Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Raşit YÜCEL

Fetih



Bir fetih idi.

Üstün gelmek veya başkasına baskı yapıp ezmek anlamında değildi.

Bir Peygamber (asm) müjdesi idi.

Asırlar öncesi idi.

“İstanbul mutlaka fethedilecektir”

Kimler fethedecek idi?

Müslümanlar.

Yeryüzünün yarısı, insanların beşte biri bu dinin emrine girecekti.

Fetih idi.

Fetih önce gönüller üzerinde taht kurmuştu. Medeniyetten yoksun zaman ve asırlarda yeryüzüne doğan İslâmiyet güneşi sayesinde hayat, hayat olmuştu.

İşte asırlara hükmeden, çağlar kapatıp çağlar açan İslâmiyet, yaşandığı asırları gülzâr etmişti.

Fetih idi.

O aşk ve heyecan gönüllerden hayata yansıdığı zaman sanatta, ticarette, ziraatta, teknikte mesafe alınmıştı.

Diğer İslâm devletleri gibi Selçuklu ve Osmanlı da bu fethe hep en üstün katkı sağladı.

Osmanlı üç asır dünyanın süper devleti olarak hayatını altı yüz yıl devam ettirdi.

Selçuklu’yu da katarsanız bu bin yıl eder.

Kur’ân’ın övgüsüne lâyık olan bu millet, ne zaman dinden elini-ayağını çekti gerilemeye başladı.

“Din hayatın hayatı, hem ruhu, hem esası, ihya-yı din ile olur şu milletin ihyası” sözlerine aldırış edilmemişti.

Zillet içinde yaşayan Avrupalılara hayran nice karanlık kafalar, bu milletin seyrini değiştirip, Avrupa zalimlerinin dümen suyuna girmişlerdi.

Gönüller ve güller üzerinde fetihler devam ediyordu. Devam ediyor.

İslâmiyet gibi güneş parlaklığında olan bir din ile günden güne kendi karanlıklarını aydınlığa dönüştüren dünya insanlığını görüyoruz.

Renk, dil, ırk, coğrafya yok. Din var, iman var, Kur’ân var.

Mekke bir mihrab, Medine bir minber, o gönüller sultanı bütün ehl-i imana imam, bütün mü’minlere hatiptir.

Fetih devam ediyor. Gönüller fethediliyor.

01.06.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (18.05.2006) - “Bir güneş doğdu cihana”

  (11.05.2006) - Mazi ve istikbal

  (04.05.2006) - Musîbetin dili

  (27.04.2006) - Teceddüt

  (20.04.2006) - Onun (asm) ardından...

  (13.04.2006) - Dar görüşler

  (06.04.2006) - Allah mekânını Cennet eylesin

  (23.03.2006) - Geleceğin Bediüzzaman'ı

  (16.03.2006) - Hüseyin Kovancı

  (09.03.2006) - “Cevşen Baba”

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004