(Dündem devam)
Bir hadîs-i şerîfte, “Ebced’i ve tefsirini öğreniniz! Elif, Allah ve İllellah’tır. Yahud, Allah isminden bir harftir. ‘Be’ Allah’ın icâdıdır. ‘Cim’ Allah’ın behçetidir. ‘Dal’ ise, Allah’ın dinidir.7 denilerek bu ilmin sırlarına işâret edilmiştir.
İslâm âlimleri, Hz. Peygamber (asm), Bedir Harbi’nden bir gün önce, “Düşmanla karşılaşacaksınız, onlara yardım edilmeyecek, onlara galip geleceksiniz”8 meâlindeki hadîsiyle cifir ve ebcede işâret ettiğini söylerler. “Elif Lâm Mim” Hurufu Mukatta (kesik harfli) âyetleri Peygamber Efendimizden (asm) işiten Yahûdî âlimlerinden Ebu Yâsir bin Ahtab, kardeşi Hüveylid ve bir kısım bilginler, ona giderek, “Sana ‘Elif, Lâm, Mim’ diye bir âyet indi mi?” diye sorar. “Evet!” cevabını alınca, “Senin ümmetinin ömrü kısa! (bu harflerin Ebced karşılığı rakamlarını söyleyerek) Ey Yahudiler, ümmetinin ömrü 71 sene olan bir peygamberin ümmeti olur musunuz?” der ve sonra Peygamberimize (asm) dönerek:
“Yanında bundan başka var mı?”
“Elif, lâm, Mim, Sad!”
“Başka!”
“Elif, Lam, Ra...”
“Başka...”
“Elif, Lâm, Mim, Ra...”
“Mümkündür bütün bu rakamların toplamı Muhammed’e verilmiş olsun. Bunların tamamı ise 743 yıldır.”9
Peygamber Efendimize (asm) vahyedilen ve Hz. Ali’nin (ra) yazdığı Celcelütiye kasîde şeklindeki duâ,10 baştan ayağa bir çeşit ebced ve cifir hesabıyla yazılması ve bastırılması da bu ilmin gerçeklerindendir. Cafer-i Sâdık, Muhyiddin-i Arabî, İmam-ı Gazalî (Celcelütiye’yi şerhetmiş/açıklama yazmıştır) Bayezid-i Bistamî gibi gaybî sırlarla uğraşanlar ve harflerin sırları ilmine çalışanlar bu gaybî ebced hesabını bir prensip, bir anahtar kabul etmişler. Yüksek edîpler (dil ve edebiyat belâgat üstadları) ebcedi ince bir kanun kabul edip eski zamandan beri kullanmışlar.11 Ebced ve Cifir’in genel kaidelerinden bir bölümünün kullanılma prensiplerini eserine alan Şeyh Ahmed Elbûnî, “Cifir ilmi, doğru bir senedle/belgeyle Cafer-i Sâdık’tan ilim ehline intikal etmiştir”12 der.
İslâm uleması arasında hurûf ilmiyle uğraşanların başında Hallâc-ı Mansûr (ö. 922) ibn Nedim (ö. 987)’den sonra ibnü’l-Arabî (1165-1240), ibn-i Haldûn (1332-1406), Abdurrahman-ı Bistâmî (ö. 1454) ve Sarı Abdullah Efendi (1584-1660) gelir.
Biyo-kimya, fizik gibi ilimler insanlığı mahvı için kullanıldığı gibi, harf ilminin de Hurufilik tarafından putlaştırılıp saptırılması mümkündür. Bu meseleyi bir altbaşlık olarak ileride ele alacağız.
Dipnotlar:
7. Müsned-ül Firdevs, 2, 43.; 8. Ebû Dâvûd, Cihad, 71; Müsned-i Ahmed 4/65, 289; 5, 377; 9. Tefsir-i İbn-i Cerir, 1/68-71; Tefsir Ed-Dürr-ür Mansur-İmam-ı Suyûtî, 2/22; Tefsir-i İbn-i Kesîr, 1/37.; 10. Şuâlar, s. 349; 11. Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 87-88.; 12. Mukaddemet-ü İbn-i Haldûn, s. 334
11.07.2006
E-Posta:
[email protected]
|