Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Kısa kısa



İlker Bey: “Âyetlerde geçen, ‘kendi eliyle kazanmak’ ne demektir? Kişi kendi eliyle kazandığını dünyada mı, ahirette mi bulur? Dünyada birisinin az, diğerinin çok kazanması bu kapsama girer mi?”

Kur’ân, “İman edenleri ve onlara iman ile tâbi olan nesillerini ve zürriyetlerini Cennette birbirine kavuşturacağız. Onların amellerinden de hiçbir şeyi eksiltmeyeceğiz. Herkes kendi kazandığıyla karşılık görür”1 buyurur. Bu âyette geçen kişinin kendi eliyle kazandığını bulması, kişinin yapıp ettiklerine karşılık dünyada veya ahirette, Allah’ın adaleti gereği bulduğu bedellerdir, karşılıklardır.

Dünyada Cenâb-ı Allah dilediğine az, dilediğine çok veriyor şüphesiz. Bu birebir karşılık olabilir tabiî ki, ama bunları da Allah’ın fazlından ve imtihan gereği verdiği şeyler olarak bilmek ve Allah’ın verdiği bütün nimetler için şükrü elden bırakmamak lâzım. ‘Ben kazandım’ demek, kişiyi şükürden uzaklaştıran bir tehlikedir. Âhirete ulaşmadan her şeyi imtihan gereği bilmek daha doğru olur.

***

Kıbrıs’tan okuyucumuz: “Cenâb-ı Hak rızkımızı tayin ettiği halde neden çalışmak zorundayız?”

Çalışmak zorundayız. Çünkü:

1- İnsanız. Çalışmakla yükümlüyüz.

2- Çalışmak helâlinden istemek mânâsında bir fiilî duâdır. Haram kazançtan Allah’a sığınmak ve kazancın helâlini istemek bizim vazifemizdir.

3- Kendisinin ve çoluk çocuğunun helâl rızkı için alın teri dökenleri Cenâb-ı Allah sever.

4- Çalışmak Allah’ın emri ve bütün Peygamberlerin sünnetidir. Cenâb-ı Hak Kur’ân’da, “İnsan ancak çalıştığına erişir”2 buyurur.

5- Kazancımızdan başkalarını da yararlandırmak, başkalarına yardımcı olmak, başkalarını yedirmek, içirmek, giydirmek ve derdine derman olmak büyük sevaptır. Bu sevap ise çalışmakla elde edeceğimiz helâl kazanca bağlıdır.

Hazret-i İsa’dan (as) sonra gelmiş salihlerden olan Cercîs Aleyhisselâm helâl mal kazanmak için hiç durmadan ticaret eder, çalışır, kazanırdı. Herkesin zekâtını hesapladığı yıl sonu gelince o malının zekâtını değil, sermayesini hesaplar ve fakirlere dağıtırdı. Derdi ki:

“Benim çalışmam, pazarlara gidişim ve ticaretim ancak fakir fukara içindir. Eğer o maksadım olmasa bütün malımı fukaraya yağma ettirirdim.”3

6- Rızkın tamamen Allah’ın ikramı olduğunda şüphe yoktur. Rızkın tek zerresi bile bizim mülkümüz değildir. Yaratıcısı biz değiliz. İkram eden biz değiliz. Allah’ın yeryüzünde yarattığı rızkı Allah’ın bize hibe ettiği aza ve organlarımızla kazanıyoruz. Bizi ve sahip olduğumuz bütün kuvvetleri yaratan Allah olduğu gibi, bize çalışma gücü veren de, kazancımıza bereket veren de, bizi rızıkla doyuran da hiç şüphe yok ki Cenâb-ı Allah’tır. Helâlinden kazanmakla, helâl yerlere harcamakla ve şükretmekle vazifeli olan ise bizleriz.

Öyleyse bizim çalışmamız, rızkı Allah’ın verdiği hakikati ile çelişmez.

***

Abdülmecit Bey: “Tahiyyetü’l-Mescid Namazı nedir? Her vakit kılınabilir mi?”

Bir camiye veya mescite ilk defa giren kimsenin kıldığı iki rekâtlık bir namazdır. Hükmü sünnettir. Bu namaz vakit namazı dışında camiye veya mescite girildiği zaman kılınır. Vakit namazına başlanmış olması durumunda ise, kılınan vakit namazı Tahiyyetü’l-Mescid namazı yerine geçer.

Tahiyyetü’l-Mescid namazı üç kerahet vaktinin dışında her zaman kılınır. Şafiîlerde kerâhet vakitlerinde de kılınabilir.

Dipnotlar:

1- Maide Sûresi: 6; 2- Tûr Sûresi: 52/21

2- Necm Sûresi, 53/39

3- Taberî, 3/174

06.04.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.04.2008) - Sorular - cevaplar

  (04.04.2008) - "Ey göz, güzel bak!"

  (02.04.2008) - Veren elin üstünlüğü

  (01.04.2008) - Kısa kısa

  (31.03.2008) - Muhtelif cevaplar

  (30.03.2008) - Kısa kısa

  (29.03.2008) - İmanda aklın sorumluluğu

  (28.03.2008) - Kabir ziyareti üzerine

  (27.03.2008) - Dünya-kabir yakınlığı

  (26.03.2008) - Tembelliğe tevekkül kılıfı geçirmeyelim

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri