Zerkavi’nin ihanete kurban gittiği ve içeriden elde edilen bilgilerle yerinin tespit edildiği ve o şekilde öldürüldüğü anlaşılıyor. Öyleyse, hala neden gurusu Bin Ladin’in yeri tespit edilemiyor? Afganistan’ın dağlık olduğundan korunma açısından Irak’tan daha muhkem ve sağlam olduğu söylenebilir. Başka nedenleri de olabilir. Belki zamanı gelmediği için üzerine gitmiyor da olabilirler.
Zerkavi’nin dini danışmanı Şeyh Abdurrahman’ın harekâtını izleyen Amerikalıların içeriden devşirilen rehberlerle adrese ulaştıkları söyleniyor. Yeri tespit edildikten sonra da bombardımana tabi tutuluyor ve bombardıman sonrasında mekâna ulaşan Amerikalılar ve Iraklı müttefikleri Zerkavi’nin yaralı olduğunu ve can çekiştiğini tespit ediyorlar. Sedyeye alındığında ise ruhunu teslim ediyor. Amerikalıların anlattıkları bunlar. İsmini açıklamaktan kaçınan bir aile ferdi, Zarkavi’nin 2. evliliğinden olan ve Suriye’de dünyaya gelen 18 aylık oğlunun, ABD tarafından düzenlenen hava saldırısı sırasında hayatını kaybettiğini ileri sürdü. Aynı şahıs, Çarşamba günü Bağdat’ın kuzeyindeki Bakuba kentinde gerçekleştirilen operasyonda Zarkavi’nin 3 eşinin de öldüğünü öne sürdü. İlginç olan, aynı zaman diliminde neredeyse bütün Zerkavi aile fertlerinin tasfiye edilmiş olmasıdır.
Efsanevi ‘direnişçi’ Zerkavi’nin ortadan kaldırılmasıyla birlikte Amerikalılar rahat bir nefes amış olmalılar. Onların Bağdat’taki Şii müttefikleri de. Herhalde Zerkavi sonrasında en temel mesele bu başarıyla birlikte Amerikan işgalci güçlerinin Irak’tan çekilmesi ve bunun için bir takvim belirlemesi olmalıdır. Madem Zerkavi gitti öyleyse Amerikan askeri varlığının da bir anlamı kalmadı ve ene güne karşı Irak’ta daha ne bekliyorlar? Amerikalılar daha fazla yıpranma savaşıyla karşı karşıya kalmak istemiyorlarsa bu altın fırsatı çekilme lehinde değerlendirebilir ve bunun için tertibat alabilirler. İşte tam bu noktada Irak’ın yeni Başbakanı Nuri Maliki işlerini kolaylaştırabilecek bir teklifte karşılarına çıktı.
***
‘Iraklılar çekilmemizi isterlerse derhal, tereddüt etmeden çekiliriz’ diyorlardı. İşte bunu ispatlamanın tam vakti. Nuri Maliki 18 ay içinde Iraklı güçlerin ülkede güvenliği sağlayabilecek donanıma ve pozisyona eerişebileceklerini açıkladı. Daha önce ‘ne kadar Irak askeri artarsa o kadar Amerikan askeri çekilecek ve azalacaktır’ diyen Bush bu sözlerden hiç memnun kalmadı ve Maliki’nin açıklamalarını onaylamadığını ifade etti. Demek ki, Antony Zınni doğru söylemiş. Amerikalıların çekilme niyeti falan yok.
Zerkavi’ler ise işin bahanesi. Şiiler ise bunu gördükleri halde niye görmezlikten geliyorlar anlamak mümkün değil. Onlarınkisi de başka hesap. Kongre seçimlerine kadar bir takım makyajlar yaparak Amerikan kamuoyunun gazını almak ve gözlerini boyamak için çekilme yönünde bazı düzenlemeler yapmak istiyorlardı. Onlar önce bir miktar asker bile çekebilir ardından seçim mevsimi geçtikten sonra asker yekününü yeniden artırabilirler de. Şeytanlıklarına şeytan bile akıl sır erdiremez. Bush Maliki’nin teklifine karşılık, ‘Çekilme takvimi belirlemenin hakimane olmayacağını (would be unwise)’ söyledi (Bush Disagrees With Iraqi Leader on Expected withdrawal, David Stout, NYT, 9 Haziran 2006). Amaçları güvenlik falan değil, tek kelime ile Irak’a hakim ve sahip olmaktır.
***
Irak meselesinde olduğu gibi Guantanamo meselesinde de zikzaklarına alıştık. Irak’ın aynası Guantanamo. Guantanamo meselesinde de baskıyla karşılaştıklarında ‘aslında biz o mekânı kapatmak istiyoruz’ diyorlar, sonra ipe un sermeye devam ediyorlar. Zar zor Ebu Garib’i devretmeye razı oldular. Sözgelimi, Amerikan Gulag’ı veya Belenesi de denen Guantanamo üssünün kapatılmasıyla alakalı Blair bazen günah çıkartıp temennilerini dile getiriyor ama ‘gaz aldıktan’ sonra değişen bir şey olmuyor. Bush bile zaman zaman Guantanamo’nun geleceğini düşündüklerini söylüyor ama o gelecek hiçbir zaman gelmiyor.
‘Çıkmaz ayın son çarşambası’ dedikleri hesap. Hadisa katliamından sonra Bush yine aynı manevraya birkez daha başvurdu. ABD Başkanı George W. Bush, uluslararası kamuoyundan yoğun bir şekilde eleştiri alan Guantanamo’daki cezaevi için, “Biz Guantanamo’nun boş olmasını istiyoruz” ifadesini yineledi. Küba’daki Guantanamo Körfezi’nde bulunan hapishaneye ilişkin uluslararası kamuoyunun baskıları sürerken, ABD Başkanı Bush, hapishanenin boşaltılmasının en büyük istekleri olduğunu tekrarladı. Hollanda Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in ziyareti sırasında açıklama yapan Bush, “Guantanamo’ya ilişkin olarak artan ilginin farkındayım. Rasmussen’e de belirttiğim gibi, biz Guantanamo’nun boşaltılmasını istiyoruz. Umarız ki yakın zamanda bunu gerçekleştiririz” demektedir. Guantanamo’da tutuklu bulunan mahkumların kendi ülkelerine iade edilmesi için çalışma yürüttüklerini sözlerine ekleyen Bush’un özrü kabahatinden büyük ve kendi pozisyonunu şöyle savunuyor, “Ortada bir sorun var. Mahkumların yeniden sokaklara salınması durumunda bunlar, hem ABD vatandaşları hem de tüm dünya için tehlikeli olabilir.”
Anlayacağınız Bush’un kaypaklığında değişen bir şey yok.
11.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|