Yeni Asyadan Size |
|
Risale-i Nur ve Diyanet |
![]() |
Geçtiğimiz Ekim ayı başında İstanbul İlim ve Kültür Vakfının tertiplediği Risale-i Nur Sempozyumunun açılışında Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı sıfatıyla en dikkat çekici konuşmalardan birini yapan Prof. Dr. Mehmet Görmez’in, 4 Ekim’de haber olarak verip 12 Kasım’da da tam metnini yayınladığımız konuşmasının sonunda açıkladığı tarihî gerçeği, kendi ifadelerinden özetleyerek bir kez daha hatırlatacak olursak: “Mâlûm olduğu gibi, Risale-i Nur Külliyatı ülkemizin tarihinde muhtelif dönemlerde mahkemelerde yargılanmıştır. “Bu mahkemelerin de zaman zaman bilirkişi raporları desteğini alabilmek için Diyanet’e müracaatları olmuştur. “Türkiye’nin büyük mahkemelerine Diyanet’çe, Heyet-i Müşavere azalarınca, bazen il müftülerince takdim edilen tarihî belgeleri okuduktan sonra; iç dünyamda oluşan coşkuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. “Türkiye’nin en zor zamanlarında Diyanet İşleri Başkanlığınca bu mahkemelere verilen 17 ayrı bilirkişi raporunda risalelerle ilgili menfî bir tek kelimenin olmayışının, Başkanlığın tarihine şerefle yazılması gereken bir belge olarak kaydedilmesini düşünüyorum. “Rize Müftüsü merhum Yusuf Karaali’den, Diyanet’i 25 yıl omuzunda taşıyan, emek veren Ahmet Hamdi Akseki merhuma kadar, Ali Rıza Hakses’e kadar, Heyet-i Müşâvere içerisinde yer alan bu büyük âlimlerin her birisi sizce ‘Henîen leküm, henîen leküm’ (Kutlu olsun) mesajını hak etmiyorlar mı?” Bu ifadelerin sahibi olan Prof. Dr. Mehmet Görmez, 10 Kasım’da Diyanet İşleri Başkanlığına getirildi ve ertesi gün, 11 Kasım’da, yaklaşık sekiz yıldır Başkanlık koltuğunda oturan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’dan devraldı. Devir-teslimin gerçekleştiği gün, Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, Prof. Görmez’e şöyle bir tebrik mesajı gönderdi: “Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Diyanet İşleri Başkanlığına getirilmeniz vesilesiyle tebriklerimi sunar, Allah’tan hayırlı başarılar dilerim. “Selâm, saygı ve muhabbetlerimle.” Prof. Görmez de, cevabî teşekkür mesajını, Kurban Bayramı tebriği ile birleştirerek verdi: “Dindarlık bilincimizi tazeleyen, millet olma irademizi diri tutan; birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızı pekiştiren, rahmet dini İslâmın evrensel mesajıyla gönülleri dolduran Kurban Bayramınızı en içten duygularla kutlar; ülkemiz, İslâm dünyası ve bütün insanlık için hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz eder; Diyanet İşleri Başkanlığı görevine atanmam sebebiyle gönderdiğiniz tebrik mesajı için çok teşekkür eder; bilvesile selâm ve sevgilerimi sunarım.” Göreve başlama mesajında son derece önemli ve anlamlı açılımların işaretlerini veren Prof. Görmez’e buradan da tekrar tebriklerimizi sunuyor; öncelikle ve özellikle, geçmiş dönemde yapılan ve halen de devam eden bazı yanlışların düzeltilmesinden başlayarak, Diyanet’i “İslâmın çağrısıyla 21. yüzyıl insanını buluşturma” hedefine yönelik çalışmalara yoğunlaştırma noktasındaki gayretlerinde Cenab-ı Haktan hayırlı başarılar niyaz ediyoruz. *** Bir cezaevi mektubu Nevşehir E tipi Kapalı Cezaevinden yazan Mehmet Güneri’nin mektubunu birlikte okuyalım ve mektubun sonunda dile getirdiği talebe özellikle dikkat edelim: Ben yaklaşık beş yıldır cezaevindeyim. Aslen Diyarbakırlı olup Adana’da ikamet etmekteydim. Bir yıldan beri Nevşehir Cezaevindeyim. Burada Yeni Asya’yı elimden geldiği kadar takip etmeye çalışıyor ve beğenerek okuyorum. Gazetenizin “seri ilânlar” bölümünde, Kayseri’de bulunan Nurs Kitabevinin reklamını gördüm. Sahibi Ahmet Serbest Beye mektup yazarak, kitap yardımında bulunmasını rica ettim. Allah sizden de, ondan da razı olsun, beni kırmayıp kitap gönderdi. Şimdi sizin aracılığınızla, Ahmet Serbest Beye teşekkür ediyorum. Vesile olduğunuz için size ve Yeni Asya’nın tüm elemanlarına da ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. Bu arada, bir rica ve talebimi de iletmek istiyorum: Bir takım Risale-i Nur Külliyatı edinmeme de yardımcı olursanız minnettar olurum. Saygılarımı sunar, başarılar ve saadetler temennî ederim. Allah’a emanet olun. 22.11.2010 E-Posta: [email protected] |