Cevher İLHAN |
|
“Wikileaks belgeleri”nde gizli kirli savaş... (1) |
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük istihbarat sızıntısı olarak nitelenen ve “diplomasinin 11 Eylül’ü” olarak nitelenen “Wikileaks belgeleri” açıklandıkça, küresel güçlerin ve ifsad şebeklerinin dünyada mazlum ve mâsum insanlar üzerinde, özellikle İslâm dünyasında her türlü menhus gizli kirli savaşlarının içyüzünü açığa çıkıyor. Bilindiği gibi Wikileaks internet sitesinde daha önce bir milyon Afganlının öldürülmesi hakkındaki “savaş plânları”ndaki ABD’nin “Afganistan işgal projesi”ni ait 92 bin, peşinden ilâve olarak 15 bin belge deşifre edilmişti. İşbirlikçi kukla Karzai yönetimini dahi “şoke” eden “Afganistan’ı istikrarsızlaştırma faaliyetleri”nde, işgalciler, “yeni dünya düzeni” maskesi altında, kendi eseri “Taliban” bahanesiyle çoğu “kaza” sürü verilen baskınlar, sivillere saldırılar, suikastlar ve provokasyonlarda bulunduğu belgeleriyle açıklanmıştı. İşgalcilerin ipliğini pazara çıkan bu “gizli resmî belgeler”de işgalcilerin, işgale karşı direnen ve hatta Bush’un “Bize taraf olmayan düşmanımızıdır!” ayırımıyla işgali alkışlamayan sivil Afganlıları ve Pakistanlıları sistemli bir biçimde katlettiği belgelenmişti. Güya “Taliban sanılarak”, her defasında çeşitli yöntemlerle çoğu çocuk ve kadın yüzlerce sivilin çeşitli yöntemlerle acımasızca ve hunharca öldürüldüğü ortaya çıkmıştı. Örneğin yolcu otobüsleri taranmış, düğün yerleri ve köyler bombalanmış, tamamen silâhsız mâsum halktan oluşan konvoylara hava saldırıları düzenlenmiş, seri suikastlarla cinâyetler işlenmiş…
MERD-İ KIPTÎ MİSÂLİ… Ardından ABD’nin “barış ve özgürleştirme” sloganıyla, hegemonyası hesabına enerji ve petrol kaynaklarını ve hatlarını elde etme amacıyla “kitle imhâ silâhı” ve “El Kaide” yalanıyla işgal edip iki milyondan fazla sivili katlettiği Irak’ta da, kargaşa ve kaos üreterek kirli “gizli savaş projesi”ni işleme koyduğu su yüzüne çıktı. Dört milyon Irak’lının evlerinden, yurtlarından sürülerek perişan edilmesi, yüzbinlerce kadının tecâvüze uğramasına, işkence olaylara, sivil katliamlara, psikolojik savaşa ve provoaktif tahriklere dair 392 bin belge sızdırıldı. Dahası, raporda ortaya dökülen “gizli belgeler”deki tertip ve rezâletlerin, ABD ve başta İngiltere olmak üzere işgal ortaklarının bu iki ülkede yaptıklarının ancak binde biri olduğu belirtilmesi, vahşetin boyutunu gösterdi. Belgelerde ortaya çıkan bir diğer çapıcı husus, Afganlılara ve Iraklılara sıkılan kurşunların, silâh ve bombalama masraflarının, yüzbinlerce coninin harcamalarının, Afganistan’da ABD’nin silâhlı örgütü haline getirilen NATO perdesinde, Irak’ta ise başta Bush yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Rice’nin şirketleri olmak üzere Amerikan ve İngiliz şirketlerinin 30 yıllık ihâleleri gasbıyla ve ülkenin yer altı ve yerüstü kaynaklarının tâlânıyla tahsil edilmesiydi. Son safhada Wikileaks’in elindeki üç milyon gizli belgeden 251 binini açıklamasıyla, Afganistan ve Irak belgelerinden daha dehşetli tahribatlar yapıldığı, uluslararası ilişkilerde fitne ve ifsad politikaları üretildiği su yüzüne çıkmakta. İlginç olan, Amerikan yönetiminin pişkin tavrı. Daha önce Afganistan ve Irak’la ilgili belgelerin ortaya çıkması üzerine Amerikan yönetiminin bu iki ülke halkından özür dilemek yerine, Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon’un “belgeleri ortaya çıkaranları hesaba çekileceği”ni duyurarak, âdeta merd-i kıptî gibi “sirkatini söylemesi.”
STRATEJİK OYUN VE ÖNEMSİZLEŞTİRME… ABD’nin son açıklamalara karşı da aynı tavrı takındığı görülüyor. Başta belgelerin sızdırıldığı dünyadaki belli başlı gazetelerin yöneticileriyle bir araya gelip yayınlanmasını engellemeye uğraşan Dışişleri Bakanı Clinton olmak üzere, Amerikan yönetimi belgelerin hiçbirini inkâr etmiyor. Ancak açığa çıkarılmasının “Amerikan ulusal çıkarlarına zarar vereceği” gerekçesiyle itiraz ediyor. Bu çirkin yüzkarası “gizli kirli savaş”ı yapanlar değil, vahşete ve ifsada dair “gizli belgeleri” açığa çıkaranlar, “Amerikan küresel egemenlik ve çıkar politikaları”na zarar verdiği için suçlanıyor! Kaldı ki Washington’un ve dünyada işbirliği içinde olduğu Amerikan politikalarına endeksli başkentlerdeki iktidarların gizli kirli çamaşırlarını ortaya döken sözkonusu ifşaatların, Wikileaks’in topladığı belgelerin ancak onda biri olduğu, asıl vâhim “gizli belgeler”in “fitreleme tekonoljisi”yle sansürlenip engellendiği, hatta yine küresel işgal politikalaları ve projeleri adına, “yeni dünya düzeni” hesabına yönlendirici olarak istimal edildiği belirtiliyor. Diğer yandan strtatejik bir oyun oynanıyor. “Gizli belgeler”in vahşet ve dehşetli “içeriği”nden ziyade, “bu belgelerin nasıl ve ne şekilde sızdırıldığı”, “dünyadaki ve Türkiye’deki liderlere hangi tanımlamaların yapıldığı” benzerî saptırmalarla işin ciddîyeti zedelenip, belgelerin anazili yerine mesele mizâha çekiliyor. Belgelerin fevkalâde vâhim muhtevası önemsizleştiriliyor. Örneğin “stratetejik müttefik” ve “model ortak” ABD’nin terör örgütü PKK’ya lojistik desteği gibi vahâmetler gürültüye getirilip, Amerikalı diplomatların kime ne lâkap taktığı” gibi magazine boğduruluyor. Bu arada bir başka garâbet, Ankara’nın tavrından kaynaklanıyor. AKP siyasî iktidarının meseleyi hafife alıp üç maymunları oynayarak bu vâhim ifşaatları “teğet” geçip sümenaltı ederek geçiştirmeye çalıştığı gözleniyor. Peki neden? 30.11.2010 E-Posta: [email protected] |