Ajda Pekkan 25. estetik operasyon için masaya yatıyormuş…
Estetik arayışı, şimdi yerini botoks denen operasyona bıraktı. Eline mikrofon geçiren, kamera karşısına geçen genç şöhretler bile yüzlerini balon gibi şişirerek uzaylı yaratıklar gibi ortalıkta geziniyor. İnsan içine çıkınca, insanlar ürküyor bunlardan.
Yüz ifadelerine baktığınızda “mimik” estetik, hiçbir şey yok… Yok!
Pekkan, estetik için Almanya’nın Köln şehrine gidiyormuş. Daha önce de burada Bülent Ersoy, Helin Avşar, Emel Sayın gibi ünlüler de operasyon geçirmiş. Hatta yeni bir teknikle şarkıcının ellerinin üzerindeki lekeler silinecekmiş. Daha da ötesi kol altındaki sarkmalar yok edilecekmiş.
Peki, ruh halini nasıl estetize edecek ünlü şarkıcı? Böyle bir teknoloji var mı?
Yok!
Ancak bir yol var.
İnsanın ruhunu dinç ve dinamik tutacak olan güç “inanç”tır.
İnançlı insanların yüz hallerine mimiklerine ve ruhuna bir bakın, birçoğunun yüzünde bir aydınlık, bir ışık ve dinamizm var.
Ruhu çökmüş ama yüzünde tek bir çizik yok… Mumyaya dönmüş bir yüz ifadesiyle kimi kandırıyorsunuz?
Bu şunu da gösteriyor. Diyebiliriz ki, para, şan, şöhret sahibi her insan “ebedî gençlik” arayışı içinde olduğunu gösteriyor. Ebedi gençlik, ebedî şöhret… Ama her “fani” fenaya gider. Yani “ölüme.” Biz inanıyoruz ki, oradan da “ebed”e.
Bu gerçeği değiştirmek asla mümkün olmadığına göre, geçici operasyon ve kalıcı olmayan çözümlerle nereye kadar varılabilir?
Ebedî gençlik, arayışı dünya kurulalı var ola gelen bir olgu.
Çünkü insanda var olan “ebed” duygusunun bir yansımasıdır bu…
Ne diyordu Aşık Veysel:
“İki kapılı bir handa,
Gidiyoruz, gündüz gece.”
Hayat, bu handa geçirilen sınırlı ve sonu var olan bir çizgi… Bu sınırlı hayat dairesinde insanoğlu, ölüm düşüncesin benliğinde ebedi arzularken, yok olma düşüncesine sahip olanlar korkunç bir yalnızlık düşüncesiyle dehşete düşmekte.
Zaten tarih boyunca “ebedî gençlik” arayışında olanların temel problemi bu olmuş. Ölüme inananlar “ebedî gençlik” arayışına girmez. Hatta istemez bile.
Antik Yunan ve Roma’nın insanları da “ebedî gençlik, güzellik ve ölümsüzlük” sağladığını düşündükleri bir iksir icat etmişler… Adına “Ambrosia İksiri” demişler… (Yani “Grekçe -ambrotos: Ölümsüzlük)
Bu zamanın “ambrosia”sı: botox… Ama ölüme çare mi?
Hayır… Değil mi ki; “Dönüş ancak O’nadır.”
O zaman ne mutlu “ebed” diyenlere, ne mutlu “ebedî gençliği” kazananlara!
08.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|