İslâm dünyasının pek çok yerinde hicran yaşanıyor, ama Filistin’deki hicran bir başka. Hak, hukuk ve adalet tanımayan İsrail yönetimi, Filistinlilere her şeyi çok görüyor. “Hem suçlu, hem güçlü” pozisyonundaki İsrail, Filistinlilere karşı uyguladığı baskıyı son günlerde iyice arttırmış durumda.
Hatırlanacağı üzere Filistin’de bir seçim yapıldı ve seçimleri HAMAS kazandı. HAMAS’ın kurduğu hükümeti tanımak istemeyen İsrail, bu bahane ile bütün Filistinlilere ‘ambargo’ uygulamaya başladı. Bununla da yetinmedi, bütün dünyayı Filistin’e ambargo uygulamaya çağırdı ve çağırmaya da devam ediyor.
Tarihî arkaplan bir yana bırakılsa bile, Filistinlilerin bugünkü sıkıntılarını dahi yeterince anlayabildiğimizi zannetmiyorum. Taş atanlara silâh atan İsrail yönetimi, yüzde yüz haksız olduğu konularda dünyayı yanıltmaya çalışıyor. Tabiî ki tek suçlu İsrail değil. En büyük suçlu ya da suçlular, İsrail’in yanlışlarına açıkça ya da susarak destek verenlerdir. Meselâ, dünyanın jandarması olduğunu ilân eden Amerika’yı suçluların başında saymak gerekir. Şu veya bu sebeplerle Filistin’e yardım etmeyen ya da edemeyen İslâm dünyasını da suçlular arasında saymamız gerekecek...
İsrail, dünyadaki tepkilere de kulak tıkayarak, Filistin’de ‘utanç duvarı’ örmeye devam ediyor. Hedefi ve maksadı, Filistin’i bir ‘açık hava hapishanesi’ne çevirmek. Bununla da yetinmeyen İsrail, HAMAS yönetimi sonrası Filistin’e her konuda ambargo uygulamaya başladı ve bütün dünyayı da ambargo uygulamaya çağırıyor. Ne yazık ki bazı ülkeler bu çağrıya ‘müsbet’ cevap verip, daha önce Filistin’e ulaştırmaya söz verdikleri yardımlara son verdiler.
“Filistin’e ‘ambargo uygulayalım” çağrısına verilecek en güzel cevap, Filistin’e yardım etmektir. İHH İnsanî Yardım Vakfı “Filistin’e (ambargo değil) yardım” diyerek güzel bir kampanya başlatmış. İsrail, ‘ambargo uygulayalım’ diyorsa, İslâm ve insanlık dünyasına düşen; Filistin’e yardım etmek olmalıdır.
İHH, kampanyayı tanıtırken yardımseverlere şöyle seslenmiş: “(Filistinlilerin) Önce toprakları işgal edildi. Sonra kan ve gözyaşı içerisinde dört bir yana göç ettirildiler. Son seçim sonuçlarıyla beraber uygulamaya konulan ekonomik ambargo ile de Filistin hayattan tecrit edildi. İşsizlik oranının yüzde 60’ları aştığı, fakirlik oranının yüzde 80’lere dayandığı Filistin’de, kitlesel cezalandırma siyasetiyle binlerce masum çocuk ve sivil, dolaylı bir ölüme itilmektedir. Filistin toplumunun son yıllarda uğradığı kaybın maddî faturası 20 milyar doları aşmıştır. Biz sahip olduğumuz ortak din, tarih ve kültürel bağlar ile insanlığın bize yüklediği sorumluluğun gereği olarak ulusal bir kampanya başlatarak gerek acil gıda yardımı gerekse kalıcı projeler ile Filistin halkına desteğimizi sürdüreceğiz.” (Kampanya ile ilgili bilgi için: www.ihh.org.tr * Tel: 0212- 631 21 21)
Filistin’deki işsizliğin yüzde 60’lara, fakirliğin de yüzde 80’lere ulaşmış olmasında elbette İslâm dünyasının da büyük sorumluluğu vardır. Bu bakımdan, açılan ‘yardım’ kampanyası bir fırsat olarak değerlendirilmeli ve Filistin hicranına kalıcı çözümler aranmalı...
04.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|