14 Haziran 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Hayat imtihanı


A+ | A-

Abdulaziz Bey: “Ben dört beş senedir ÖSS’ye giriyorum. Sınav öncesinde başarılı iken, sınavda çok heyecanlanıyorum ve başarılı olamıyorum. Allah hayırlısını bilir. Ama ne yapmalıyım?”

Öncelikle başarılar diliyor; bu gün sınava giren gençlerimize Allah zihin açıklığı versin diyorum. Ama unutmayalım: Dünyanın âhirete dönük sınavından daha ağır ve daha çetrefilli sınav var mı? Hepimiz her an bu ağır sınavın içinde değil miyiz? Öyle zor bir sınav ki... Kaybetme endişesi bazen öyle kaplıyor ki benliğimizi... Fakat yılmak yok. Çünkü Allah’ın rahmetinden ümit kesmek yok. Yılmadığımızda da geriye, üzerine düşeni yapma gayreti kalıyor.

Hayatın kendisi zorlu bir sınav olmakla beraber, hayatın içinde de birçok zorlu sınavların, dünyaya bakan sınavların olduğu doğrudur. Zoru başarmak, başarıyı sürdürmek, işini sevmek, olumsuzlukları aşabilmek, kaybettiğinde ümitsizliğe kapılmamak... Bütün bunlar büyük hayat sınavının önemli soruları. Üstelik sorular hareketli, dinamik, değişken. Soru kitapçıkları her gün değişiyor. Her gün kişiye özel yeni soru kitapçıkları basılıyor ve bize özgü kuryelerle bize getiriliyor, teslim ediliyor. Üzerimizde ismimiz yazıyor ve cevaplamamız isteniyor. Bu büyük sınavda hayatımızın her bir ünitesi kalemimiz, kâğıdımız, silgimiz, kalemtraşımız hüviyetinde. Yazıyoruz, bazen siliyoruz.

Nice yanlışları doğru diye işaretleyişlerimiz var ya...

Nice yanlışları bildiğimiz halde silmeden gönderişlerimiz var ya...

Orada, sınav kâğıtlarımızın uhrevî optiklerde okunduğu gün doğrumuz-yanlışımız anlaşılacak. Gerçek mânâda orada üzüleceğiz veya sevineceğiz. Allah’ın rahmeti olmasa orada halimiz nice olur?

Fakat işin özü bir yana; ÖSS sınavı gençlerimiz için ciddî bir geçit. Hayat geçidi. Verdiği heyecan ve gerilimler başarılı birçok genç için başarısızlık getiriyor. Üç saatlik bir sınav gencin hayatını belirliyor. O üç saatlik zaman diliminde performansınızı değiştiren bir olumsuz olay olduğunu düşünün; hayatınızın bütününü etkiliyor. Esasen olumsuz bir olaya gerek yok; sınavın verdiği olumsuz heyecan ve stres zaten yeterince olumsuz bir hava meydana getiriyor. Dolayısıyla başarı kapıları bir türlü açılmayabiliyor.

Bu aslında bu tür sınavlar için olağan bir gelişme. Yapılacak tek şey, yeni bir başarı için harekete geçmek. Bunun için de ümitlerin yıkılmaması gerekiyor. Esas olan da bu. Hiçbir başarısızlık ümitsizliğe sebep olmamalı. Fakat gelecek çatısını örmeye aday bir hayat, onca hazırlık dönemi ve onca ümitler söz konusu olunca ister istemez heyecan veriyor.

Biz de diyoruz ki:

1- Her şeyimizi onu başarmaya bağlamayalım. Onun dışında da hayatta başarabileceğimiz birçok şeyin bulunduğunu düşünelim ve benimseyelim.

2- Tercih yaparken, çıtayı çok yüksek tutmayalım. Girebileceğimiz bölümleri kapsayacak biçimde tercih yapalım. Kendimizi tanıyalım. Gerçekçi olalım. Aslında üniversite girişinde her ne kadar puan sıralaması yapılsa da, bu sıralamanın sun'î olduğunu; asıl sıralamanın hayatın içinde başarı, verimlilik, hizmet ve gösterdiğimiz özveriye göre yapılacağını, hangi meslek olursa olsun, her zaman her alanda başarı ve verimliliğin toplum içinde de, Allah nezdinde de en yüksek puanı toplayacağını unutmayalım. Yani yüksek puanlı bölümlerden mezun olanlar çoğu zaman boş gezerlerken, düşük puanlı bölümler hayatta pekâlâ gayet verimli ve rağbet gören bir iş ve hizmet alanı olabiliyor.

3- Aile ve çevre de gençlere kâbus yaşatmamalı. Gençlere mânevî baskı yapmamalı. Gençleri çökertmemeli. Buna gerek yok. ÖSS’yi başarmamak dünyanın sonu değil. Başarmazlarsa ve bir okula girmezlerse kıyamet mi kopar? Lise öğrenimi az bir eğitim mi? Hayatta başka başarı ve iş alanı yok mu? Onların böyle hayat için en önemli karar verme günlerinde, onlara moral ve maneviyât takviyesi yapmamız daha doğru olmaz mı? Gençlerimize tekrar başarılar diliyorum.

14.06.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.06.2009) - Seste helâllik ölçüsü

  (12.06.2009) - Hizbû'l-Kur’ân üzerine

  (11.06.2009) - "26. Pencere" üzerine

  (09.06.2009) - Muhtelif sorular

  (08.06.2009) - Kadının örtüsü

  (07.06.2009) - Yardımlaşmada sıra takibi

  (05.06.2009) - İman ve hayat

  (04.06.2009) - İşrak ve kuşluk namazı

  (03.06.2009) - En faziletli amel

  (02.06.2009) - Kur'ân surelerinin sıralanışı

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.