24 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ali FERŞADOĞLU

Fert veya cemaatlere bakış açımız


A+ | A-

Kimi zaman şahıs veya cemaatleri değerlendirirken, Kur’ân ve Sünnetin adalet ve hakperestlik gözlüğüyle değil; indî, hissî, nefsî, yersiz, haksız bir gözle bakarız. Ve tenkide yöneliriz. Halbuki, ferasetli bir mü’min âdil olmalı.

Adalet; yalnızca mahkemelerde cereyan etmez. “Her şeyi yerli yerine koymak!” şeklinde tecellî ederek, atomdan galaksilere kadar ve nihayet kâinatın her tarafında geçerli; kâinatın Yaratıcısının Âdil isminin tecellîsi olan bir kanundur. İnsan da bu kâinattan süzülmüş olduğuna ve hür irade ile donatıldığına göre; onlardan geri kalmamalı. Ki, ‘kâinatın ezelî tercümesi’ Kur’ân’da da bu hakikat şöyle nazara veriliyor:

“Adalet üzere olun ve Allah için şâhitlik edin. Kendi aleyhinize veya anne ve babanızla akrabalarınızın aleyhine olsa bile. Hakkında şahitlik ettiğiniz kişi, zengin de olsa, fakir de olsa doğruluktan ayrılmayın. Çünkü ikisini de Allah sizden daha iyi gözetir.” 1

Kişileri, yöneticileri, değerlendirirken âdil olmak gerektiği gibi, cemaat, meslek ve meşreplere de hakkâniyetle yaklaşmalı. Tabiî ki, önce adaleti kendinden başlayarak uygulamalı. Nefsimizi avukat gibi müdafaa etmemeli. Hakkâniyet ölçülerini şöyle maddeleştirebiliriz:

1- İnsan hatâdan hâlî olmaz. Bazen istemeyerek de olsa hatalar işleyebilir, kusurlar işleyebilir. Dolayısıyla zerrâtı günahkârlardan mürekkep bir cemaat de, tamamiyle masum olamaz.

2- “Bir Müslüman’ın bütün halleri Müslüman olmak lâzım gelmediği gibi, kâfirin de bütün halleri kâfir olmak lâzım gelmez” ve “Her bâtıl bir mesleğin herbir ciheti bâtıl olmak lâzım olmadığı gibi, herbir hak mesleğin dahi herbir ciheti hak olmak lâzım değildir” 2 kaidelerince, kişi veya cemaatlerde hatalar, kusurlar görülebilir. Sözlerinde, icraatlarında, yayınlarında hatâ ve kusur işleyebilirler.

3- Eserlerine ve neticelerine hükmeden hak ve hakîkat ise olumlu bakmalıdır. Eğer olumsuz yönleri olumlu cihetlerine mağlûp ise, o meslek haktır. Eğer içindeki hak ve hakîkat, neticelere hükmedemiyor ve menfî ciheti müsbet cihetine galebe ediyorsa, o meslek bâtıldır. Onun ehli, ehl-i bid’a ve dalâlet olur.

“Cenâb-ı Hak, haşirde, adalet-i mutlaka ile mizan-ı ekberinde a’mâl-i mükellefîni tarttığı zaman, hasenâtı seyyiâta galibiyeti-mağlûbiyeti noktasında hükmeyler. Hem seyyiâtın esbâbı çok ve vücutları kolay olduğundan, bazan birtek hasene ile çok seyyiâtını örter. Demek, bu dünyada o adâlet-i İlâhiye noktasında muâmele gerektir. Eğer bir adamın iyilikleri fenalıklarına kemiyeten (sayıca) veya keyfiyeten (nitelikçe) ziyade gelse, o adam muhabbete ve hürmete müstehaktır. Belki, kıymettar birtek hasene ile, çok seyyiâtına nazar-ı afla bakmak lâzımdır. Halbuki, insan, fıtratındaki zulüm damarıyla, şeytanın telkiniyle, bir zâtın yüz hasenâtını birtek seyyie yüzünden unutur, mü’min kardeşine adâvet eder, günahlara girer. Nasıl bir sinek kanadı göz üstüne bırakılsa bir dağı setreder, göstermez. Öyle de, insan, garaz damarıyla, sinek kanadı kadar bir seyyie ile dağ gibi hasenâtı örter, unutur, mü’min kardeşine adâvet eder, insanların hayat-ı içtimaiyesinde bir fesat âleti olur.” 3

4- “Nefsini itham eden, kusurunu görür. Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder. İstiğfar eden, istiâze eder. İstiâze eden, şeytanın şerrinden kurtulur. Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar. İtiraf etse, affa müstehak olur.”

Dipnotlar:

1- Nisâ Sûresi, 135., 2- Mektûbât, s. 354., 3- Lem’alar, s. 241., 4- Lem’alar, s. 91.

24.11.2010

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.11.2010) - Fitne ve fesatçıları nasıl tanıyabiliriz?

  (22.11.2010) - Fitne ve fesatla imtihanımız

  (21.11.2010) - Bugünkü gizlilik ve 15 asır önceki şeffaflık

  (20.11.2010) - Uyarmak, uyarılara kulak vermek

  (19.11.2010) - Şuurlu Çinli, gafil Müslüman!

  (18.11.2010) - Japon sırrı ve Bediüzzaman

  (17.11.2010) - İnsanların akıllarının alacağı tarzda konuşmak

  (15.11.2010) - Olumsuzluklarda da bir hayır vardır

  (10.11.2010) - Sohbetlerde fıkra

  (09.11.2010) - Ne dünya, ne âhiret...


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.