Çekim gücü olmayan bir kâinat düşünebiliyor musunuz? Sadece dünyamız çekim gücünü kaybetse neler olurdu bir düşünün.
Çekim gücünden çok daha kuvvetli bir iksir, maya, bağ var kâinatta.
İşte bu sevgidir.
Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle kâinatın var oluş sebebi, rabıtası, nuru ve hayatıdır sevgi.1
Allah sevmiş de kâinatı yaratmış, insanı yaratmış; nur vermiş, ışık vermiş, hayat vermiş ve onları, kâinatı birbirine bağlayan bir rabıta yapmış.
Geçtiğimiz 11 Mart Pazar günü gazetemizin Pendik Yeni Asya Temsilcisi Farukhan Özhan Ağabeyimizin daveti üzerine konuşmacı olarak katıldığımız Pendik’te gazetemizin imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular Ağabey sevginin kâinattaki yerini bu özet cümlelerle anlatıyordu. Bediüzzaman’ı vefatının 47. yılında anma vesilesiyle düzenlenen toplantılarda bu yılki konu Toplumsal Barış İçin Sevgi başlığını taşıyordu.
Gerçekten sevginin kalplerden sökülmeye başladığı, nicelerimizin sevgiye hasret kaldığı günümüzde bu diriltici iksire ne kadar muhtaç olduğumuzu bir kere daha anlıyoruz.
Sevgisiz kişi, aile ve toplumu düşünmek bile istemiyor insan.
Madem hayat onunla canlanıyor, güzel meyvelerini onunla vermeye başlıyor, bu duyguyu yeniden canlandırmaya, güçlendirmeye her zamankinden daha çok muhtacız.
İşte Mehmet Kutlular Ağabey sevginin yokluğunun toplumda nelere mal olduğunu, onu yeniden canlandırmanın önemini anlattı. Sevgisiz, saygısız bir toplum olamazdık. Bu bizim ne insanlığımız, ne inancımız ve ne de tarihimizle bağdaşırdı. Sevgide de örnek olmalıydık. Kur’ân ahlâkının yaşayan şekli olan Allah Resûlü (a.s.m.) bize bu konuda en güzel örnek olmamış mıydı? İnsanlara sevgiyle yaklaşmış, gönüllerinde taht kurmuştu.
O ruha toplum olduğu gibi toplumun en küçük birimi olan aile de muhtaçtı. Aslında meseleye aileden başlamak lâzımdı. İnsanın küçük bir dünyası ve Cenneti olan aile hayatına sevgi hükmettiğinde elbette daha dünyadayken Cennet hayatı yaşanırdı. Zaten İslâm, dünyayı da Cennete çevirmek için gelmemiş miydi? İlk örneği ailede yaşanmalıydı. Ailede sevginin yer ve önemini anlatmak da bize düştü.
Rabbimiz Rum Sûresinin 21. âyetinde insanları eşler olarak yarattığını ve birbirlerine ısınmaları için de kalplerine sevgi ve merhamet koyduğunu bildiriyor.
Birbirlerini seven eşlerin o küçük dünyaları hiç Cennete dönmez mi?
Dipnotlar: 1- Sözler, s. 221-222.
13.03.2007
E-Posta:
[email protected]
|