazandırılması, üzerinde tekrar tekrar düşünülmesi gereken noktalardır. Bugün bu gidişatın farkına varan akademisyenler, sosyolog ve psikologlar aileyi masaya yatıran kongreler, uluslar arası platformlar düzenlemektedirler.

Hızla dünyevîleşen zihinler, dünyevî aileleri ve neticede problemli insanlığı doğurmuştur. Modernleşmenin bedelini insanlık ciddî şekilde ödemektedir. Modernleşme, dünyevîleşmeyi netice vermiş; dünyevîleşme de ahiret misyonunu kaybettirmiştir. Bu mimsiz medeniyet, insanlığın bu gidişâtını durduracak ve vicdanlara tesir edecek çareler bulamamıştır. Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü yöneticisi Dr. Fredierick Goodvin, şöyle bir tesbitte bulunur: “Çekirdek aile, korkunç bir aşınmaya uğramış, boşanma oranları artmış ve ebeveynler çocuklarına yeterince zaman ayıramaz olmuştur. Bununla beraber ekonomik sebeplerden dolayı meydana gelen coğrâfî hareketlilikler çocukların geniş ailelerini tanıyarak büyümelerine engel olmuştur. İnsanın kendi kimlik tanımı bu sağlam referans kaybı ile depresyon ve ahlâkî çöküşleri arttırmıştır.”

Yaptığı işleri, çocuğu ile ilgilenmenin önüne alan anneler ve babalar aslında çocuklarını yaptıkları işlere (dünyaya) fedâ etmektedirler. Ne gariptir ki, anne ve babalar da çocukları için çalıştığını söylerler. Bir eğitimci şöyle bir tesbitte bulunur: “Evinizdeki kristal bardaklar çocuğunuzdan daha kıymetli olmuşsa yapılacak bir şey yok. Çünkü siz tercihinizi yapmışsınız, hasadınız da buna göre olacaktır.” demektedir.

Bugün çocuklarını ihmâl eden anne babalar, sadece dünyevî işleri, meşgaleleri, ekonomik sıkıntıları olan aileler değildir. İman ve Kur’ân hizmeti yaparken ölçüyü kaçıran ehl-i iman anne babaların çocukları da tehlikededir. Buradaki hassas ölçüyü ve dengeyi yakalayamayan anne ve babalar, ne kadar kâmil de olsa, nakıs evlâtlara sahip olabilmektedir.

Zamanında zaman ayırmak

İnsan ömrünün şüphesiz her dönemi kıymetli ve önemlidir. Fakat çocukluk dönemi ileriki hayatının şekillenmesinde, karakter ve şahsiyet oluşumunda, ahlâkî temellerinin atılmasında, his ve duygu dünyasının ulvîleşmesinde son derece önemli bir dönemdir. Bediüzzaman’ın şu tesbiti bu söylenenlere delildir: “Ben seksen sene ömrümde, seksen bin zâtlardan ders aldığım halde kasem ediyorum ki, en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi merhum validemden aldığım telkinât ve manevî derslerdir ki, o dersler fıtratımda adeta maddî vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine binâ edildiğini aynen görüyorum. Demek bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinâtını şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esâsiye müşahede ediyorum.” (Lem’alar, s. 202)

Bu açıdan bakıldığında çocukluk zamanı aslında gençliğe ve hayata hazırlanmanın temellerinin atıldığı bir dönemdir. Bu yüzden zamanında zaman ayırarak çocuklarıyla ilgilenen anne ve babalar, onların ruh dünyalarının şekillenmesinde, bilinçaltı oluşumlarında doğru rehberlik yapmış olacaktır.

Anne babalar iş işten geçme raddesine geldikten sonra zamanlarını, belki de çok daha fazlasını ayırmak zorunda kalabilecektir. Fakat o zaman da ne kadar verim alınır düşünmek gerekir.

Çocukluk döneminde sağlam bir iletişim kuramayan anne ve baba, gençlik döneminde problemler baş gösterdiğinde bu iletişimi kurmaya çalışmakta ve zamanında tatlı bir vakit ayırmanın ihmâlini, gençlik döneminde problemlerini, çatışmalarını çözme ile ödemektedirler.

Anne ve babanın önemli olduğu, sözünün dinlendiği, sevgi ve şefkatle eğitmenin mümkün olduğu çocukluk dönemindeki ihmâllerin, anne babanın öneminin yitirildiği, sözünün dinlenmediği dönemlerde giderilmeye çalışılması, zamanında zaman ayırmamanın tokatları olsa gerektir. Nasıl zamanında su verilmeyip, ilâçlanmayan, bakımı yapılmayan bir bitki büyümez ve meyve vermez ise, zamanında ilgilenilmeyen çocuklar da gençlik dönemi problemlerini aşmada, hayata hazırlanmada, kişilik ve karakter oluşturmada yetersiz kalabileceklerdir.

Neticede kendisi dinî ve ahlâkî bir hayat yaşayan, ama evlâdı dine uzak ve sefahet çukurlarında dolaşan, ilgi beklediği zamanlarda evlâdı tarafından terk edilen, şiddetle terbiye edip, sonra evlâdı tarafından şiddete maruz kalan canavar bozması evlât manzaraları ile karşılaşmak mümkün olabilecektir. En kötüsü de şefaatçi olabilecek iken, maneviyat ihmalleri ile yetiştirilen o evlâtların anne babalarından şikâyetçi olmalarıdır.

İnsanlık en fazla insanlığa ihtiyaç duyduğu zamanları yaşamaktadır. Bu yüzden insan yetiştirmeye her şeyden daha fazla önem vermek gerekecektir. İnsanın yetiştiği ortam olan aile ise, korunmaya, eğitilmeye, yönlendirilmeye ve ahiret misyonu kazanmaya ihtiyacı vardır.

Dünyayı düzeltmek için insanı düzeltmeye, insanı düzeltmek için de onun yetiştiği ortam olan aileyi eğitmeye ihtiyaç vardır. Aile müessesesinin düzelmesi için yegâne terbiye metodu ise Sünnet-i Seniyyedir.

04.12.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (27.11.2010) - Asr-ı Saadetten günümüze aile dersleri

  (25.11.2010) - İç dünyaların mahremiyeti

  (20.11.2010) - Anne babalı yetim ve öksüzler

  (13.11.2010) - Çocuk ve vicdan eğitimi

  (06.11.2010) - Beşerin kanunları vicdanları rahatlatmıyor

  (30.10.2010) - Statükonun kibirli mensupları ve ezikler

  (23.10.2010) - Kâfir olmak kader midir?

  (16.10.2010) - MUSÎBETLERE HİKMETLİ BAKIŞ

  (09.10.2010) - Musîbet ve âfetler gerçekten kötülük müdür?

  (02.10.2010) - Eş seçimi ve kader bağlantısı


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.