İki gündür namaza koşma ve koşmama üzerinde duruyor, koşmanın ne kadar gerekli, koşmamanın ise ne kadar büyük bir kayıp ve zararlara vesile olduğunu anlatmaya çalıştık.
Allah Resûlü (a.s.m.), bir kimsenin ikindi namazını kılmamasını eviyle, barkıyla, çoluk çocuğuyla birlikte evin altında kalıp helâk olmasına benzetir. Sabah namazının sünnetinin önemini anlatırken de, onun dünya ve dünya içindeki her şeyden hayırlı olduğunu bildirir.
Şu iki hakikat bile gösterir ki mü’min için namaza koşmaktan başka çare yoktur. Koşmamak ise düşünülemez.
Mü’minin miracı, Allah’ın huzuruna kabulü olan namaz sürekli Allah Resûlünün (a.s.m.) gündemindeydi. Ölüm döşeğindeyken bile, “Namaza, namaza dikkat ve devam ediniz” diye namazı hatırlatıyordu.
Namaz madem önem noktasında imandan hemen sonra yerini alıyor, iman kurtarmanın yanında en önemli hizmet de insanları namaza sevk etmek, alıştırmak, koşturmaktır.
Evet, namaz aşk ve şevkini uyandırmak, namaz kılmayanları namaza başlatmak en büyük hizmetlerdendir.
Geçen Pazartesi günü Fatih Araştırma ve Kültür Vakfında Namaz Gönüllüleri isimli grupla bir araya gelip namazı kamuoyuna maletme stratejilerini görüştük. Halkının % 99’u Müslüman olan ülkemizin yapılan araştırmalara göre ne yazık ki % 75-80’i namaz kılmamaktaydı. Namazın ihyası gerekiyordu. Namaz turneleri düzenlenmeli ve bu büyük ibadet umuma mal edilmeliydi. Son zamanlarda namazın gündeme gelmesi ve konuyla ilgili kitapların yüz binlerce satması sevindiriciydi. Araştırma ve Kültür Vakfı üyelerinden yazar Abdullah Yıldız’ın Haydi Namaza isimli kitabı 150 bin satarak rekor kıran kitaplar arasına girmişti. Hele Cemil Tokpınar’ın Sabah Namazına Nasıl Kalkılır? isimli kitabı 800 bin gibi süper bir rakamı yakalamıştı. Kitapları okuyanlar canla başla namaza sarılıyor, o güne kadar niçin kılmadıklarına hayıflanıyorlardı.
Tabiî bu güzel bir başlangıçtı. Bir İslâm ülkesinde namaz kılanların sayısı % 25’lerde seyretmemeli, daha da arttırılmalıydı. Namaz insanın hayatına yeni bir çekidüzen vermekte; düzene sokmakta; plânlı, programlı olmaya itmekteydi. Günde beş defa Allah’ın huzuruna çıktığına inanan her insan, Allah korkusunu gizli bir polis gibi kalbine yerleştirmekteydi. Böylece toplum hayatını sarsan kötülüklerin önüne set gerilmekteydi.
Toplantıda namazın panel, sempozyum, konferans, açık oturum, şiir, İlâhî, resim, tiyatro ve filmlere konu edilerek yaygınlaştırılması, herkesin bir çırpıda okuyabilmesi için 1 milyon kadar namaz broşürü basılıp dağıtılması bu toplantının en dikkat çekici kararlarından biri oldu. Daha şimdiden meşhur Gözyaşı Gecelerinin yönetmeni Haşim Altın namazı işleyen tiyatrosuna start demişti.
Ümit ve temennimiz odur ki namazı gündeme getiren ve gündemde tutan böyle toplantıların yaygınlasması, namazın ihyası, daha doğrusu namazla ihya olmak...
11.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|