Mehmet KARA |
|
Acı çektirenlerin sonu |
![]() |
Meclis Genel Kurulu’nu yöneten TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, birleşimi açarken, “Elektronik cihazla yoklama yapacağız” diyerek yoklama yapıyor. Yoklama neticesinde “Toplantı yeter sayısı yoktur” diyerek oturumu 5 dakikalığına kapatıyor. Bu işlem iki sefer tekrarlandıktan sonra birleşimi bir başka güne erteliyor. CHP Grup Başkanvekili ikinci yoklama sırasında “Başkan, iktidar grubu nerede? Gece on bire kadar çalışmak için karar aldı bu Meclis, grup önerisini onayladı. Nerede arkadaşlar?” diyerek seslenince, AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, “Sayın Başkanım, Parlamento, gruplar arası mutabakat nedeniyle bugün çalışmamaktadır. Sayın Anadol’un da bilgisi vardır” diyerek cevap verse de Meclis’teki bu görüntü Başbakan Erdoğan’ın hayli canını sıkmıştı. “Devamsız milletvekilleri canımızı yaktı, 340 milletvekili olan bir siyasî partiyiz, ama son derece önemli oturumlarda karar yeter sayısı için milletvekili bulunamıyor yeni dönemde bu arkadaşlarla yola devam etmeyeceğiz” demesinin üzerinden birkaç gün geçmeden, AKP’li vekiller Meclis genel kurul salonunda yerlerini aldılar. Erdoğan’ın bu sözlerinden sonra gazetelerin “acı çektiren milletvekillerini” yani devamsız milletvekillerini yazmaya başlaması da milletvekillerinin genel kurul salonunda olmasını sağladı. Kimi gazetelerde 100, kimi gazetelerde de 50 milletvekilinin devamsız olduğu isimleri verilerek açıklandı. Bu gelişmelerden sonra grubunu kontrol etmek isteyen Erdoğan, haftanın ilk çalışma gününde Meclis’e “gece baskını” yaparak duruma vaziyet etti. Gördü ki, AKP sıraları dolu. Yarım saat Meclis’te kaldı. Bu arada vekilleri ile çay içti, göz ucuyla partisinin sıralarını süzdü. Önümüzdeki günlerde Erdoğan’ın “can yakıcı” açıklamasının neticelerinin ne olacağını göreceğiz.
DAHA KAÇ YIL GEREKİYOR? AKP’nin iktidarının üzerinden geçen 8 yılda yaptıkları her zaman tartışılır. İktidar çok şey yaptıklarını rakamlarla açıklarken, muhalefet hep bu yılların “boş yıllar” olduğunu söyleyip durdu. Geçtiğimiz günlerde ANAP döneminde de milletvekili olan ve AKP’ye katılan Mersin Milletvekili Ali Er, Meclis Genel Kurulu’nda yaptıklarını anlatırken, “…o kalan yılların durağanlığını, daha ileriye götürmek için hızla koşturuyor” demesine muhalefet sıralarından itiraz geldi. Tutanaklara yansıyan bu ilginç tartışmayı özetle aktaralım: Mehmet Şandır (MHP-Mersin) - Kaç yıl gerekiyor Ali Bey? Hüseyin Yıldız (MHP-Antalya) - ANAP milletvekiliyken de aynı şeyleri söylüyordun, hâlâ aynı şeyleri söylüyorsun! Doğruyu söyle. Ali Er - …Ben bu kürsülerde doğruyu söyleyecek kadar da cesur bir milletvekiliyim. Yirmi üç yıldır bu kürsülerdeyim ben, her şeyi söylerim, açık söyleyeyim. Bu sözden sonra başka bir tartışmaya geçti. Ali Er- Elinize makası alıp eğer ağacın arasında kuru aldıysanız, makasla limon kestiyseniz, tezgâhta limonu boy boy seçtiyseniz… Kadir Ural (MHP-Mersin) - Ali Ağabey, sen yirmi senedir milletvekilisin, yirmi senedir buradasın ya! Gözünü seveyim ya! Yirmi senedir sen yapmadın, ben yaptım onu. Ali Er- Onun için, benimle ilgili bu konuda arkadaşlarımız oradan lâf atarken şunu bilecekler: Ali Er, omuzunda telis ile sadır dağıtıp, domates yalaklarına sadır dağıtmış adam, mecrefe ile o sadırı karıştırmış adam, çitili kurmuş adam, onu dikmiş ve yatırmış, yetiştirmiş, toplamış adam. Tartışma böyle sürüp gitti, ama akıllarda AKP’nin neyi yapıp neyi yapmadığı bir türlü vuzuha kavuşmadı.
YALANSA BEN BIRAKIYORUM, YA SEN? Siyasette iddialaşmak moda oldu. “Bu doğruysa ben bırakıyorum, doğru değilse sen milletvekilliğini bırakacak mısın?” türü tartışmalar yapılıp duruyor. Son Wikileaks belgelerinin ortalığa saçılmasından sonra Başbakan’ın bir ülkede 8 ayrı hesabı olduğuyla ilgili iddialara Erdoğan sert cevaplar vermiş, bu bilginin doğru olması durumunda başbakanlıktan ayrılma restini çekmişti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Wikileaks belgelerinde geçen kendisiyle ilgili iddialar üzerine, “Bunlar alçaklık. Böyle bir söz kullandığımı kanıtlasınlar, siyasette 1 gün dahi durmam” diyerek bu yönde bir açıklama yaptı. Meclis Genel Kurulu’nda da AKP Gaziantep milletvekili Mehmet Erdoğan ile CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç arasında bu tip bir tartışma yaşandı. Genç’in, “…BIL Şirketinin Genel Müdürü de kendi yakınını, bir arkadaşını getirmiş bir göreve atamış, günde 500 dolar harcırah ödüyor, düşün!” sözlerine “Yalan söylüyorsun” diye cevap veren Mehmet Erdoğan’a, Genç, “Var mısın, milletvekilliğinden istifaya var mısın?” diye karşılık verdi. Erdoğan, “evet varım” dedi. Tartışma dakikalarca devam edip gitti… Bu tip tartışmalar ülkemizde çokça yapılır, ama istifa eden milletvekili, ya da başbakan hiç görmedik… Bu sefer görür müyüz? Yine görmeyeceğimiz gün gibi ortada… 05.12.2010 E-Posta: [email protected] |