Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Nimetullah AKAY

Duruşumuz nasıl?



Hak’tan ve hakikatlerden taraf olan insanlar, mümkün oldukça dünyevî meselelerin tarafgirliğinden uzak durmaya çalışırlar. Zira insan için de önemli olan daima gerçekten, haklı olandan ve doğrulardan yana olmaktır. İnsanoğlu Hak’tan ve haklıdan yana olacak şekilde yaratılmıştır.

Dünyada ebedî yaşanacakmış gibi davranmak ve insanlarla olan münasebetlerimizi bu anlayış üzerinde sürdürmek, sonradan telâfisi zor durumlara insanı sürükleyebilen davranış şekilleridir. Dünya hayatımızın gereklerini yerine getirirken, bu dünyanın geçici olduğunu ve yapacağımız her hareketin hesabının bizden sorulacağını düşünerek adımlarımızı atmamız gerekmektedir.

Bu dünyada sonsuz bir hayat yaşama vehmi insanları oldukça fazla yanlışlara sürüklemektedir. İnsanı hem maddeten, hem de mânen çıkmaz sokaklara sokan, İlâhî rızaya uygun olmayan yaşantı biçimleriyle bu dünyada insanlar arasında insanca yaşama düşüncesini hayata geçirmek kolay olmayacaktır.

Dünyevî cereyanlar ister istemez dünyaya yönelik ve menfaat ilişkilerine dayanan tarafgirlikleri içermektedir. Dünyadaki makam ve mevkiler ile maddî, manevî menfaatler her zaman diğerinin zararına işlemektedir. Biri o makam ve mevkilerden inecek ki başkaları çıkabilsin. Biri maddeten zarara girecek ki diğeri kazanabilsin.

Nereden bakarsak bakalım dünya hayatına yönelik tarafgirliklerin insanın manevî hayatına zarar verdiğini göreceğiz. Çünkü böyle durumlarda kul hakkı konusunda sorumluluk altına girmemek neredeyse mümkün değildir.

Hem toplum içinde yaşamak, hem de bizleri kul hakkı konusunda sorumluluk mevkiine sokmayacak hâletler yaşamak başarılması gereken bir durumdur. Eğer Rabbimizin rızası dairesinde bir hayat yaşamak istiyorsak, her zaman Kur’ân-ı Azimüşşan’ın ve Sünnet-i Seniyye’nin penceresinden hadiselere bakmamız gerekmektedir. Aksi takdirde vicdanları sızlatmayan ilişkiler içinde olmak oldukça zor olacaktır.

Tarafgirlikten bahsedip de, bugünkü siyasî gelişmelere, anlayış babından da olsa temas etmemek meseleyi eksik bırakır. Aslında asıl maksadım da, günümüzün siyasî gelişmeleri konusunda takınmamız gereken tavır hakkında bir şeyler söylemektir.

Bu seçim sath-i mailinde mutlaka bizlerin de taraf olduğu bir siyasî kitle bulunmaktadır. Bizler de her vatandaş gibi, memleketimiz için en hayırlı olacağına inandığımız kadrolara oyumuzu vereceğiz. Şüphesiz bu durumlarda ifrata girmeden tercih belirlemek ve ona göre hareket etmek herkesin hakkıdır. Ancak tehlikeli olan bazı durumlar karşımıza çıkabilmektedir böyle zamanlarda.

Özellikle siyasî tarafgirliği aşırıya götürmek ve mutlaka herkesin kendisi gibi bir tercih kullanması gerektiğine inanıp, aksi yaklaşımlardan dolayı insanları itham etmek çok tehlikelidir ve böyle durumlar kul hakkına tecavüz edilmesine sebep olacaktır. Böyle durumlarda insanlar kendi partilisini fasık da olsa melek görmekte, karşı anlayıştan olanları da melek de olsa şeytan görmektedir. Allah böyle bir siyasî anlayıştan bütün ehl-i imanı muhafaza etsin.

Bu siyaset zemininde önemli olan taraflılığımızın tarafgirliğe inkılab etmemesidir. Önemli olan, herhangi bir tarafa, sadece memleket menfaatini düşünerek oy kullanmanın insanı kurtarmaya yetmeyeceğini ve sadece bu davranışın insanı helâka götürmeyeceğini bilmek.

Bizleri ancak amellerimiz kurtarabilir. Bizler yaşantımızla iyi bir idareyi hak edebilirsek mutlaka Cenâb-ı Hak bizlere iyi ve adil idareciler nasip edecektir. Eğer bazı sıkıntılar varsa herkesten önce kendimize bakmamız gerekir. Belki farkında değiliz, ama yaşantımızla Allah’ın rızası dairesi haricinde olmamız ihtimali, bilhassa zamanımızda uzak bir ihtimal değildir.

Belki Müslümanca bir yaşantı konusunda yeterince samimî değiliz. Belki kendimizi değil de dini kendimize uydurma çabası içindeyiz. Başkalarını suçlamadan önce kendimizi ciddi bir şekilde hesaba çekmemiz gerekmektedir. Durup dururken Allah, zalim kullarını başımıza musallat etmez herhalde...

28.05.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.05.2007) - İslâmın şefkatli sinesi

  (21.05.2007) - Bîtaraf olamayız

  (15.05.2007) - Siyaset her şey değildir

  (14.05.2007) - Siyaset

  (08.05.2007) - Kafamızdaki bilgi kirliliği

  (07.05.2007) - Düşüncelerin ifade edilmesi

  (01.05.2007) - Bilmek ve yaşamak

  (30.04.2007) - Günahta devam niyetine musamaha olur mu?

  (24.04.2007) - Karanlıkların ötesi

  (23.04.2007) - Bugün yeni bir gün

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004