Son günlerde, belli kaidelere bağlı olmayan cifr/ebced ilmi çeşitli çevrelerde rastgele tartışma mevzuu edilmektedir. Ledün ilmiyle de bağlantılı olan bu ilmin hakikatini, İslâmın bakış açısını ve suistimal edilebilmesi yönlerini ele almaya çalışacağız. Önce ledün ilminin ne olduğunu anlamaya çalışalım:
İnsanoğlunun gayb/metafizik âlemlerine geçişini sağlayan vasıtalarından birisi de ledün ilmidir. Ledün ilmi nedir? Kur’ân ledün ilmine nasıl bakmaktadır? Ebced, cifir gibi bir kısım hesap ve ilimlerle gayb âleminin bâzı sırlarına vakıf olmak mümkün mü?
İnsan aklı/dimağı/beyninin ilim denizinden aldığı bilgi iki türlüdür:
* Çalışma ve gayretle elde edilen kesbî ilim;
* İnsan çabası dışında verilen, hîbe edilen vehbî ilim. Vehbî ilme liyakat kazanabilmek için de ekseriyetle kesbî ilimlerde mesafe almak gerekir.
Bunun dışında; bâzı mânevî özelliklere haiz özel kişilere, özel olarak hîbe edilen ve “ilm-i ledün” denen gizli, hâfî, bâtın, gaybî/metafizik bir bilgi çeşidi vardır. Ledün ilmi, seçkinlere, yâni, yükselmiş mâneviyat sahiplerine, “hakka’l-yakîn” mertebesine çıkanlardan seçilen kişilere hibe edilir. Bu ilmin sırrı, Kur’ân’ın tabiriyle, Rabbimizin katındadır. Rûhunu tekâmül ile duygularını kontrol edebilen; mânâ âlemleri ve ilimlerinde ilerleyen büyük zatlara bir kısım cilveler ilham edilir, şifreler verilir.
Bâtın ilmine vâkıf, ledün ilmini anlayacak kabiliyet ve seviyeye ulaşanlar, yâni rûhunu tekâmül teknesinin üst merhalelerinde yoğuranlar için, Kur’ân baştan başa gaybî haberler (ledün ilmî) nevindendir.1
Kur’ân’da lâfız olarak da geçen, Hz. Hızır’ın bildiği ledün ilmi, gaybî ve vehbî ilim türündendir. Ledün ilminin hakikati, Kehf Sûresinin 60-82. âyetlerinde, Hz. Mûsâ ve Hz. Hızır’ın (as) mâceraları nakledilirken dikkate sunulur. İsmini de 65. âyette geçen “ledün” kelimesinden alır.
Yarın, Kur’ân’ın tasvirinden ledün ilminin hakikatini tahlil etmeye çalışalım.
Dipnot:
1-Sözler, s. 369.
05.07.2006
E-Posta:
[email protected]
|