Almanya'da çıkan dehşetli yangının "sabotaj" olma ihtimali gün geçtikçe güç kazanıyor. Görgü tanıkların ifadesine göre, yangını çıkaran kişinin siyah saçlı beyaz tenli bir Alman genci olduğu söyleniyor. Olayın adlî, siyasî ve toplumsal boyutu daha çok tartışılacak gibi görünüyor.
Ben o tek kare fotoğraftan etkilendim.
O kare, ilk bakışta ürkütüyor. Çünkü bir anne yavrusunu aşağı atıyor. Minicik beden boşlukta bir bilinmeze doğru yol almış… Fotoğraf makinası bu "an"ı dondurmuş… Çocuğun akıbeti meçhul…
Fotoğrafın bir başka boyutuna baktığınızda:
Anne çocuğunu hayatta tutabilmek için aşağı doğru atıyor. Aşağıda avuçlarını açmış Alman emniyet müdürlüğüne bağlı bir Türk polis onu tutuyor.
Peki aşağı atmasa ne olur? Alevlerin pençesi onları yakalamadan muhtemel bir duman zehirlemesinden ölecek… Şefkat madeni anne bu tehlike karşısında, önce yavrusunu kurtarmak için onu hayata doğru fırlatıyor.
Bu bana çok mühim bir olayı da hatırlattı….
Toplumsal olaylara karşı çok duyarlı ve hassasiyetleri ile dikkat çeken "gönül sultanları" bu ülkenin manevî dinamiklerini de oluşturuyordu kuşkusuz.
Manevî önderlerin bu hassasiyetine baktığınızda hiçbirşeyi olmamalarına rağmen, her şeyini bir insanın imanının kurtulması için sarf ediyorlardı.
Bediüzzaman Said Nursî işte bu önderlerden biriydi. Müstesna hayat mücadelesinde sarfettiği şu sözleri kim unutabilir:
"Karşımda bir yangın var. Bana, 'sen şuna buna niçin sataştın?' diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım tutuşmuş yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeğe, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış… Ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler."
Bugün toplumun hangi önde gelen siyasi, fikir ve düşünce adamı bu sözleri söyleyebilir, gerçek hayatta onu tatbik edebilir?
Hangi biri veya birimiz yanan evladımızı kurtarmak için kendimizi dev pençeleriyle yanan alevlerin kucağına atabiliriz?
İşte, bir fotoğraf karesinin düşündürdükleri.
07.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|