Bediüzzaman, İhlâs Risâlesinde, “Maksatlara ulaşmada en kerâmetli vesile ihlâstır. En yüksek bir haslet ihlâstır. En sâfî kulluk ihlâstır”1 der.
* Hedefe ulaştıran en kerâmetli, kısa yol: Bâzı kişilikler, bugünden çok, istikbali düşünür, geleceğe yoğunlaşır. Kendisini ona göre kurgular. Çeşitli alternatifler üretir, akıl yürütür. Veya “gayesiz hayaller” kurar. Böylece bulunduğu anı ihmal eder. Sıkıntılarını atlamak için yeni imkân arayışlarına girer. Geçmişi ve şimdiki zamanı nazara almaz. Oysa insan üç boyutlu bir zaman diliminde yaşar. Bunlar sadece istikbâle atladıklarından gerçeklerden kopar. Bu durum, endişe, korku, vehim gibi rahatsızlıklara sebep olabilir. Bu da dengesiz ve ölçüsüz davranmaya yol açar. Dengesizlik ve başarısızlık, kaderi tenkit etmeye iter. İşte, bu mizaçtaki kişilikler için de ihlâs, maksat ve hedeflere ulaştıran en kısa yoldur. Allah’a tevekkül ve teslimiyet artar. Aşk ve şevkle, dengeli bir çalışma zeminine girilir.
* En yüksek haslet: İnsan elinden gelirse herkese yardım, iyilik ve şefkat etmek ister. Bundan haz alır. Kimi fıtratlar nefsî bir karşılık, bir takdir bekler. Kimisi de, iyiliğinin karşılığını tasdik veya takdir sûretinde almayınca “kullanılma psikolojisi”ne girebilir. Ancak, en iyi haslet, özellik, ihlâstır. Yâni, yapılan her şeyin Allah rızası için yapılması, hiçbir karşılık beklememeyi gerektirir. Bu da, pek çok psikosomatik/rûhî hastalıkların engellenmesi demektir. Bir anlamda, koruyucu sağlık oluşur.
* En safi ubûdiyet/kulluk: Bir tip, bir karakter yapısı için hayatta en önemli değer uyum, denge, müsbet/olumlu hareket, müsamaha, vakar, fazîlettir. Bu tipler, ben merkezli olmaktan çok, dışa yöneliktirler. Akraba, dost ve çevrelerine aşırı düşkündürler. Onlara yardımcı olmak ve korumak için her türlü tehlikeyi göze alabilirler. Bu onlar için âdeta bir tutkudur. Bu iki tehlikeyi beraberinden getirir:
1.“Ben her şeyi hallederim” anlayışı hâkim olur. Bu da enâniyet/benlik ve gurur bataklığına düşürme riski taşır.
2.Herkese ulaşamamaktan doğan sıkıntı, üzüntü ve strese sebebiyet verir...
İşte, “en safi ubûdiyet/kulluk ihlâs”tır. İhlâs der ki, bu işleri kulluk için, Allah rızası için, Allah’ın verdiği güç ve kuvvetle yapmaktasın. Dolayısıyla benliğe, enaniyete düşme. Üzülmemelisin. Allah rızası için yaptığına göre; sonucu halk edecek olan Allah’tır. Senin görevin, ihlâsla hareket etmektir.
Dipnot: 1.Lem’alar, s. 145
03.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|