Bilindiği gibi, uluslararası para sihirbazı Soros, Bush’un tekrar seçilmesini engellemek için sıkı bir kampanya yürütmüştü.
Gerekçesi, Bush’un askerî yöntemlerini yanlış bulması ve bunların ABD’ye zarar verdiğini savunmasıydı. O, demokratik ve sivil yöntemlerin kullanılmasından yanaydı.
Yani, ihtilâf esasta değil, yöntemdeydi.
İkisinin de hedefi dünyadaki ABD hegemonyasını güçlendirmekti, ama Bush bu işi silâhla yapmaya çalışırken Soros, belirlenen hedeflere, ilgili ülke halklarını “ikna” ederek ulaşılması gerektiğini savunmaktaydı.
Nitekim bu farkını, Ukrayna, Gürcistan, Kırgızistan gibi ülkelerde gerçekleşen ve adının karıştığı renkli devrimlerle gösterdi.
Ama Soros’un ilgisi bu ülkelerle sınırlı değil. “Daha önemli bir ülke düşünemiyorum” dediği Türkiye’yi ise çok özel bir dikkat, duyarlılık ve tecessüsle yakın takipte tutuyor.
Ve bu takip çerçevesinde, açıktan finans desteği de verdiği kimi sivil örgüt ve kuruluşlar kanalıyla, gelişmeleri yönlendirmeye çalışıyor.
İlginç olan, 3 Kasım’dan bu yana ülkede iktidar sorumluluğunu üstlenen AKP’nin de bunlar içinde yer alması ve bizzat Erdoğan’ın Davos’ta görüştüğü Soros’a “Türkiye’nin açık toplumcuları biziz” (Aksiyon, 27.9.2004) diyerek ondan destek talep etmiş olması.
Bu desteğin, içeride ve dışarıda Soros’un yönlendirmesiyle çalışan bazı sivil örgütler ve araştırma kuruluşları tarafından hazırlanan raporlarda AKP’yi ve Erdoğan’ı parlatmak suretiyle verildiğini de müşahede ettik.
“İki ayrı ABD var. Biri Bush’un temsil ettiği Pentagon ABD’si, diğeri Soros’un temsil ettiği küresel sermaye ABD’si” diyen Mahir Kaynak, “Erdoğan ekibi küresel sermayenin desteğini aldı” (Vatan, 12.6.2006) sözüyle herhalde bu durumu ifade ediyor olmalı.
Aslında başlangıçta Bush da Erdoğan’a destek vermiş, hattâ AKP liderini mâlûm engellerle seçilemediği 3 Kasım seçiminden hemen sonra Beyaz Saray’a davet ederek ona Meclise girme ve başbakanlık yolunu açmıştı.
Ancak tam da o günlerde patlak veren tezkere krizi Bush yönetimi için tam bir şok olmuş, Pentagon ve neoconlar cephesi küplere binmiş, Erdoğan’ın ve AKP’nin üstünü tamamen çizmekle sonuçlanacak olan bir sürecin ilk işaretleri de o zaman verilmişti.
Gerçi bilâhare Bush ve Soros yaklaşımlarının örtüştüğü gibi bir görüntü kazanan BOP çerçevesinde AKP’ye bazı görevler verildi.
Ama sonrasında, “Ortadoğu’ya demokrasi götürme” projesinin Irak, Filistin ve Mısır gibi kritik ülkelerde ABD’nin hiç de hoşuna gitmeyen seçim sonuçları getirmesi üzerine canı sıkılan Bush yönetimi BOP’u askıya aldı.
Pentagon ABD’si, evvelce BOP için lâzım olduğunu düşündüğü AKP’ye artık ihtiyacı kalmayınca, Ankara’daki eski partnerlerine yöneldi; “askerden askere” ilişkileri onardı ve işi eskiden olduğu gibi götürmeye başladı.
Peki, buna rağmen Soros ABD’sinin AKP ve Erdoğan’a verdiği destek sürüyor mu?
Sürüyorsa piyasalardaki dış kaynaklı çalkantı ve dalgalanmaların izahı ne olabilir?
17.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|