Şaban DÖĞEN |
|
Allah'a isyan olan yerde |
Sa’d bin Ebî Vakkas (r.a.) ilk Müslümanlardandı. Hz. Ebû Bekir (r.a.) vasıtasıyla İslâma girmiş, kendisiyle birlikte Müslümanların sayısı yediye ulaşmıştı. Sa’d (r.a), Müslüman olduğu gün henüz namaz farz kılınmamıştı ve on yedi yaşındaydı.1 Sa’d (r.a.) Müslüman olmadan önce rüyasında kendini karanlık bir yerde görür. Ay’ın doğduğunu ve onun ışığında yürümeye başladığını, aynı yolda Zeyd b. Harise, Ali b. Ebî Talib ve Ebû Bekir’in de (r.a.) yürüdüklerini fark eder. Ne kadar zamandan beri burada olduklarını sorduğunda, onlar, “Bir saat kadardır” derler. Ertesi gün hemen araştırmaya girer Hz. Sa’d. Resûlüllahın (a.s.m.) gizlice İslâma dâvette bulunduğunu öğrenir ve onu Ecyad Tepesi taraflarında ikindi namazını kılarken bulur ve hemen orada İslâma girer. Kendisinden önce rüyada gördüğü kişilerin de İslâmla müşerref olduklarını öğrenir.2 Hz. Sa’d İslâma bütün samimiyetiyle inanır, emirlerine canla başla sarılmaya başlar. Daha hak yola girdiğinin ilk günlerinde annesi karşısına çıkar, atalarının dinine döndürmeye çalışır, eğer dininden dönmezse aç ve susuz kalacağına dair yemin eder ve üç gün açlık grevi yapar. Hz. Sa’d annesini çok sevmektedir. Fakat yeni inandığı Allah’ını ise her şeyden çok sevmesi gerektiğini bilmektedir. Zerre kadar taviz vermez, inancından vazgeçmez, “Senin bin tane canın olsa ve bunları bir bir versen, ben yine de dinimden dönmeyeceğim” der. Onun kararlılığını gören annesi yemininden vazgeçmek zorunda kalır.3 Hz. Sa’d, hakkında, “Eğer ilâh olduğuna dair hiçbir delil bulunmayan birşeyi Bana ortak koşman için seni zorlayacak olurlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin”4 meâlindeki âyet nâzil olmuş, benzer olaylarla karşılaşabilecek mü’minlere de yol göstermişti. Allah yolunda ilk kan akıtan da odur. İslâmın ilk yıllarında sayıları az olan Müslümanlar saldırgan müşriklerin şerlerinden kurtulmak için ibadetlerini gizlice ve tenha yerlerde yaparlardı. Bir gün Hz. Sa’d (r.a) arkadaşlarıyla birlikte ibadet ederlerken müşriklerden bir grup onlara sataşarak İslâmla alay etmiş, saldırmışlardı. Hz. Sa’d eline geçirdiği bir deve sırt kemiğini alıp müşriklere karşılık vermiş ve onlardan birini yaralayarak kanlar içerisinde bırakmıştı.5 Allah yolunda ilk oku atma şerefi de ona aittir.6 Bedir savaşında müşrik süvari birliğinin komutanı olan Sa’id b. el-As’ı öldüren de oydu. Bu cesur insanın Uhud’da da büyük kahramanlıklar gösterdiğini biliyoruz. Uhud’da Müslümanlar paniğe kapılıp dağıldıklarında Resûlullahı (a.s.m.) koruyan birkaç Sahabîden birisi de Hz. Sa’d’dı. Ok atmakta son derece mahir, attığını isabet ettiren bu Sahabeye Allah Resûlü (a.s.m.) okları veriyor, hoşnutluğu sebebiyle onu övüyor, hiçbir kimseye anne ve babasını birlikte zikretmediği halde, “At Sa’d at! Anam babam sana feda olsun!”7 diyordu. Onun Uhud’da tek başına bin ok attığı rivayet edilir.8 Hendek, Hudeybiye, Hayber, Mekke’nin fethi ve diğer gazvelerin tamamına katılan, Resûlullahın (a.s.m.) vefatından sonra Hz. Ebu Bekir’e (r.a) biat eden Sa’d (r.a), Hz. Ömer döneminde aktif görevlerde bulunmuş, İran imparatorluğunu çökerten Kadisiye ordusunun kumandanlığını yapmıştır.
Dipnotlar:
1. İbn Sa’d, Tabakâtül-Kübrâ, Beyrut: III: 139. 2. İbnül-Esir, Üsdü’l-Ğâbe, II: 368. 3. A.g.e. 4. Lokman Sûresi: 15. 4. Üsdü’l-Ğâbe, II: 367. 5. Tabakâtü’l-Kübrâ, III: 139. 6. Müslim, Fezâilü’s-Sahabe: 5; Tabakat, III: 141; İbnül-Esîr, el-Kâmil, II: 155. 7. Üsdül-Ğâbe, II: 367. 8. A.g.e. 12.06.2009 E-Posta: [email protected] |