Geride bıraktığımız günlerin en kaygı verici gelişmelerinden biri, yeni TMK’nın TBMM Genel Kurulunda kabulüydü.
Böylece, aylar önce partisinin Güneydoğu milletvekillerini kanunun çıkması için ikna etmek üzere toplayan Başbakanın, toplantıyı sona erdirirken söylediği “TMK çıkacak, başka yolu yok” sözü gerçekleşmiş oldu.
Keşke bu kararlılık TMK gibi netameli bir konuda değil de, üç buçuk yıldır mağduriyetlerinin giderilmesini bekleyen kesimleri rahatlatacak adımlar atmak için gösterilmiş olsaydı!
Ne yazık ki, oralarda hiçbir gelişme yok.
Öyle ki, YÖK’ün bile nihayet yerden yere vurduğu yasaklı ve adaletsiz ÖSS için üç yıldır dile getirilen “Bu son olsun” temennîsini tekrarlamaya dahi artık gerek görülmüyor.
Zira bu noktadaki ümitler tükenmiş durumda. Ve kimse AKP’den çözüm beklemiyor.
Böyle bir ortamda TMK, Başbakanın kararlı ve sıkı takibi sonucu, tatil öncesinde Meclisten geç ti.
Ancak kanunun kaç milletvekilinin oyuyla kabul edildiğine dair bir bilgiye ulaşamadık. Meclisin resmî internet sitesindeki görüşme tutanaklarında dahi sonuç “Kabul edenler... etmeyenler... Kabul edilmiştir” gibi klasik bir tekerlemeyle kayda geçirilmiş.
CHP sözcüsünün kanunu engellemeyecekleri, ama gördükleri eksik ve yanlışlar sebebiyle olumlu oy vermeyecekleri şeklindeki beyanlarına bakarsak, TMK büyük ölçüde AKP’lilerin oylarıyla geçmiş görünüyor.
Destek sözü verenler arasında DYP’lilerin de yer alması, ayrı bir talihsizlik olsa gerek.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in bile, tasarının kabulünden sonra yaptığı konuşmada “Umarım, bu kanun hiç uygulanmaz” temennîsini dile getirerek, kanunun zorunluluğunu kabul edenlerin dahi bu noktada endişeler taşıdığı ikrarında bulunması hayli dikkat çekiciydi.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise daha rahat. Kanunu eleştirenlere “Tasarının ilk şeklinin yol açtığı kaygılar giderildi” diyerek, metnin son halini okumaları çağrısı yaptı Gül.
Ancak asıl önemli olan, savcı ve hakimlerin bu “okuma”yı nasıl yapacakları. Uygulamanın eski alışkanlık ve reflekslere mi, yoksa yapılan AB reformlarına göre mi oluşacağı.
Dönem Başkanlığını Avusturya’dan devralan Finlandiya’nın Ankara Büyükelçisi Maria Serenius, diğer AB temsilcilerinin de katıldığı yemekli toplantıda bizzat Başbakanın yüzüne karşı TMK'ya ilişkin kaygılarını dile getirmiş.
“Terörle mücadelenin bedeli temel özgürlükler olmamalı. Yeni TMK bu anlamda kaygı nedeni” demiş. (Radikal, 8 Temmuz 2006)
Ve aynı konuşmada, 9. reform paketinde yer alan 12 kanundan sadece ikisinin çıkarılmış olduğuna da dikkat çekmiş Serenius.
Böylece, Başbakanın kimbilir kaçıncı kez tekrarladığı “AB yönelişimizde en ufak bir sapma yok” söyleminin “TMK-AB reformları” ikilemindeki erozyonunu açığa vuruyor.
Aslında gizli anayasaya “evet” diyen hükümetin TMK’yı sahiplenmesi sürpriz değil.
Peki, kanunda CHP’nin eleştirdiği maddeler vetoya takılırsa işin sonu nereye varır?
11.07.2006
E-Posta:
[email protected]
|