İsrail, Türkiye’deki gelişmeleri çok yakından ve dikkatle takip ediyor. Zira AKP ile görünürde ilişkileri iyi olmasına rağmen, yine de sandıkta yenilen klasik müttefikleri. Daniel Pipes’in ifadesiyle doğal ve tabiî müttefikleri. Bu itibarla, AKP’nin oylarını arttırarak iktidara gelmesi İsrail’de alarma neden olmasa bile, bıçak sırtı bir endişeye neden olmuştur. Bunun sebebi AKP’nin aldığı oylarla geleneksel sistemi yerinden oynatıp oynatamayacağıdır. Aslında, Zafer Üskül’ün Anayasa’da Kemalizme son verilmesi çağrısıyla birlikte, bu fasıl başlamış görünüyor. AKP, aldığı başarıyı yönetmeyi becerebilirse, İsrail gibi ülkelerin korkularını haklı çıkarabilir. Zira AKP’nin diri bir parti olması ve seçimlerde tulum çıkarması, İsrail gibi odakların seçeneklerini zorlaştırmış ve azaltmıştır. Bu seçeneksizlikleri de, onların başlıca endişe kaynaklarından birisini oluşturuyor. İşte bunu en iyi analiz edenlerden birisi de Jerusalem Post gazetesi yazarlarından Barry Rubin. Jerusalem Post gazetesinde ‘The Region: Beware of Turkey’s Islamists’ yazısından bir gün önce Milliyet Dış Haberler Müdürü Kadri Gürsel’in sorularını cevaplamıştı. Kadri Gürsel’e açık etmediklerini ve açıktan söylemediklerini Jerusalem Post’taki makalesinde bir hayli açıktan yazmış. Ezcümle sözkonusu makalesinde, Türkiye’de Kemalizmin sürmesi ve ordunun vesayetinin devam etmesi gerektiğini savunuyor. ABD ve İsrail’in çıkarları için en iyisi bu olmalı. Barry Rubin, uyarı mahiyetinde AKP’ye birkaç tavsiyede bulunuyor. Bunlardan birisi ılımlılığını (bunu siz liberalizm olarak anlayın) muhafaza etmesi, merkezde durması. Ordunun Türk demokrasisinin muhafızı ve garantörü olarak kalması ve basının korkutulmaması ve bağımsız varlığını devam ettirmesi. Barry Rubin: ‘Bunlar olmazsa veya ihlal edilirse AKP felâketini ve kıyametini beklesin’ diyor.
***
AB ve Amerikan çevreleri, AKP’nin cumhurbaşkanlığı meselesinde uzlaşmasını istiyor ve aksi takdirde buhran ve gerilimin devam edeceği notunu düşüyor. Bu tavsiyenin yerine getirilmesi, aslında AKP’ye verilen oyların boşa gitmesi ile eşanlamlı. Arkasına seçmen rüzgârını alması ve bir AKP’linin cumhurbaşkanlığı makamına gelmesi iktidarı güçlendirecek ve pekiştirecektir. Bu ise, anayasayı değiştirmelerine ve yeni kanunlar çıkarmalarına ve ordu komutanlarını seçmelerine imkân verecektir. Bu da ordunun geleneksel yapısını dönüştürebilecektir. Bunun sonuçları da, İslâmî kesimden gelen genç subayların önünün kesilmemesi ve ordudan atılmaması ve ordunun müdahale kabiliyetine ket vurulmasıdır. Bakın, Barry Rubin daha neler diyor. Bu hususta İsrail’in rahatsızlığını ortaya koyan cümleleri şunlar: AKP, içeride radikal İslâm’ı empoze etmiyor, ama dışarıdaki müttefikleri radikal İslâmcılardan teşekkül ediyor. Eski müttefik Türkiye gerilerde kaldı, şimdi tarafsız kalması bile bizim için yeğdir. 1946 yılında başlayan ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin seyri değişmiştir. Aslında Rubin farklı anlatıyor. Grossman’ın da ifade ettiği gibi, ilişkilerin objektif olarak değişmesinde rol oynayan ABD’nin Irak müdahalesi ve İsrail’le birlikte Kürt kartını oynamasıdır. Rubin, herhalde bunları hatırlamak istemiyor. Kayıtsız şartsız ABD ve İsrail’i desteklememizi bekliyor.
***
Rubin’in makalesinde olmayan, ama Kadri Gürsel’e söyledikleri arasında bazı ilginç cümleler var. Buna göre, AKP bir takım yanlışlar yapmazsa, 20 yıl iktidarda kalabilir. AKP neler yaparsa yanlış olur, onun kaleminden verdik. Ama bir de yapmasını istedikleri var. Bakın Kadri Gürsel’e bu hususta neler söylemiş: “AKP’nin yaptığından daha fazlasını yapması lâzım. Bu dönemde darbe olacağını sanmıyorum. AKP bugüne kadar elde ettiğini akıllı davranarak elde etti. Parlak bir siyaset uyguladı. Fazla ileriye gitmemeyi, halkı korkutmamayı bildiler. Erbakan’ın asla öğrenemediği dersleri öğrendiler. Şimdi ellerinde daha büyük güç var. Böyle devam edecekler mi? Çok fazla zorlamazlar, sabırlı olurlar ve politik olarak değil, ama ‘20 yıllık süreç sonunda sosyal değişim yoluyla kazanacağız’ derlerse, büyük ihtimalle kazanırlar. Büyük bir hata yapmazlarsa...” Yani, AKP bu gücünü atıl hale getirir ve uslu uslu durursa ve bir de sosyal dönüştürücü ve değerleri çözücü vasfını devam ettirirse onlara göre iktidarı garantidir.
Aslında, AKP 4.5 yıl içinde onları çok fazla hayal kırıklığına uğratmadı. Siyasî değişim yerine sosyal çözülmeyi veya sosyal değişimi esas aldılar. Bunun sonucunda kısmî güveni hak ettiler. Devamı ileride...
31.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|