Yaşları hayli geçkin olmalarına rağmen onlar ekranlardan kopamıyor.
Biri; Mehmet Ali Birand.
O kadar televizyoncu yetiştirdi, ununu eleğini asması gerekiyordu. Ama yapmadı. Tuttu, en zor ve altından kalması zor bir işe talip oldu. Kariyeri pahasına ana haber sunmaya başladı. Çuval dolusu eleştiri almasına rağmen ne hırstır ki bu, gözünü kırpmadan işini yapmaya devam etti. İyi mi etti kötü mü? Bilemeyiz.
Bir diğeri de: Uğur Dündar… Şimdi Star ana haber bölümüne geçti… Mart ayında "anchorman"lık yapma hayaline tekrar kavuşacak. "Araştırmacı gazeteci," "Soruşturmacı gazeteci" sıfatından sonra "anchorman"lık sıfatını da üstlenecek.
Peki nedir "anchorman"lık?
Bildiğimiz "erkek spikeri"dir.
Aslında anchorman diye bir kavramın dünya literatüründe bir karşılığı yok.
Ali Kırca Amerika'dan döner dönmez bir "anchorman"lık kavramı sokmaya çalıştı Türkiye'ye. Ağzına yakışıyor olmalı "Anchorman" aşağı, "anchorman" yukarı diye ha babam söyledi. Biz de yuttuk. Hakiki haber sunucularına sorun, sizi mikrofonla kovar.
Görülüyor ki, Ali Kırca, Mehmet Ali Birand ve Uğur Dündar gibi yaşlı "erkek sunucuların" arasındaki rekabet kızışacak gibi görünüyor. Kanal 1'deki genç Fatih Altaylı'nın yaşı avantaj… Ama ya tecrübesi? Tecrübesini bir yana bırakın, diksiyon ve sunumunda bir "sorun" var. Sadece agresif görüntü çizmekle olmuyor bu işler.
CUMHURİYET MUHAFAZAKÂRI
Yorum Farkı (NTV) son buluyormuş… Sebeb: Başörtüsü!
Yorum Farkı'nda bildiğiniz gibi Emre Kongar ve Mehmet Barlas ikilisinin karşıt fikirlerle sundukları bir program… İki gazeteci, bir çok meseleye farklı bakış açısı ile yaklaşıyor. Kongar "ak" diyorsa, Barlas "kara." Yahut tam tersi de olabiliyor. Belki bu yüzden olacak Barlas, bu programdan sıkıldığını ve kısa sürede biteceğinin işaretini vermiş.
Gerekçe şu: Lâfın dönüp dolaşıp, laiklik ve türbana geliyor… Barlas takılıyor hatta, "Bir arkadaşım Kur'ândan sabır âyetini okudu ve 'Cenneti garanti ettin' dedi" demiş.
Programa nasıl hazırlanıyorsunuz sorusuna şöyle diyor Barlas: "Tüm gün gündemi takip ediyoruz. Saat 19.00 gibi buluşuyoruz. Sadece haberleri izliyoruz ve konuşacağımız konuyu belirliyoruz. Ama ne yaparsak yapalım yine türbana geliyoruz."
Çünkü diyor, Kongar, "Benim açımdan o, cumhuriyet muhafazakârı…Cumhuriyet muhafazakârı olduğunuz zaman bazı şeylere farklı bakarsınız."
Yani, laikliği rejimin bir aracı olarak görür… Yani "Ya adam günde beş vakit namaz kılıyorsa, ya bir gün Cuma günleri tatil olsun derse. Namaz saatlerinde çalışmazsa, devleti de namaz saatlerine göre ayarlamaya çalışan müstakbel bir şeriatçı olursa' diye bakarsınız. Ben herkesin inandığı gibi, düşündüğü gibi yaşamasından yanayım. Kimsenin kılığına, kıyafetine bakmam. Bu, Batı'da da böyledir."
Barlas'ın kastettiği nokta önemli. Şunu demek istiyor olabilir. Bunlar paranoyadır. Bu tip deli saçması işlerle uğraşanlar bir paranoyanın içinde kendini buluyor.
Tedavisi mi? Yok. Yani bu tür paronayaların tedavisi yok. Diğerlerin zaten tıbben mevcut. Kurtulma şansı yüzde yüz…
Ama diğerlerin ise hiç şansı yok.
13.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|