Veda Hutbesinde Allah Resûlünün (a.s.m.) en çok üzerinde durduğu meselelerden biri de hak ve özgürlüklerdi. Müslümanın diğer bir Müslümana malı, canı, namusu haramdı, çiğnemeye hakkı yoktu.
İslâmda kul hakkı diye bilinen tabir sadece insan haklarını değil, hayvanların, hatta bitkilerin dahi haklarını içine alır.
Allah Resûlü (a.s.m.) vefatından önceki günlerde hasta yatağında yatarken bir ara kendinde mescide gelebilecek güç ve takat hissettiğinde mescide gelmiş, Müslümanları toplatıp onlara bu hayatî mesele konusunda konuşmuş, şunları söylemişti:
“Ey insanlar! Kimin sırtına vurmuşsam, işte sırtım gelsin vursun!
“Kimin malını almışsam, işte malım gelsin alsın.
“Sakın hakkı olan kişi, ‘Ben kısas istersem Allah Resûlü (a.s.m.) bana darılır’ diye düşünmesin. Biliniz ki benim yaratılışımda hakkını isteyene darılmak diye birşey yoktur. En sevdiğim insan bende hakkı olup da isteyebilen veya helâl eden insandır.
“Ben Rabbimin huzuruna kul hakkıyla gitmek istemiyorum.”1
Topluluktan birisi kalkıyor, Resûlullahtan (a.s.m.) üç dirhem alacağı olduğunu, açıklama istemesi üzerine de, birgün bir fakir geldiğini, üç dirhem vermesini emrettiğini söylüyor. Resûlullah da (a.s.m.) borcunu ödüyor.
İşte Resûl-i Ekrem (a.s.m.) kul hakları konusunda bu kadar hassastı. Kimsenin maddeten ve manen hukukunun çiğnenmesini istemiyor, bunun için de gerek uygulayarak ve gerekse öğütleriyle ümmetine yol gösteriyordu. İnsan haklarını çiğnemenin, zulümlerin, haksızlıkların nelere mal olacağını örneklerle anlatarak ümmetini zulüm ve haksızlıklardan sakındırıyordu.
Birgün ümmetine kul hakkı çiğnemenin insanı nerelere kadar götürebileceğini göstermek için şöyle bir örnek vermişti:
“Müflis kime denir, bilir misiniz?”
“Sahabîler, ‘Müflis, parası pulu, malı mülkü olmayan kişidir’ diye cevap verdiler.
“Bunun üzerine Allah Resûlü (a.s.m.) buyurdular ki: ‘Ümmetimden asıl müflis odur ki, Kıyamet gününde namaz, oruç ve zekâtıyla birlikte gelir; ama ona buna sövmüş, şuna buna iftira atmış, onun bunun malını yemiş, şunun bunun kanını dökmüş, şunu bunu dövmüştür. Sonra onun iyiliklerinden bir kısmı şuna, bir kısmı buna verilir. Eğer kul haklarının tamamı ödenmeden, iyilikleri ve sevapları tükenirse, alacaklıların günahları alınıp onun üzerine yüklenir. Sonra da Cehenneme atılır.”
Demek asıl müflis kul haklarını çiğneyen insandır.
Dipnotlar:
1. Tabakat, 2: 255.
2. Müslim, Birr: 59; Tirmizî, Kıyame: 2.
04.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|