18 Nisan 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Allah’ın emri ve dilemesi


A+ | A-

Dilek hanım: “Allah’ın emri ile dilemesi aynı mıdır, fark var mıdır? Bir arkadaş grubunda tartışıldı. Açıklar mısınız?”

Allah’ın emri ile dilemesi, Allah’ın iki ayrı isminin ve sıfatının tecellîsidir. Allah (cc), Âmir’dir ve Mürîd’dir; yani emreder ve diler. Yani emr-i küllî ve irâde-i külliye Sahibidir. Allah’ın emri de, irâdesi de kâinâtı ihâta etmiştir, yani kuşatmıştır.

İrâdî olsun olmasın; insanın hareketleri de şüphesiz Allah’ın irâde-i külliyesine dâhildir. Kur’ân, “Âlemlerin Rabb’i olan Allah dilemedikçe siz bir şey dilemiş olmazsınız!”1 âyetiyle buna işâret eder. Kur’ân, irâde-i külliye Sahibi olan Allah’ın Âlîm ve Hakîm olduğunu da kaydeder.2

Cenâb-ı Hak, Âmir-i Mutlak’tır; yani, her şeye fıtratının ve yaratılışının gayesini emreder. O’nun emri dileğidir; dileği fiilidir, fiili emirdir, emri dileğinin icrâsıdır. Allah’ın emri bir iş için tecellî ettiğinde, bir çok sıfatı da emri ile birlikte aynı işte mütecellîdir. Emri ve irâdesi ile birlikte kudreti, hikmeti, san’atı, ilmi, izzeti, celâli, cemâli... vs. sıfatlarının tezâhürlerini aynı işte görmek mümkündür.

Âmir ismine, Kur’ân’da genellikle “Ol!” emri nezdinde işâret edilmektedir. Kur’ân, Cenâb-ı Hakk’ın emri ile fiili arasındaki yakın ilişkiyi şöyle anlatır: “O’nun işi, bir şeyi dilediği zaman ona sadece ‘Ol!’ demektir; o hemen oluverir.”3

Kur’ân’da Cenâb-ı Hak yalnız şuur sahiplerine emretmekle kalmaz; şuur sahibi olmayan varlıklara da emir buyurduğunu ve vahyettiğini bildirmektedir. Meselâ Zât-ı Âmir-i Mutlak, Hz. Nuh (as) tûfânı esnasında arza ve semâya şöyle emrettiğini beyan eder: “Yere, ‘Ey yer! Suyunu çek!’ göğe de, ‘Ey gök! Suyunu tut!’ denildi. Su çekildi. İş bitti, gemi Cûdi’ye oturdu.”4 Cenâb-ı Hak, Hz. İbrâhîm’in (as) atılmak istendiği ateşe de şöyle emrettiğini bildirir: “Biz, ‘Ey ateş! İbrâhîm’e karşı serin ve selâmetli ol!’ dedik.”5

Cenâb-ı Hakk’ın emri, bal arısının gayr-i şuurî hareketlerinde de hâkimdir: “Rabb’in bal arısına: ‘Dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva edin. Sonra her çeşit üründen ye. Sonra da Rabb’inin işlemen için gösterdiği yollardan yürü‘ diye vahyetti. Karınlarından insanlar için şifâ olan çeşitli renklerde bal çıkar. Düşünen bir millet için bunda ibret vardır.”6

İrâde sıfatından gelen ve kâinâtı ihâta eden tekvînî emirler ile Kelâm sıfatından gelen Kur’ânî emirlerin tamamının Âmir-i Mutlak olan Cenâb-ı Hakk’a ait olduğunu beyan eden7 Bedîüzzaman Hazretleri, bütün zerrelerine kadar kâinâtın, bütün meleklerin ve bütün varlıkların Cenâb-ı Hakk’ın “Kün! = Ol!” emrine karşı harfiyen mutî olduklarını, boyun eğdiklerini ve mutlak tezellülde olduklarını kaydeder.8

Üstad Saîd Nursî, kâinâtın her bir zerresinin Allah’ın mutlak emri altında mütemâdiyen istikbalden gelip, hâle uğrayarak teneffüs edip, mâziye döküldüğünü beyan etmektedir.9 Dâire-i imkânda ne kadar eşya var ise, hepsine gayet kolay ve rahat vücut giydirildiğini, bir şeye emretmesiyle o şeyin yapılmasının bir olduğunu ifâde eden10 Bedîüzzaman, tabiat kanunları denilen kevnî yasaların, Allah’ın emirlerinin, muhtelif varlıklara intikalinden başka bir şey olmadığını kaydetmektedir.11

Netice itibariyle, Allah’ın emri ile dilemesi kevnî işlerde, yani yaratılış kânunlarında, yani tabîat yasalarında berâber tecellî etmektedir. Binâenaleyh, Cenâb-ı Hak dilemediği bir şeyi emretmemekte; emrettiğini ise dilemiş bulunmaktadır.

Dipnotlar:

1- Tekvîr Sûresi, 81/29.

2- İnsan Sûresi, 76/30.

3- Yâsîn Sûresi, 36/82.

4- Hûd Sûresi, 11/44; Fussilet Sûresi, 41/11.

5- Enbiyâ Sûresi, 21/69.

6- Nahl Sûresi, 16/68,69.

7- Mektûbât, s. 463.

8- Sözler, s. 384.

9- Mektûbât, s. 233.

10- Mektûbât, s. 237; Sözler, s. 180.

11- Mesnevî-i Nûriye, s. 52.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

18.04.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (15.04.2010) - Hata beşeriyetimizin şe’nidir!

  (14.04.2010) - Nefis iyiliği ister mi?

  (13.04.2010) - “İştirak-i a’mâl-i uhrevî” üzerine

  (12.04.2010) - Bir hava zerresindeki mu'cize - 2

  (10.04.2010) - Bir hava zerresindeki mu'cize - 1

  (09.04.2010) - Aklî ve kalbî hastalıklar

  (08.04.2010) - Risâle-i Nur’da İsm-i A’zam

  (07.04.2010) - Risâle-i Nur’a göre dünya cereyanları

  (06.04.2010) - Kâfir âhirette marifet sahibi midir?

  (05.04.2010) - Otuz Bir Mart ve Bediüzzaman

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım