“Hiçbir kimse, elinin emeğinden daha hayırlı bir lokma yememiştir.”1
Böyle buyuruyor Kâinatın Efendisi (asm) ve buna örnek olarak da bir peygamberi gösteriyor, “Allah’ın peygamberi Davud (as) bile elinin emeğini yerdi” buyuruyor.
Şu ifadeler de Efendimize (asm) ait: “Sizden birinin eline ipi alıp sırtıyla odun taşıması dilenmesinden daha hayırlıdır.”2
Yine Allah Resûlü (asm) tarafından Mü’minin çalışması, üretimde bulunması, ailesini geçindirmesi Allah yolunda cihad, gündüzleri oruç, geceleri de namazla geçirmeye denk tutuluyor.3 “Öyle günahlar vardır ki, onlara ancak geçim yolunda çekilen sıkıntılar keffaret olur”4 buyuruluyor.
Resûl-i Ekrem (asm) ticareti teşvik edip ona devam etmeyi de tavsiye ediyor, rızkın onda dokuzunun ticarette olduğunu bildiriyor.5 “Çarşı ve pazarlar Allah’ın sofralarıdır. Oralara gidip bu sofralardan yararlanın”6 buyurarak da ticaret menbaları olan çarşı ve pazarlara dikkat çekiyor.
Taberânî’de yer alan bir rivayete göre sabahın erken vakitlerinde Resûl-i Ekrem (asm) Sahabîleriyle otururken bir delikanlının oradan geçtiğini görürler. Sahabîler, “Keşke şu delikanlı da gençliğini Allah yolunda harcasaydı” demekten kendilerini alamazlar. Kâinatın Efendisi (asm), “Hayır öyle demeyin,” buyurur. “Eğer bu delikanlı dilenmekten, insanların el ve avuçlarındakine göz dikmekten kurtulmak için çıkmışsa Allah yolundadır. Yaşlı ana babasının, zayıf çoluk çocuğunun geçimlerini sağlamak için yola çıkmışsa yine Allah yolundadır. Eğer övünmek veya insanlara hava atmak için yola çıkmışsa şeytan yolundadır.”7
Demek kulluk şuuru içerisinde hareket eden Mü’minin el emeği, göz nuru, alın teri dökerek çalışması, ticarî hayatın içine girmesi bu kadar anlamlı, önemli ve büyük. Mahiyeti itibariyle dünyevî bir iş olan ticaret Allah yolunda, Onun rızası istikametinde, harama girmeden meşrû ve helâl bir şekilde, ölçülerine dikkat edilerek yapılırsa ibadet hükmüne geçiyor ve ahirete mal ediliyor.
Ya nefis hesabına yapılır, haddi aşıp içerisine yalan, hile, aldatma karışırsa?
Bu da helâk sebebi olabiliyor. Birgün Allah Resûlü (asm) ticaretle, ölçü tartıyla uğraşan kimselerin yanına vardığında onlara, “Sizler öyle bir işle uğraşıyorsunuz ki, sizden önceki milletler ölçülerine uymadıkları için helâk olmuşlardır”8 buyurur. Hz. Şuayb’ın kavminin helâk oluş sebebi ticârî hayattaki haddi aşmaları değil miydi?
Demek hakkı verildiğinde maddî ve mânevî büyük kazançları olan, sûistimaller yapıldığında ise helâk sebebi olabilecek kadar ciddî bir mesele ticaret.
Dipnotlar: 1- Buhârî, Büyu’: 15. 2- A.g.e. 3- Buhârî, Nafakat: 1. 4- İhyâ, 2:78. 5- İhyâ, 2:79. 6- A.g.e. 7- İhyâ, 2:78. 8- Tirmizî, Büyu’: 9.
18.11.2007
E-Posta:
[email protected]
|