Ocak ayının son günü başlayan ve 4 Şubat’a kadar devam eden bir dizi sabotaj sonucu, özellikle Müslüman nüfusun yoğun olarak yaşadığı ülkelerde internet ve elektronik erişimi kesildi. Bu işi, kim, ne amaçla yapıyor, tam olarak anlaşılabilmiş değil. Fakat günahı biz denizcilere yüklemeye çalışanlar var.
Deniliyor ki; demir atan gemiler bu kabloları kopardı. İyi hoş da, gemiler istedikleri yerlere demirleyemez ki… Haritalarda nerelere demirlenebileceği ve nerelere demir atmanın yasak olduğu işaretlenmiştir. Hele hele kablo geçen yerlere demir atmak hiçbir kaptanın cesaret edemeyeceği bir iştir. Zira demirlerse ağır cezalar alacaktır.
Gemilerin bu kabloları koparmasının imkânsız olduğunu gösteren ikinci bir neden de derinlikle alâkalı olmasıdır. Bir gemi, en fazla 200 metreye kadar demirleyebilir. Zira demir zincirinin boyu en fazla bu kadar olabilir. Demir, hırça mapaya dayansa, yani sonuna kadar verilse bile bu derinlikten sonra gemiyi tutmayacaktır. Dolayısı ile bu derinlikten daha fazla derin sulara demir atmanın anlamı yoktur. Fakat ilginçtir, çok derin noktalarda bu kablolar kesiliyor.
Sabotaj olma ihtimalinin yüksek olmasının diğer bir sebebi de kopan kabloların ardı ardına kesilmesidir. Yılda bir iki defa olan, bazen de hiç olmayan bu tip kazalar, 6 gün içinde cereyan etmiştir. Bakın internet ve elektronik erişimini engelleyen olaylar nasıl oldu.
İlk olarak 30 Ocak’ta Mısır’ın İskenderiye açıklarında iki fiber optik kablo kesildi. Aynı gün içerisinde, yine Akdeniz’de, Fransa’nın Marsilya kıyılarına yakın bir kablo daha kesildi.
Bu işin başlangıcı daha. İki gün sonra, yani 1 Şubat’ta Süveyş Kanalı’ndan geçen kablo kesildi. Bir gün sonra, Basra Körfezi’nde Dubai’nin 55 kilometre açığında bir başka kablo daha kesildi. Ertesi gün, yani 3 Şubat’ta Katar ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE ) arasındaki fiber kablolar kopuyor. Yine ertesi gün, 4 Şubat’ta, Basra Körfezi’nde Bandar Abbas yakınından geçen fiber optik kablo gidiyor. Aynı gün, Malezya’nın Penang Adası açığından geçen fiber optik kablo aynı akıbete uğruyor.
Dünyanın en önemli iletişim hatlarından olan, internetten telefona, bankacılıktan havacılığa bütün iletişimi sağlayan bu hatlar ile ilgili olarak şu ana kadar bilinen dokuz olay var ve daha ne zamana kadar devam edeceği belli değil.
Yeni bir sabotaj olmasa bile, aşağıda isimlerini sayacağım ülkelerin durumu şimdiden vahim durumda. Bakın, çoğu Müslüman olan bu ülkeler, kesintilerden nasıl etkilendi.
İran’ın iletişimi tamamen durdu. BAE’de 1. 7 milyon, Hindistan’da 60 milyon, Pakistan’da 12 milyon, Mısır’da 6 milyon, S. Arabistan’da 4,7 milyon kişinin iletişimi kesildi. Yeni teknoloji ile donatılmış ve interaktif erişim denilen ticarî sistem tam bir kâbusa dönüşmüş durumda.
Bu üst üste kablo kesilmesi olayının bir kaza olamayacağını herkes biliyor. Peki, kim, ne amaçla bu kötülüğü yapıyor ve beklentisi ne?
Tam da on puanlık bir uzmanlık sorusu. Komploculara göre ise, cevap hazır. Gazeteci İbrahim Karagül diyor ki, bu işi ABD-İsrail ikilisi yaptı. Hatta yapan denizaltı bile belli. USS Jimmy Carter isimli dev denizaltı, benzer operasyonlara göre dizayn edilmiş. Şu an nerde olduğu belli değil. ABD Deniz Kuvvetleri’nin sitelerindeki bilgileri silinmiş. Seewolf sınıfı diğer denizaltılara göre çok daha büyük yapılmış ve denizaltı gözetleme ve benzer operasyonlara göre donatılmış.
İster bu görüşe katılın, ister katılmayın ortaya çıkan bir gerçek var. Artık savaşların yeri, şekli, amacı ve yöntemi değişti. Cephe savaşlarının yerine uzaktan kumandalı, tamamen elektronik sistemler üzerine kurulu post modern savaş teknikleri deneniyor.
Ekonomi, siyaset, güvenlik, üretim ve tüketim üzerindeki bağımlılığının en yoğun olduğu bir dönemde, bu bağımlılığın en zayıf halkasını hedef alan elektronik savaşın yeni bir tekniğini görüyoruz.
Daha önce soğuk savaş döneminde ABD, Kuril Adaları civarında Sovyetlerin kablolarını kesmek istemiş, bunun etkileri görmeye çalışmıştı. Şimdi ise, Rusya’nın kendi denizlerindeki kablolarını korumak amacı ile askerî tatbikatlar düzenlediği haberlerini duyuyoruz. Önümüzdeki günlerde, İran’ın, ABD dolarının geçersiz olacağı yeni bir petrol borsasını açacağı söyleniyor. Petrol zengini ülkelerden oluşan Körfez İşbirliği Konseyi, ortak para birliğine geçme kararı aldı. ABD’nin petrol zengini müttefikleri ise, dolar rezervlerini azaltma kararı almış.
Görüldüğü gibi, ABD dolarının geleceği en fazla konuşulan konuların başında geliyor. Ne dersiniz, her şey paraya kumanda etmek için mi yapılıyor yoksa?
10.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|