Vahiy kaynaklı bütün semâvî dinlerin esası tevhid inancına dayanır. Bir olan âlemlerin Rabbine iman etmek onların temel prensibidir.
Hanif dini üzerine gönderilen Hazret-i İbrahim (a.s.) halis bir Müslümandı. Eşi olan Hz. Sare’nin çocuğu olmamıştı. Cariyesi Hz. Hacer Validemizden Hz. İsmail (a.s.) dünyaya gelmiş ve onun neslinden de Kâinatın Efendisi Hazret-i Muhammed (a.s.m) doğmuştu. Daha sonra, Cenâb-ı Hak, Hz. Sare Validemize ihtiyarlamış yaşına rağmen, Hz. İshak’ı (a.s) vermişti. Hazret-i Yusuf’un (a.s.) babası olan Hazret-i Yakub (a.s.), Hz. İshak peygamberin oğludur.
Hazret-i Yakub’un (a.s.) lâkabı İsrail olduğundan, onun soyundan gelenlere İsrail oğulları denilir. Hazret-i Yakub’un en büyük oğlunun adı Yehud olduğu için, onlara aynı zamanda Yahudi denilmiştir. Yahudiler Hazret-i Musa’nın (a.s.) şeriatı ile amel ettiklerinden, Musevî olarak tanımlanırlar. Dünya hayatını çok seven ve hırsla dünyaya saldıran bu millet, haksız yere birçok peygamberini öldürmüş ve Kutsal Kitap Tevrat’ı da bozarak tanınmaz hale getirmiştir. İffet timsâli Hazret-i Meryem’e iftira eden, Hazret-i İsa’yı (a.s.) öldürmeye teşebbüs eden ve ona verilen İncil’i tahrif edip tevhidden teslis inancına döndüren yine Yahudilerdir. Son Peygamber Hazret-i Muhammed’i (a.s.m.) öldürmek için çeşitli tuzaklar kuran ve Kur’ân-ı Kerim’i tahrif etmek için çeşitli yollara başvurup muvaffak olamayan bu millet, genel itibâriyle hiçbir zaman hak ve istikâmet üzerinde olamamış, her zaman ve zeminde bozgunculuğun sembolü olmuştur.
Onların bu hâlini ve değişmeyen tavırlarını Cenâb-ı Hak ne güzel tarif eder: “And olsun ki, Biz Musa’ya Tevrât’ı verdik. Onun ardından da peş peşe peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya ise ap açık mucizeler verdik ve onu Cebrail ile takviye ettik. Demek size ne zaman nefislerinizin hoşlanmadığı şeyleri getiren bir peygamber gelse, ona karşı büyüklük taslayacak ve bir kısmını da öldüreceksiniz öyle mi? Onlar ‘Senin dâvetine karşı kalplerimiz perdelidir’ dediler. Doğrusu, inkârları yüzünden Allah onlara lânet etmiştir, artık pek azı iman ederler.” (Bakara Sûresi: 87-88)
“De ki: Eğer âhiret yurdu Allah katında diğer insanlara değil de sadece size âit ise, haydi, ölümü isteyin eğer iddianızda doğru iseniz. Fakat onlar, elleriyle işledikleri günahlar yüzünden ölümü asla istemezler. Allah ise, zâlimleri hakkıyla bilir. Sen o Yahudileri, hayata karşı insanların en hırslısı olarak bulursun. Hatta müşriklerden daha hırslıdırlar. Onlardan her biri, bin sene yaşamak ister. Halbu ki, yaşayacak olsa da bu hayat onu azaptan kurtaracak değildir. Allah onların yaptıklarını hakkıyla görür.” (Bakara Sûresi: 94-95-96. âyetler)
Böylesine sefih ve sefil özelliklere sahip olan Yahudi milletinin, âhirzaman fitnelerinin baş aktörü olacağı hadislerle de haber verilmiş. Bediüzzaman böyle bir hadisi 5. Şuâ’nın 14. Meselesinde zikreder: “Deccalın mühim bir kuvveti Yahudi’dir. Yahudiler severek tâbi olurlar.” Büyük deccal komünizmin fikir babalığını İngiliz Yahudisi olan Engels ile Alman Yahudisi olan Karl Marks yaptı. Onlar komünist felsefenin temellerini Allah’ı inkâr esasına bina ettiler.
Bediüzzaman der ki: “Her hükümetin zulmünü gören Yahudiler, Almanya memleketinde kesretle toplanıp intikamlarını almak için, Komünist Komitesinin tesisinde mühim bir rol ile Yahudi milletinden olan ‘Troçki’ namında dehşetli bir adamı, Rusya’nın baş kumandanlığına ve terbiyegerdeleri olan meşhur Lenin’den sonra Rus hükümetinin başına geçirerek Rusya’nın başını patlatıp bin senelik mahsulâtını yaktırdılar. Büyük Deccalın komitesini ve bir kısım icraâtını gösterdiler ve sâir hükümetlerde dahi ehemmiyetli sarsıntılar verip karıştırdılar.” (5. Şuâ)
Günümüz dünyasında hemen hemen her ülkede medya tekelleri oluşturup kadın faktörünü kullanarak ahlâksızlığın her çeşidini yaygınlaştıran, Amerika’da dahil bütün hükümetleri istediği gibi yönlendiren, İslâm dinini terörle eşdeğer göstermeye çalışan, çoluk çocuk demeden Filistin’de devlet katliâmı yapan, bütün dünyanın tepkisine aldırış etmeden sırtını Amerika’ya dayayıp terör estiren ve kendileri dışındaki milletlere köle nazarıyla bakan bu millet; yeryüzünde bozgunculuğa sebep olduğundan ve barışı reddettiğinden dolayı Allah’ın gazabını celb edecek ve kıyametin kopmasına mühim sebeplerden biri olacaktır. Fakat, kıyamet kopmadan önce dehşetli bir hezimet, mağlûbiyet ve zilletin onları beklediği de gelen hadislerin muhtelif rivâyetlerinden anlaşılıyor. Çünkü, küfür devam etse de zulüm devam etmez ve Allah zâlimleri asla sevmez.
05.07.2006
E-Posta:
[email protected]
|